Bakan toto: Bir sınavdan kurtulmak için 2X6+156 sınav
Fotoğraf: Envato
Okul öncesinden emekliliğe tüm hayat sınava döndü. Kiminle konuşsan “şu sınavı bir atlatayım” diyor. Öğrencilerimiz KPSS’nin adını bile duymak istemiyor. Eşitsiz ve yarışmacı bir toplumda sınavlar yapısal ve ideolojik karakterde olup, ayrımcılığı sınavla yapıyor, dahası sorumluluğu “sınav başarısızlığına” yıkıyor.
SINAVI SINAVLA AŞMA TOTOLOJİSİ VEYA BAKANLIĞIN MATEMATİK BİLMEMESİ
Memur-Sen’in hükümetle anlaştığı sözleşmede matematik bilmediği, pek çok kıdemli memur için hükümetin önerisinin daha yüksek olduğu anlaşılmıştı. Bakanlık, dün mevcut sınav sistemini aşacak yeni bir model geliştirdiklerini açıkladı. Ortaöğretime geçişte artık TEK SBS kaldırılıyormuş, onun yerine 8.sınıfta 6 temel dersin her dönem birer sınavını merkezi yapacak (2 merkezi sınav), AYRICA okul başarılarının % 30’unu dikkate alacaklarmış.
Soru şu ki 1 merkezi sınav mı (eski SBS), yoksa 2 merkezi sınav mı daha büyük?
Dahası 6.-8. sınıflarda 13-14 ders var. Bunların her dönem 2-3 sınavı oluyor. Merkezi sınavlar dışında 6. , 7. ve 8.sınıflardaki okul derslerinin sınav başarılarının % 30’u dikkate alınacak. Sonuçta elit okullar için, Galatasaray için, Fen Liseleri için yarışma yapılıyor ve 1 milyon 250 bin öğrenci sınavlara giriyor. Yani 0.01 puan bile çok önemli bulunduğuna göre böylece her bir dersin sınavı da daha yaşamsal hale geliyor.
Dolayısıyla her yıl 13-14 ders, 3 yılda 6 dönem, 2-3 sınavdan en az 156 (13 ders x3 yıl x2 dönem xasgari 2 sınav=156), buna son sınıfta 6 alandan 2 merkezi (2x6) sınavı da ekleyince bizim mevcut SBS sistemimiz oluyor asgari 168 sınav.
Yeni sistemle eğitim daha fazla sınav odaklı hale geliyor, çocuklar ve aileler için de her bir ders sınavı daha büyük bir yarışma ve ezime dönüşüyor.
BOŞ BIRAKMA YERİNE DENEYEREK HATA YAPMAK İYİDİR, ANCAK BOŞ ATIŞ İYİ DEĞİLDİR
Belki yaptıkları en büyük sistem yeniliği: “Yanlış cevaplar doğru cevapları etkilemeyecek” imiş. Ders sınavlarında zaten yanlış doğruyu götürmüyordu. Bunun bir miktar artısı, çocukları hata yapmaktan korkutmamak, aşırı ikirciğe sokmamak olabilir.
Ancak salt ya tutarsa diye, boş atış yapmak, çok makbul bir durumu da oluşturmuyor. Bunun eğitsel bir sıkıntısı da “ayırt etme” düzeyi, buğdayla arpayı karıştırmama durumu da bir bilgi ve beceridir, yeni sistem bunu pek önemsemiyor.
TEK ÖNEMLİ TESPİT: BAKANLIĞIN OKUL VE ÖĞRETMENİNE, OKULDAKİ SINAVLARA GÜVENİ DÜŞÜK
Yeni sisteme göre “Öğrenciler merkezi sınavlara olağanüstü haller dışında kendi okullarında girecekler” ancak eskiden olduğu gibi “Sınavda görevlendirilecek öğretmenler kendi okullarından farklı bir okulda görev yapacaklar.” Bakanlık açık açık öğretmenlerin “iltimas” yaptığını iddia ediyor. Böylece aslında okullarda yapılan sınavlara da güvenmediğini ikrar ediyor, onun için 6. , 8. sınıflarda ders başarılarının ortalama ağırlığının % 30 dikkate alacağını, kendi yaptığı merkezi sınavın % 70 ağırlıkta olacağını belirtiyor. Ancak 0.01 puanın bile önemli olduğu bir yarışmada % 30 da çok sorunlu demektir.
İDEOLOJİK SINAV: “DİN” TEMEL ALAN SAYILDI
Boğaziçi’den Prof. Dr. Rıfat Okçabol, ısrarla okulda “din dersi” olmaz, çünkü ders değildir, soru soramazsın, eleştiremezsin, tartışamazsın diyor. İlla da din öğretilecekse bunun yeri Kur-an Kursu’dur. Dinler tarihi ve benzeri ise diğer sosyal bilgilerde zaten verilmektedir.
Yeni sistemde “Sosyal Bilgiler” % 70 ağırlıktaki merkezi sınava dahil edilmiyor, ancak “din” ve “Atatürkçülük” dahil ediliyor. SBS’deki gibi bunların “Sosyal Bilgiler” kapsamında düşünülmesi daha doğruydu.
ELİT-EŞİTSİZ OKUL SİSTEMİNDE SINAVLAR VE DERSHANELER AŞILAMAZ, DAHA DA ARTAR
Sorun sınavda değil, öğrencileri ve toplumu sınavlara mahkum eden yapıda bulunuyor. Eşiksizlikleri, iyi-kötü okul tasnifini aşamadığımız sürece, bu yarış dershaneciliği, özel hocalığı, iltimas ve rüşveti teşvik ediyor. Tüm bunlar yeni sistemde daha da fazla olacaktır.
Dahası bu yarışma sisteminde entelektüel, etik ve estetik gelişim sağlanamadığı gibi çocuklar birbirine tümden yabancılaştırılıyor, düşmanlaştırılıyor.
- MEB’in başarısı muhteşem tıklanma rekoru: İnsanın iyi ki pandemi ve deprem olmuş diyesi geliyor 10 Ocak 2025 04:58
- 22 yıllık, 72 yıllık gerileme: MEB’in, AKP’nin, milli görüşün ‘Milli Maarif’ ve ‘MESEM’ başarısı 03 Ocak 2025 04:26
- Türkiye ve Suriye yüzyılı mütaşerik maarif ve rejim modeli 27 Aralık 2024 04:43
- İsrail ve Suriye örneğinde bilimin ve bilimsel eğitimin anlamı ve önemi üzerine 13 Aralık 2024 04:40
- MEB açık öğretim okulları istatistiklerinde bir gariplik mi var? 29 Kasım 2024 04:15
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15