Geriye doğru ilerlemek (!) İkinci yarı
“Bütün bunlar olurken, bunların karşısında olan sosyal demokratların, demokrat sosyalistlerin, ulusalcıların, Atatürkçülerin duruşu daha bir iç acıtıyor doğrusu. Hani öbürleri düşündüğünü yapıyor da bunlar ne yapıyor diye düşünmek gerekiyor bir de. Hani “izindeyiz” sesleriyle hep izin yapanlar. Kimileri doğuya giden bir gemide batıya koşarken, Atatürk’ ün izinde yan gelip yatanlar. Siyasal partiler, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri. Onun kalıtını kimseye bırakmayacağını söyleyenler. Onlar ne yapıyorlar dersiniz? Bir şey yapıyorlarsa, nasıl yapıyorlar?” sözleriyle bitirmiştim geçen hafta ilk yarıyı, Ankara üzerinden kimi çarpıklıkları dillendirirken. Kaldığım yerden sürdüreceğim konuyu bu yarıda ve başka bir alanda.
Atatürkçü olduğunu söyleyebileceğim, 12 Eylülcülerin devletleştirdiği Türk Dil Kurumu’nun yerine kurulan ve Türkçeyi yabancı dillerin boyunduruğundan kurtararak Atatürk’ün ilke ve devrimlerini sürdürme ereği güden Dil Derneği bunlardan biri. Sokaktaki dilin bozulmasına karşı gibi durur ve TL simgesinin yanlış yerde kullanıldığını savunur. Genel olarak yabancı sözcük ve yanlış Türkçe kullanımından yakındığı bir çağrı yapar radyo ve televizyon kuruluşlarına ve o çağrının bir yerinde “Haber izlencelerinde bile duyulan “bye bye, okey, süper; hayırlara vesile olsun, Allaha emanet ol…” gibi kullanımlar, Türkçedeki birçok esenleşme, onaylama, coşku yansıtan öğeyi yok etmektedir. Medya, performans, vizyon, misyon, sponsor, show, stand up, moderatör…” gibi onlarca İngilizce sözcük radyo ve TV ağzıyla yaygınlaşıp eğitim diline bile girmiştir” der; ama kendisi uymaz yaptığı çağrıya. Sözlüğüne online sözcüğünü alır da, çevrimiçini almaz. “Yaşayan Türkçe” denilen dili sürdürme uğraşındadır sanki.
Üyesi olduğum o derneğin sürdürümcüsü olduğum dergisinde çıkan yazılara takılırım kimi zaman ve şaşar kalırım. Bu yazıların, kullanılan sözcüklerin Atatürk’ün dil devriminin savunucusu ve koruyucusu olan derneğin yayın organında yaşayan Türkçeyi yaşatma derdinde olduğunu bilirim de, üzülürüm yine de. Önemli olan Atatürk’ün dil devrimini yaşatmak değildir de yaşayan Türkçe’ye can vermektir sanki. Çağdaş Türk Dili’nin Eylül 2012 sayısında okuduğum kimi şiirler belirttiğim düşüncenin ağırlığını gösteren çok açık örnekler olmasının yanında derneğin basın yayın kuruluşlarına yaptığı çağrısını da anmama neden oldu. Aşkın Grameri adını taşıyan şiir şöyleydi:
Aşkın sözlüğünde / Kaç bin sözcük / Kaç yüz kural dışı eylem var?/
Aşkın sentaksında /Devrik cümle / Hoş mu görülür hor mu?
Aşkın semantiği ile / Evrenin anlam biliminde / Kavaranabilir olan ne?
Aşkın fonoteğinde / Ah’lar ile oh’lar / Nice seslendirilir?
Gelir mi aşk Dil bilimine? /Açtıkça gönüllerde / Dil yaresi!..
Aşk, gramer, sentaks, semantik, fonotek gibi sözcükler aşkın dil bilimine gelse bile dil devrimine gelemeyecek denli dil yaresi sözcükler…
Aynı ozanın bir diğer şiirinde de
En nordik rüzgarlar /Şimallerden esermiş / Oysa ben tutkunuyumdur /Esen yellerin kuzeyden / Cenubuna, canibine, cünübüne / Okkalı bir sitem olsun / Selam olsun / Bizim buralardan güneyden
Derken nordik, rüzgar, şimal, cenub, canib, cünüb, sözcüklerini kullanmış ve bu da öz Türkçeci Dil Derneği’ nin dergisinde yayınlanmıştı. Hiçbir kuşkuya, tartışmaya yer bırakmayacak biçimde belirgin olan şey şiirleri yazana değil, o şiirleri o dergide yayınlayan dernek yöneticilerinedir eleştirim. Daha önce de yaptığım için benzeri eleştirileri, aramız çok da iyi değildir kendileriyle. Bu iki şiirle birlikte yayınlanan bir başka şiir ise sanki doğrudan ve açık bir biçimde o yönetime bir iletiydi:
Ne kadar giyinik olursan ol / Ne kadar kapanık gelirsen gel / Gölgen ele veriyor seni / Çünkü çıplaktır o / Güneşten doğduğu gibi.
Yaa, ne denli Atatürk’ten ve de dilden yana görünsen de gölge ele veriyor seni, sizi. Çünkü, sözden çok işe bakılır.
Milliyet yazarı Cemal Ersen’ in diyemediği gibi “malun ilamı” yani, malumun ilanı olmuştur bu şiirler. Bilinen bir kez daha duyurulmuştur anlayacağınız. Kullanılması gereken bir Türkçe varken ne gerek var doğu, batı kırması çakma bir dile. Yani, er’sen Türkçe kullanacaksın.
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284338.jpg)
Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal
![Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/254547.jpg)
İletişim Başkanlığı deprem raporu: Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı
![Çayırhan işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüyüşü devam ediyor:](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284233.jpg)
Özelleştirme karşıtı yürüyüş sürüyor: Eylemler üretimi de etkilemeli
![Diyarbakırlı işçiler sürece ilişkin temkinli, iktidardan umutsuz](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/280807.jpg)
Evrensel'i Takip Et