Gözetlenen yaşamlar, gözetleyen iktidar
Gözetlemek sözcüğü birinin yaptıklarını belli etmeden izlemek, gizlice bakmak, dikizlemek şeklinde tanımlanıyor Türk Dil Kurumunun (TDK) Büyük Türkçe Sözlüğü’nde. Çoğunlukla olumsuz göndermeleri olan karşılıklar bunlar. Korumak (esirgemek), bakmak, özen göstermek, himaye etmek gibi daha olumlu bir anlama sahip olan gözetmek sözcüğünün karşılıklarından biri de TDK’nin Tarama Sözlüğü’ne göre gözetlemek olarak yer alıyor. Bu noktada, olumsuz göndermeleri olan gözetlemek sözcüğü olumlu bir sözcükle de ilişkilendirilmiş oluyor. Bu girişi bağlamak istediğim konu ise merkezi iktidarların, güvenlik bahanesiyle her an ve her yerde kendisine tabi olanları izleme, gözetleme ve dikizleme arzusu… Sadece izlemekle kalmıyor tabii ki iktidar, aynı zamanda kaydediyor da… Kaydettiklerini gerektiğinde kullanmak üzere… Futbol maçları, toplu taşıma araçları, kent meydanları da dahil olmak üzere kamusal alanların hemen hemen hepsi, bilim ve eğitim kurumları, iş yerleri, trafik noktaları, değerli nesnelerin alınıp satıldığı ve saklandığı yerler olduğu için güvenlik tehdidiyle karşı karşıya olan mekanlar, evler (çocuk bakıcıları), insanların izlendiği, gözetlendiği, yaptıklarının kaydedildiği yaşam alanları. Bazı kişilere sorulduğunda, bu uygulamanın güvenlik nedeniyle yararlı olduğunu ya da başka pratik faydaları olduğunu duymak olası… İzleniyor ve gözetleniyor olmak insanların çok da yadırgadığı bir şey değil. Bu noktada Jeremy Bentham’ın cezaevi için hazırladığı mimari tasarımı Panoptikon konusuna girmek istiyorum. Bu tasarımda ortada bir kule var ve bu kulenin çevresinde çember biçiminde ve içinde hücrelerin bulunduğu bir yapı var. Hücreler kuleye, kule hücrelere bakıyor. Çember biçimindeki yapının dışından ise ışık vuruyor. Hücrelerin içindeki mahkumlar kulede bulunan bir görevli tarafından gözetlendiklerini düşünüyorlar. Ama aslında gözetlenip gözetlenmediklerini hiçbir zaman bilemiyorlar. Görevli varsa bile onu görmüyorlar. Görevli ise çemberin dış duvarından gelen ışık sayesinde mahkumları her an gözetleyebiliyor. Mahkûmlar böylece gözetlendiklerini düşünerek hareketlerine dikkat etmek durumunda kalıyorlar. Aksi takdirde cezalandırılacaklar. Fransız filozofu Michel Foucault bu mimari tasarımın ardındaki zihniyetin sadece cezaevi mahkumları için değil, tımarhanelerdeki deliler, hastanelerdeki hastalar, okullardaki öğrenciler, iş yerlerindeki çalışanlar için de geçerli olabileceğini vurguluyor. Bu mimari tasarımın yerini tutacak olan teknoloji ise günümüzde mevcut… Günümüzde internet ve çeşitli elektronik araçlar sayesinde, insanların ne zaman, ne yaptıklarını, o an nerede bulunduklarını, nereye gitmekte olduklarını, ne yazdıklarını, ne düşündüklerini, kimlerle iletişim halinde olduklarını bilmek mümkün hale geldi. İnsanlar böylece, izlendiklerinin veya izlenebiliyor olduklarının farkında olarak hareketlerine dikkat etmek durumunda oluyorlar. İnsanların cezalandırılabilecekleri davranışları sergilemekten kaçınmaları merkezi iktidarın arzuladığı bir durum… “Ya fark edilirsem, ya yaptığımdan dolayı cezalandırılırsam, vs.” gibi düşüncelerin insanların zihnini meşgul etmesi isteniyor. İnsan, bu soruları başka hangi nedenden dolayı sorar? Tanrı inancı varsa… Kendisini izleyen bir Tanrının varlığına inanan insan bu soruları sorar ve hareketlerine dikkat eder, cezalandırılacak bir harekette bulunduysa da, bağışlanmayı bekler. Bu noktada sorum şudur: sistemin yöneticileri, iktidar sahipleri, tam olarak ne yapmaya çalışıyorsunuz? Esirgeyen ve gerektiğinde cezalandıran gerekmediğinde de bağışlayan bir güç mü olmaya çalışıyorsunuz? İzleme ve gözetleme mekanizmalarınızla insanları tedirgin etmek mi istiyorsunuz? İnsanların sorgulamadan itaat etmelerini sağlayarak onları denetim altına mı almak istiyorsunuz?
EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!
Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.
Evrensel'i Takip Et