İkinci yarı…
Dayanamayacağım artık, birileri adını kendime sakladığım yazana bir uyarı çeksin. Gazetesinin işvereni mi, sorumlu yöneticisi mi, yazı işlerine bakanı mı, spor sayfasını düzenleyeni mi kim olursa olsun; ama biri kesinlikle olaya el koysun ve o yazana atasözleri ve deyimlerin doğru yerlerde, doğru zamanda; en önemlisi de doğru biçimde kullanılmasını göstererek öğretsin. Ya da; belki de en iyisi kullanmasını yasaklasın.  Hani, atasözleri ve deyimlerle ilgili bir sözlük armağan etsin; hem de ben yapayım o işi diyeceğim; ama salt sözlükle, kitapla olacak gibi de değil  bu. Birisi başında beklemeli, sürekli denetlemeli her yazdığını. Ya da en iyisi biraz önce de belirttiğim gibi kullanması engellensin. Zorla yaşatılmaya çalışılan ileri demokrasinin özüne de aykırı olmaz nasıl olsa. Azıcık sesi çıkanlar gazetelerden atılıyor, daha sesli olanlar ağırlaştırılmış yüz yıllık konaklamaya zorlanıyor, takım yandaşlarından da uygun davranış sözü alınıyor ya!.. Bu da yapılıversin, ne olur yani.
Temmuz sıcağını serinletmekten öte bayağı bir soğutan, okuyanı üşüten yazısında “Saman altından ‘çomak’ gösterilerek…”  diye bir şeyden söz ediyordu o yazan adam. Arkası da başka biçimde geliyordu ya, benim arkasının arkasından gidecek gücüm yoktu. Salt bu söze değinip güneşe atacağım kendimi ve donmuş kanımın yeniden akmasını sağlamaya çalışacağım.
Böyle durumlarda; yanlış olduğundan kuşku duymasam da, sözü alır sözlüğe götürürüm kaş yaparken göz çıkartmayayım, eşelediğim yanlışa kendim düşmeyeyim diye. Yanlışın yanlışlığını güvenilmesi gereken kaynaklardan doğrular, sonra yazıya dökerim. Ne ki bu sözde götürebileceğim bir şey bulamadım. Hani, “Aba altından ‘çomak’  göstermek” ten söz etmiş olsa, doğrusu sopa olacak olmasına karşın, ses etmez canı çomak çekmiş der geçerdim, ufak bir anımsatmayla da olsa.  Çünkü aslı öyledir sözün. “Aba altından sopa göstermek”  demiş atalarımızın atalarının ataları, eğer kullanılmak istenen söz o idi ise. O zaman da sopa olması gereken çomağın samanın altında ne işi sorusu çıkıyor ortaya ki yanıtlaması çok zor. Üstelik de yaz ürünü samanın karşısında üşütme geliyor insana. Çünkü…
Samanın altından su akması gerekiyor bir başka özlü ve güzel deyime göre. “Saman altından su yürütmek” gibi bir deyim bırakmış bize atalarımızın atalarının ataları; ama orada çomak bulunmuyor. Kuşkusuz saman altında ve suyun üstünde çomak yürütebilenleri özel olarak kutlamak; hem de dünyanın o ünlü rekorlar kitabına sokmak gerekir bir anlamı olmayacak olsa da; ama... O nedenle bu sözün nereden çıktığına kuşkuyla bakmalı, nasıl çıktığından çok.
Umarım ve dilerim adı bende saklı adamın yaptığı karışıklık salt budur ve sözün “ Köprülerin altından daha çok sular geçer” sözüyle bağlantısı, ilişkisi ve benzeri şeyleri yoktur. Çünkü, genellikle bu sözle karıştırılırdı saman üzerine konuşlandırılmış o söz. Örneğin, on yıl önce, Erman Toroğlu’dan “İkinci yarının başında suların altından neler geçecek”  diye bir söz duymuş, aynı yıllarda Sergen Yalçın’ın bir yazısında da “O derenin altından çok sular akar daha…”  diye de bir başka söz okumuştum. İşte bu sözlerde ya saman altında yürütülecekti bir şeyler ya da köprü altından akıtılacaktı çok şeyler. Günümüzde bu sözlere bir de çomak  sokuluyordu, tekere sokulur gibi.  
Adamın karışımında bu söz de olmasın sakın!? Hani çomak da gösterildiğine göre, sokulacakken. Var ya “Tekere çomak sokmak”  gibi bir deyim. Eyvah ki, ne eyvah yani! Saman altından tekere çomak mı gösterilecekti acaba!?  Bence hiç sakınca yok, çünkü bu sözün her birine ayrı ayrı; tümüne de toptan uygundur yazının içeriği. Yani, saman altından su da yürütülebilirdi, aba altından sopa da gösterilebilirdi ve de tekere çomak da sokulmuş olabilirdi de doğru yazılmış olsaydı.
Her neyse ve her ne olursa olsun; hem de hangi deyim düşünülürse düşünülsün ben düşündüklerimde kararlıyım, dirençliyim ve de inançlıyım. Kendileri bağışlasınlar beni; ama yazılarının basılmadan önce ve her görüldüğü yerde bir denetimden ve gözetimden kesinlikle geçmesinden yanayım. Bunun, yazanın, okuyanın; en çok da benim sağlığım açısından yadsınamaz bir önemde olduğunu düşünüyorum. Umarım yapılır. Dilerim yapılır. Yapılsın yani!..

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et