Murat Belge vak'ası
Fotoğraf: Envato
Zaman kekemeydi ve tarihe sızan soytarılar gördük genç ömrümüzde.
Ahmet Telli
Geçen günbi’ arkadaşım aradı. Murat Belge’nin yazısını gördün mü? dedi.
Sağ olsun, gönderdi bahsettiği yazıyı da haberdar oldum.Taraf’ta yazıyormuş…
Şaka, elbette...
Hep takip etmeye çalışırım, Belge’yi. Diğer pek çok serüveni gibi, Taraf yazarlığını da biliyorum. Yazılarını da…
O hep böyle yapar ya…
Eleştireceği yazı ya da her ne ise… Hiç takip etmez, bilmez!.. Hep birileri söyler ona bilmem hangi ülkedeki konferans dönüşünde…
Belge’nin pek sevdiğini düşündüğüm bu “snob” üslubunu hatırlayınca…
‘Murat Belge kibri’ni taklit ettim, kendimce…
Yok, hayır. Başlıktaki Vak’a kısmı bu anlattığım değil…
Neredeyse her emek, sömürü, sınıf… lafını görünce “sınıf indirgemeciliği” uyarısı yaparken…
Althuser’den“sorunsal” gibi kavramları ‘indirgeme’sine filan da girmeyeceğim…
Kısa bi’ yazıda toplamak harcım değil bunları.
Uzun da etmek istemiyorum.
Murat Belge, “Açıklanması gereken bir nokta”yı (Taraf, 27 Temmuz 2013) yazdı.
Ben de bir iki noktaya değineceğim. Sadece.
Belge,yakınıyor: “ AKP’ye başından beri ölesiye düşman olan bazı çevreler, benim gibi bunun tersini yapmış olanlara, şimdi, ‘Nasılmış? Biz haklı değil miymişiz? Şimdi dediğimize geldiniz mi?’ yollu sataşmalarda bulunuyorlar.”
Bu da Belge’nin asabını bozuyor: “Hayır. Böyle değil. Kimsenin ‘dediğine’ gelmedik; aslında herhangi bir yere de gelmedik. Başından beri nerede idiysek, bugün de oradayız. ‘Orası’ dediğim yer, ‘demokratik değerler dünyası’.”
Belgegillere böyle diyenler de “durdukları yerde” imiş ama fark şu: “Ama onların durduğu yer, kendilerini sabitledikleri yer demokratik değil, antidemokratik değerlerin dünyası.”
Yani “‘Ordu göreve’gibi sloganlarla coşanlar, siyasetin sadece ‘yukarıdan aşağıya’ işlemesinden yana olanlar vb., vb.”
Belge’ye göre, “Bu iki ‘duran’ cephenin yanında bir de hareket halinde olan kesim vardı: AKP. Benim onlara bunca yıl koşullu destek vermemin temel gerekçesi de buydu: hareket halinde olmaları.”
Evet, “hareket” meftunu Belge, pek hareketli gördüğü AKP’yi bu nedenle desteklemiş.
İyi ama zaten birileri de AKP’nin bu hareketlerini iyi hareketler olmadığını…
Bu gidişatın neticesinin üç aşağı beş yukarı (Belge’nin de şimdi pek memnun olmadığı) gelinen nokta olacağını söylüyordu…
Ama hayır, O, ısrarlı:
“Biz değişmedik….Değişen Başbakan ve onu izleyen kitle.”
Belge’nin haklı olduğu kısım şu:
O sahiden DP’yi, ANAP’ı şimdi de AKP’yi hep demokratik değerler adına destekledi…
Demokratikleşme dinamiğini hep sağda gördü…
Küçükömer’in o meşhur “sağ aslında sol” tezini o kadar abarttı ki, DP, ANAP ve AKP’nin bu “demokratik” damarını tarih bilinciyle sorgulamadı…
Sınıf bağlamından kopuk vesayet, devlet, Kemalizm ve CHP eleştirileri bu arkadaşları solun caşları olmaya mahkum etti…
Bu arada Belge, Başbakan ve kitlesine de haksızlık etmesin: Satmadılar sizi…
Onlara biçtiğiniz ve bi’ süre taşımakta beis görmedikleri “demokrat” şalını -artık- bırakmak dışında onlar da değişmedi…
DP’yi destekleyen zamane sosyalistler çabuk ayılmış, Menderes’ten vazgeçmişti…
Bunlar o kadar arsız ki...
Belge hâlâ kopuştan değil, AKP ile mesafeden söz ediyor:
“O kesimde (AKP ile) aramızdaki mesafenin büyümesi, öbür kesimle aramızdaki mesafenin küçülmesi, kısalması anlamına gelmiyor.” diyor.
Ala…
Temennim o ki, Belge’ler ile AKP arasındaki mesafe en kısa sürede kapansın…
Zira ruh hali sanki pek iyi değil.
Öyle olmasa siyasi tabloyu AKP, ona mesafeli duran demokrat (Belge’ler) ile “Ordu göreve gibi sloganlarla coşanlar” (ile “nüansları”) diye tanımlamazdı…
İlk iki kategoriyi anladık da… Ben kendimi hiçbir yerde göremedim… Sahi ‘Gezi’ nerede bu saflaşmanın?
Belge’nin (dışındaki) sosyalist çevrelerden hazzetmediği sır değil…
Ama yok saymak… Nesnel gerçekliği bu kadar ters yüz etmek… Hele darbecilikle itham etmek…
Belge Vak’asının geldiği nokta sahiden hazin…
SATIR ALTINDAN NOTLAR TAKİYE
AB Bakanı Egemen Bağış, haziranda Gezi eylemcilerine “terörist” demişti.
New York Times’e (29 Temmuz 2013) yazdığı açık mektupta ise, Gezici’leri“Canlı sivil toplumun üyeleri” ilan etmiş.
Uluslararası Af Örgütü Yönetiminden William Jones’un da hınzırlığı tutmuş, AB Bakanı Egemen Bağış’a açık mektup yollamış:
“Protestocular terörist mi, canlı sivil toplum üyeleri mi? Karar verin.” (Hürriyet, 3 Ağustos 2013)
Merak edip de muhatabına soran gazete/ci çıktı da ben mi kaçırdım?
KİRLİ MENDİLİ SÜPÜRME ZAMANI MI?
Eski İran Cumhurbaşkanı, giderayak Türkiye’yi uyarıyor: Tehlikedesiniz…(Basın, 3 Ağustos 2013)
İsim vermeden RT Erdoğan’a, adrese teslim bir de mesaj veriyor: Batılı güçler kullandıktan sonra kullanılmış mendil gibi kenara atacak…
Ahmedinecad’ın eski Yeşilçam repliği kıvamındaki ‘mendil’ metaforunu duyunca meraklandım…
Hani Cüneyt Zapsu, Erdoğan’ı kastederek ABD’lilere, “Delikten süpürüp atmayın, kullanın!” tavsiyesinde bulunmuştu ya…
Acaba, efendileri Bölge’de lime lime dökülen AKP’yi süpürme kararı vermiş olabilir mi?
Son soru: Cemaat’in mendil kapmaca oyununa merak sarmasının bununla alakası olabilir mi?
MALUMUN İLANI
Hürriyet’in, Rize RT Erdoğan Üniversitesindeki malum skandalı böyle duyurdu (2 Temmuz 2013).
Her şeyi anlatan sade ve güzel başlık:
Fakültelere alınacak öğretim üyelerinin sadece sayısını değil adlarını da yazmışlar ilana… Hatta haklarındaki notları da…
Bilmiyorum, mütedeyyinler bunu bi’ işaret olarak okudular mı ama…
Tezgah ilana dolanınca afişe olan “mağdur” AKP’liler Camaat’iima etti…
Zaman yalanladı filan…da…
Beceriksizliğin,Cemaat’i suçlayarak örtbas edilmeye çalışıldığı düşünülse bile şu, ayan beyan ortada:
AKP ile Cemaat arasında bu türden tertipler beklenecek kadar kavga ve güvensizlik var…
Bunları öğrenince Hürriyet’in başlığı daha anlamlı geldi: Malumun ilanı.
EVRENSEL’İN GOLÜ
Gören arkadaşlarımın da kanaati: Çok iyi başlık…
Evrensel’in“Penaltıyı da Tayyip atsın” (1 Ağustos 2013) manşetinden söz ediyorum…
İktidarın panik ve telaşını değil sadece… Dönemin halet-i ruhiyesini de sıcak ve zarif mizahla özetlemiş arkadaşlar.
Merakım şu:
Tüm bu önlemler işe yaramazsa…
Başbakan, verin topumu gidiyorum, maç bitti, şımarıklığındaki bacaksız muhteris gibi davranır mı?
Ligleri iptal eder mi?
O kadar da değil demeyin, yakın tarihi hatırlayın…
TOMA’YA: EYLÜLDE GEL!
Bülent Arınç, “Türkiye tef gibi gergin.” (Milliyet, 25 Temmuz 20) derken, Hükümetinin ruh halini anlattığı fark ediliyordu ama…
Bu kadarı da iyice tuhaf hal aldı…
Mezarlıktan geçerken ıslık çalmak gibi her an, her yerde “tef” çalıyor AKP…
Baksanıza…
Polis geçen cumartesi (3 Tem. 2013) yine (İstanbul) İstiklal Caddesi’nde terör estirdi…
Selamlaşmak için duran küçük grupçuklara bile şiddet uyguladı.
“Eylül sendromu” sadece devlet terörünü artırmıyor. Neredeyse her meselede akla ziyan yasaklar getiriyor.
Hani bu hallerini gördükçe… Fazlasını değil…
Alpay’ın Eylülde Gel diye pek romantik şarkısı var ya… Ver parasını, çaldır mütemadiyen Çevik işgalindeki İstiklal’de, diyeceğim… de…
Eminim bunu bile yasaklarlar…
Alpay’ın başını yemeyelim.
- 'Zamanın Ruhu' söyle bize: Sputnik’ten Sabah’a; grev kırıcıları ne yana düşer, bizim eski Beko İşçisi Kamber ne yana?.. 30 Eylül 2023 04:17
- ‘Beşli Çete’nin Nihat Özdemir’i ile İbrahim Çeçen Akbelen’de hayatı katlediyor ey insanlık… Desek, hedef mi göstermiş oluyoruz?.. 29 Temmuz 2023 04:40
- Muhasebe aynasına bakarak iğneli fıçıda dertleşme yazısı: Anlatılan sizin de hikayeniz olabilir mi? 18 Temmuz 2023 04:10
- Soner Yalçın’a Sözcü’deki okuru da sormalı: Kılıçdaroğlu’nu elimine etme karargahı olarak gösterilen, RTE’nin “Eski Özel Kalem Müdürü” Hasan Dağcı’nın yalısını yurt edindiğin iddiası doğru mu? 06 Mayıs 2023 04:38
- "Kılıçdaroğlu kazanamaz" yargısına iman ederek "millet"i devirmeye kalkmak, muhalefeti bölerek "Erdoğan kazansın" demenin Akşenercesi olur!.. 04 Mart 2023 04:22
- Atacağım hiçbir başlık, bu alengirli işleri izah edemez, isterseniz buyurun bir de siz deneyin… 24 Aralık 2022 04:48
- Otopsi Masası Raporu 2: Hulki Cevizoğlu gibi ikametgahını Saray’ın Bekçi Kulübesine aldıran ‘Ulusalcılar’ bakın kime benziyor… 10 Aralık 2022 04:27
- Otopsi masası raporu: Ahmet Hakan "gereğini yapıyor" olmanın gözünü çıkarırken, "yayın yasağını savunan genel yayın yönetmeni" olarak tarihe geçti 03 Aralık 2022 03:32
- Embedded Cüneyt (Özdemir) "Z Kuşağı"nı Saray'a "iliştirme" mesaisinde 03 Eylül 2022 04:20
- Halkı, basın özgürlüğü mücadelesiyle dayanışmaya çağırdığımız destek kuvveti saymakla yetinmeyelim… Medyanın demokratikleştirilmesi mücadelesinin kurucu öznesi, ikinci asli ayağı olarak örgütlemeyi tartışalım… 13 Temmuz 2022 04:40
- Rasim O. Kütahyalı herhangi bir devlet kurumunun elemanı mı? Değilse, neden ‘devletin bazı kurumlarındaki üstadlarımız’ diyor? Kim bu üstadları? 07 Haziran 2022 04:10
- İmamoğlu otobüsü devirdi – 2: Sol muhalefetin huzuruna Özkök ve Alçı ile çıkmanın, Cem Küçük ile ‘sivil ölüm’ mahkûmu 'Barış akademisyenleri’ni ziyarete gitmekten ne farkı var!.. 17 Mayıs 2022 00:06