Bırakın askercilik oynamayı, barış hemen şimdi!
Fotoğraf: Envato
Gezi Parkı direnişi sırasında haziran ayı başında yazdığım yazıda artık toplumsal barışın gerçekleşebileceğine olan inancımın arttığını belirtmiştim. İnancım hala sürüyor. Umudum hala ayakta. Binlerce insanın da umudunun hala canlı olduğunu hafta sonu kurulan barış zincirinde gördüm. Hep beraber gördük. Birçok kentte insanlar barışı istediklerini vurguladılar. Ama devlet yine Gezi Parkını barış eylemine kapatarak barıştan yana olmadığını göstermiş oldu. Barış sözcüğünü kullanmak ile barıştan yana olmak arasında dağlar kadar fark olduğunu kanıtladı.
Barışın dili hassastır. Bütün hassasiyetlerin ötesindedir. Tutarsızlığı kaldırmaz barışın dili. Bir dil sürçmesi, dillere pelesenk olmuş bir tek ifade, söyleyenin gerçek niyetini ortaya çıkarır. Acılar arasında taraf tutmaz barışın dili. Halkların toplandığı meydanlar arasında ayrım yapmaz. Devletlerin, sermayelerin didişmesi sonucunda ölen insanların arkasından ağlar barışın dili. Evladını kaybedenlere kulak kabartır. Mısır’daki katliama da karşı çıkar, Suriye’dekine de, Gezi Parkı’ndakine de, Sivas’takine de,Başbağlar’dakine de… Ve burada sayamayacağımız kadar çok sayıda katledilen halklara da ağlar barışın dili… “Vay sen bize böyle diyorsun ama, sen de şunu şunu yaptın!” söylemini de kaldırmaz barışın dili…Her şeyi yok etme gücüne sahip olan silahları üretmek üzere bütçe ayırıp bilimsel (!) araştırma yapanlar ve bu silahları satın alıp kullanmak üzere bütçe yaratanlar değildir barışı kuracak olanlar…
Bu tutarsız, tarafgir, kindar, niyet okuyucu dili kullanan kişi özgür de değildir. Dili özgür değil ki, kendisi de olsun… Kendisi özgür değil ki, dili de olsun... Dili özgür olmayan politikacı, bürokrat, asker, sermaye kişisi barışı tesis edemez. Barışı tesis edecek olanlar halkların ta kendisidir. Yönetenler değildir barışı tesis etme becerisine sahip olanlar. Yönetenlerin yönettiğini sandığı kişilerdir. Halklardır… Özellikle de yüzyıllardır acı çekmiş halklardır. Yaşanan acılarla yüzleşmesini bilenlerdir. Savaşta inat etmeyip, barışta inat edenlerdir. Adaleti tesis etmesini becerebilenlerdir barışı tesis edebilecek olanlar, hukuk devletini işletmesini bilenlerdir… Özgürlüğün dilini, dilin özgürlüğünü, fikrin özgürlüğünü hapsetmeye çalışanlar değildir barışı tesis edecek olanlar. Barışı kurmak, devletleri yönetenlerin ve askercilik oynayanların eline bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir.
- Eğitimde reform… Kim için ve ne için? 15 Ekim 2016 00:26
- İhtisaslaşmış kölelik 17 Eylül 2016 00:11
- Meslek liselerinin devri? 10 Eylül 2016 00:56
- Mültecilik, kölelik midir? 03 Eylül 2016 00:54
- Özgürlük, adaletten başka bir şey değildir 06 Ağustos 2016 00:51
- İnsan olmak, demokrasi ve yabancılaşma 30 Temmuz 2016 01:00
- Demokrasi eğitimi ve demokrasinin neresindeyiz? 23 Temmuz 2016 00:51
- Vatandaş mı, yandaş mı, düşman mı? yoksa insan mı? 16 Temmuz 2016 00:51
- Yabancı öğretmen yetiştirme düzeni 09 Temmuz 2016 01:00
- Performans kaygısı 02 Temmuz 2016 01:00
- Maarif Vakfı Kanunu 25 Haziran 2016 00:51
- Başka bir seçenek hakkı için: ‘Yeter Artık’ 18 Haziran 2016 00:13