'İngiliz' gazete basmış, 250 bin öğrenci kayıp: Eğitim, sansür, mühendislik
Fotoğraf: Envato
Eskiden ciddi bir analiz yapılsa, yiyeceği ilk damga “komplo teorileri” oluyordu.
Bir arkadaşım, düşüncede tasarlanabilen ne varsa, teknolojisi potansiyel olarak mümkün diyor. Özellikle toplumsal süreçlerin önemli bir kısmı, idari işlerin çok büyük kısmı, açık veya zımni bir “sözleşme/tasarı” taşıyor. Hatta en temel insiyaklar bile “tasarımcı” tarafından maniple edilip kullanılmaya çalışılıyor. Bu tasarımcının kim olduğu sorusu abiden, kocadan, reisten, komutandan, kraldan, piyasadan, MİT’ten, CIA’dan, Tanrıya kadar gidiyor. “Her şeyin tasarım olduğu” konusu ise, doğacılar biraz mesafeli olmakla birlikte, hemen herkesçe ortak bir kanaati oluşturuyor. Postmodern paradigmanın esasını oluşturuyor. Oysa sofistler işi iki bin beş yüz (2500) yıl önce çoktan kavramıştı.
Snowden ile the Guardian arasında, Snowden ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında, CIA ile okul ve camiler arasında, liseye gidecek gençlerin önünün kesilmesi arasında nasıl bir ilişki bulunuyor? Bugünlerde sık sık www.evrensel.net alanını tıklayınca “Suspended” veya “Forbidden” gibi mesajlar düşüyor ekrana. Kullanıcılar, twitter hesabınız bloklanmıştır uyarıları ile karşılaşıyor. Neden nasıl oluyor?
BTK yıllık 70-80 bin dinledik, Obama mesajların, telefon konuşmalarının yüzde 1-2’sini izledik diyor. Ancak kapasite yüzde 70-80 deniyor. Hatta her konuşmanın/iletişimin yüzde 100’ü nesnelleştiği için nesne olarak görülebiliyor. Örneğin CIA’sını, MİT’ini, BTK’sini bırakın, normal fatura olarak maliye elemanları bile, faturalarımızda gösterilen “Kiminle ne kadar süreyle konuşuldu” bilgisini görebiliyor, BİST (İMKB) görebiliyor. Telefon numarasından daha çok IMEI no, IPI no her şeyi ete kemiğe bürüyor.
Dahası 12 Eylül tarzı kitap yakmalar artık batıya sızmış durumda. The Guardian basılmış, hard diskleri parçalanmış, Snowden’ın sızdırdığı bilgiler yok edilmiş. Araştırmacı gazeteciliği, basın hürriyetini bırakın, matbaalar polislerce, ajanlarca ele geçirilmiş durumda. Bilim ve teknoloji kuruluşları ele geçirilmiş durumda.
Evet, hepsi birer komplo teorisi. Erdoğan “Mısır’daki darbenin arkasında İsrail var” demiş, bu da komplo. Hatta Mısır, “Erdoğan batı ajanı” demiş. Bu da komplo. Rahmetli dedem “O yalan bu yalan, koca bir fili yutmuş bir yılan, bu da mı yalan?” derdi de gülüşürdük. Koca kulak her şeyi yutar hale geldi. Komplo teorileri gerçekliğe yetişemez oldu.
Peki, okulların, camilerin, statların durumu çok mu farklı? Hatta orada başlıyor önce iş. “YUMUŞAK GÜÇ” hissettirilmeden kafaların ele geçirilmesidir; insanlığın, toplumun “mal yığını” gibi kendi özerk irade ve düşüncelerini kullanamamaları, reklamlarla, doksalarla, tüketimle oyalanması ve yönlendirilmesidir. Bunun başlıca mekanizmaları arasında cami, okul, mahkeme, medya gelmektedir. Kuşatılmış eğitim ve müfredatlar, televizyon, gazete köşeleri, cami minberleri, dezenformasyon, misinformasyonlar, reklamlar, filmler, müzikler… tüm bunlar yumuşak güç.
FİZİKİ GÜÇ The Guardian’ın hard disklerinin parçalanmasıdır, asker polis baskınıdır. İktidarın birinci kuralı yumuşak güçtür. Bir iktidar, fiziki güce, yumuşak güçle yapamadığı şeyleri yaptırmak için başvurur. Zor, baskı, savaş, mevcut iktidarların zorlandığını göstermektedir.
CIA-ABD-Mısır-AKP bırakmıyor ki, Snowden-Assange bırakmıyor ki “hakiki” gündemimize dönelim. İki haftadır okul kayıtlarını yazacağım, fırsat kalmıyor. Memur-Sen matematiği unutmuş, memuru ezdirirken, Milli Eğitim Bakanlığı da en basit sayıları bile okuyamayacak duruma gelmiş. 2011-12 yılında 1milyon 252 bin 147 öğrenci İlköğretimden mezun olmuş. Oysa Ortaöğretim kurumlarına yeni kayıt toplam 1milyon 128 bin 557. Arada 123 bin 590 kayıp var. Bunlar nasıl buharlaştı?
Geçen yıl genel ortaöğretime (Fen-SBL-Anadolu ve düz liselere) 476 bin 823 kişi kaydolmuş. Bu yıl verilen kontenjan 363 bin 862. Arada 112 bin 951 kayıp var.
İkisi toplanırsa bu sene 250 bin öğrenci, çağ nüfusunun yaklaşık yüzde 20’si nereye uçurulacak?
Ortada bir komplo teorisi mi yoksa bir sansür, manipülasyon, toplum mühendisliği, bir CIA, AKP, hoca imam oyunu mu var? En başta da iman edeni, güveneni salak yerine koyuluyor.
- MEB’in başarısı muhteşem tıklanma rekoru: İnsanın iyi ki pandemi ve deprem olmuş diyesi geliyor 10 Ocak 2025 04:58
- 22 yıllık, 72 yıllık gerileme: MEB’in, AKP’nin, milli görüşün ‘Milli Maarif’ ve ‘MESEM’ başarısı 03 Ocak 2025 04:26
- Türkiye ve Suriye yüzyılı mütaşerik maarif ve rejim modeli 27 Aralık 2024 04:43
- İsrail ve Suriye örneğinde bilimin ve bilimsel eğitimin anlamı ve önemi üzerine 13 Aralık 2024 04:40
- MEB açık öğretim okulları istatistiklerinde bir gariplik mi var? 29 Kasım 2024 04:15
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15