Kimliğimi kim çaldı?
İngiltere’de polisin çocukların kimliklerini çaldığı ve muhalif hareketlere sızmak için kullandığı ortaya çıktı. Polis en az 42 çocuğun adını ve soyadını bu şekilde kullanmış. Temmuz ayında yapılan açıklamalara göre bu anlaşılması zor ve korkunç uygulama 1968’den 2008’e dek sürmüş. Çocukların kimliklerinin çalındığına ilişkin bu haberler dayanaksız değil. İddialar ardından 2011’de başlatılan soruşturmada 50 binden fazla belge toplanmış. Mick Creedon tarafından hazırlanan ve Creedon Raporu olarak bilinen rapora göre, söz konusu kimlik hırsızlığı iki gizli servis birimi tarafından gerçekleştirilmiş. Daha önce hazırlanan ara raporda (Herne Operasyonu Raporu) hedefin çeşitli muhalif hareketlere sızmak olduğu belirtilmişti. Çocukların kimliklerini çalan ilk birim Londra’da, Vietnam Savaşı karşıtı gösterilerin yoğunlaştığı 1968’de, muhalif gruplara sızmak amacıyla kurulmuş. Bu gruplara sızacak ajanlara sağlam kimlikler sağlamak üzere, polis ölüm kayıtlarını incelemiş ve küçükken ölen çocukların adlarını saptamış. Örneğin, yirmi yaşında gösterilere katılan bir kişi görüntüsü verebilmek için 1948 doğumlu çocukların kayıtları araştırılmış. Uygun olabilecek ölmüş çocuklar saptandıktan sonra, onların adlarına kimlikler ve diğer belgeler düzenlenmiş. Muhalif gruplara sızan gizli polisler, ailelerinden ve arkadaşlarından koparak, yıllar boyunca yeni kimlikleri ile yaşamışlar. 1968 kuşağının uzun saçlı ve uzun sakallı erkeklerine benzeyebilmek için saç ve sakal bırakmışlar. Birim içerisinde onlara “kıllılar” olarak hitap edilir olmuş. Bu skandal bir annenin şikayeti ile ortaya çıktı. Barbara Shaw, oğlu Rod Richardson’un kimliğinin polis tarafından kullanıldığı kanısına varınca gerçeklerin peşine düşmüş. 5 Ocak 1973’de doğan ve iki gün sonra ölen Rod, o yıl bu adla doğan tek çocuk olduğu için kimlik hırsızlığının ortaya çıkması kolaylaşmış. İddialara göre, Rod’un adını kullanan bir polis ajanı. Gerçek adı Mark Kennedy. Bu ajan birçok kapitalizm karşıtı gösteride yer almış; 2000-2003 arasında anarşist grupların içinde bulunmuş. Toplantılara katılmış, bir komün evinde yaşamış ve bir gösteri öncesinde bir kamyonet dolusu malzeme ile gözaltına alındığı izlenimini vermeye çalışmış. Ajanın kuşku verici davranışları 1 Mayıs hazırlıkları sırasında, 2002’de dikkat çekmiş. Polis ajanı Kennedy’nin Rod’un kimliğini kullanarak birçok başka eyleme ve toplantıya katıldığı, G8 toplantılarına yönelik gösterilerde yer aldığı ve 2003’de ortadan kaybolduğu da iddialar arasında. Kennedy’nin 2004-2009 döneminde “Mark Stone” adını kullandığı ve çevreci hareketlerde yer aldığı ise 2011’deki bir davada kesinleşmişti. Rod’un kimliğinin çalınması hakkında ayrı bir soruşturma şu an sürüyor. Stephen Lawrence 1993’de, Londra’da ırkçılar tarafından öldürülen bir genç. Onun adının, ajan Peter Francis tarafından kullanıldığı iddia ediliyor. Ajan Francis ırkçılığa karşı mücadele veren hareketlere sızmış. Kimlikleri çalınanların listesi uzayıp gidiyor. Listenin uzunluğu ile Creedon Raporu’nun kısalığı arasında ciddi bir çelişki var. Gerek rapor, gerekse açıklamalar kimlikleri çalınan çocukların yakınlarını oldukça öfkelendirmiş. Raporun seçimler öncesinde konuyu kapatmak için kısa tutulduğu iddia ediliyor. Diğer yandan, 2011’de Herne Soruşturması’na yol açan bir diğer çocuk meselesi daha var. Ajanların sızdıkları hareketler içerisinde kadınlarla ilişki kurdukları ve kimilerinin çocuk sahibi oldukları biliniyor. Polisin “görevi gereği” çocuk yapmasını değil açıklayabilmek, bunun ne gibi bir hak ihlâli olduğunu anlamak bile zor. Polislerin bir zorba devlet aracı olarak çocukların karşısına çıktığında ne denli korkunç şeyler yapabileceğini Türkiye’de yeniden ve yeniden gördük; hâlâ da görüyoruz. Devletin çocukların ana babalarını, kardeşlerini, yurtlarını, etnik kimliklerini, anadillerini, çocukluklarını, geleceklerini ve barışı çalması hep bilinen şeyler. İngiltere’den gelen haberler, demokrasi etiketinin –ne kadar sık kullanılırsa kullanılsın– zorba devletin ve polisinin gerçek yüzünü saklayamadığını gösteriyor.
EVRENSEL'İNMANŞETİ

“Aşı kampanyaları yapılmalı”

8 Mart’tan notlar: Mücadele yılının başlangıcı

30 yıl sonra Gazi’den Suriye’ye... | "O gün katliamı teşvik edenler bugün meşrulaştırıyor"

Evrensel'i Takip Et