16 Ağustos 2013

Bahreyn ve Beyrut neden gözükmüyor?

Mısır’da yaşanan vahşet hiç şüphesiz Türkiye kamuoyundan hak ettiği tepkiyi buldu. Hiçbir siyasi gerekçe sivillere yönelik böyle bir katliamı  meşrulaştıramazdı. Konunun siyasi boyutlarını bütüncül ve tutarlı  biçimde analiz etmekle, vicdani, insani ve ahlaki sorumlulukla tavır geliştirmek birbiri ile ilişkili ama ayrı şeylerdir.

Hükümetlerin kınama ve lanetleme dışında yapabileceği  şeyler vardır, tıpkı kamuoyunun olduğu gibi.

Mısır’da darbe yönetimini desteği ile cesaretlendiren ülkelerin başında Suud ve bazı körfez ülkeleri gelmektedir. Kolayca tepki gösterilen Batılı ülkeler, kendilerinden beklenen duyarlı tavrı askeri müdahalede göstermeseler de sokaktaki müdahale konusunda görece insani refleks geliştirmişlerdir. İslami kamuoyunun tepkilerini kolay kolay dillendirmeye niyet etmediği Suud ve diğer körfez ülkeleri ise bu düzeyde bir pozisyon bile almamışlardır.

Oysa nasıl İsrail, ABD ve Fransız malları için hızlı boykot refleksi, hatta ilişkileri askıya alma çağrısı yapılabiliyorsa benzer tutumun körfez ülkeleri söz konusu olduğunda da sergilenebilmesi gerekir. Türkiye’nin özellikle sıcak para sorunu çözmek için göz yumduğu ve kendini  yanında pozisyon almak zorunda  hissettiği Suudi Arabistan yönetimi, Bahreyn’de fiili işgalci konumunu bile sergileyebilmiştir. Suriye’de aynı safta yer aldığımız Suud yönetimi Mısır’da gerçek vasfını ortaya koymuştur.
Bahreyn’de sokağa dökülen Şii halk kitlesini bastırmak için kullanılan araçlar Suud ordusunun tankları ve Türkiye’den satın alınmış malzemelerdir.

Başbakan Erdoğan, Batı  kamuoyunun tepkisini hak etmek için Mısır’da kaç kişinin ölmesi gerektiğini sorarken Bahreyn aklına bile gelmemektedir. Aynı  soruyu kendilerine sormamız gerekiyor. Türkiye’nin Bahreyn’deki gelişmelere duyarlı olması için kaç kişinin ölmesi, kaç kişinin tutuklanması gerekmektedir ?

Türkiye muhafazakar kamuoyu öylesine maniple edilmektedir ki, 2006 savaşında posterleri yere göğe sığdırılamayan Nasrallah’ın lideri olduğu parti Hizbuşşeytan ilan edilebilmektedir. Beyrut’ta patlatılan bombalarla onlarca insanın ölmesi, yüzlercesinin yararlanması ciddi bir gündem bile olamamaktadır.

Tam bu psikoloji,  Ortadoğu’da hazırlanan senaryo ve Türkiye’ye biçilmek istenen rolün sinyallerini vermektedir. Anadolu ahalisi Şiiler hayatını  kaybettiğinde susmayı hatta belki sevinmeyi tercih ettikçe büyük ateşe adım adım sürüklenmektedir.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et