17 Ağustos 2013

Kızım meslek lisesi seçtiğinde, okul müdürü, “Bu çocuklar teknik eleman olacaklar, ülkenin gereksinmesi de budur, mühendislik falan düşlemeyin” biçiminde bir konuşma yapmıştı. Burulmuştum. Mühendislik falan düşlediğimden değil de bu sözlerde Türkiyeli çocukları meslek liselerine yönelten Alman eğitimci küçümsemesi sezdiğimden.          
Son günlerde bakanlarımızdan biri eğitimimizle ilgili benzer bir yorum yaptı. Elbet Milli Eğitim Bakanı değil, Kültür Bakanı da değil. Ne işle ilgilendiğini çevreme baktıkça anlayamadığım yeni bir bakanlık: Çevre ve Şehircilik Bakanı.
Bakan Erdoğan Bayraktar sıradan bir vatandaş söylese, dine inanca hakaret vb. yüzünden dava konusu olacak bir iddiada bulundu. Sayın Bakan dedi ki: “Bu ülke Müslüman bir ülke. Yüzde 99’u Müslüman. Tarihten gelen bir yapısı var. Türkiye’nin bulunduğu coğrafya çok zor bir bölge ve Türkiye onun merkezinde bulunuyor. Şimdi Türkiye’nin bu konumu itibariyle biz icat yapamıyoruz, buluş yapamıyoruz. Tarım ülkesiyiz biz. Ne yapacağız biz?​”    
Bakanın konuşması “Ara teknik eleman ülkesiyiz biz. O zaman biz çok daha iyi eğitim almak zorundayız. İnsanlarımızı çok daha iyi yetiştirmek zorundayız. Öyle kalem efendisi değil. Çocuklarımıza, evlatlarımıza sahip çıkacağız. Eğer biz çocuklarımızı iyi yetiştirirsek kalem efendisi değil, ara teknik eleman, üniversiteyi bitiren, teknolojiyi iyi kullanan, bilgisayar bilen ve lisan bilen, dünyadaki bütün bilgileri alıp onları çok iyi kullanan, çok kaliteli gençler olarak yetiştireceğiz” diye tamamlanıyor.
Konuşma basında yer alınca Sayın Bakan yaptığı gafları gördü.(Basın suçlandı tabii) Yeni açıklamalar yapıp, İslam’ı övdü, bu dinin gelişmeye engel olmadığını söyledi.
Eski konuşmasına yeni yorum yaptı  (tevil/düzeltme de diyebiliriz):”Söz konusu konuşmada, Türkiye’nin çalkantılı bir coğrafyanın ortasında bulunduğuna işaret ederek, kalkınmayı sağlayacak yeni buluşlar yapmanın zorluklarını vurguladığını anlatan Bayraktar, Türkiye’nin Müslüman bir ülke olmasından dolayı önüne çıkarılan yapay zorluklara ve bölgesinde kalkınmış, güçlü bir Türkiye istemeyen kimi güçlerin olabileceğine dikkat çektiğini bildirdi.”
Ben Türkiye’deki genç nüfusun ucuz emek olarak kullanılma yanında ara teknik elemanlar olarak başkalarının (yabancı mühendis ve planlamacılar elbet)  “planladıkları” işleri gerçekleştirmeyi üstlenmesini yine de içime sindiremiyorum. “Kalem efendisi” diye küçümsenen bürokratları da yurt dışından mı ithal edeceğiz?  
Neyse 16 yaşında bilim insanı olmaya çalışan, popüler bilim dergisi Scientific American’ın özel ödülünü kazanan Elif Bilgin’den söz etmeyeceğim. Düzce Akçakoca’da bir büyük otelde kadınlar için konser verilince, konsere katılan hanımlar oynayabilir diye erkek müzisyenlerden oluşan orkestranın önüne masa örtülerinden bir perde çekilmiş ya... Duymadınız belki.
Ben çocukken Eskişehir’de yalnızca kadınların katıldığı düğünlere görme özürlü müzisyen çağırırlardı. Şaşardım. Oysa çözüm daha kolaymış.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et