Erkek şiddeti
BDP Küçükçekmece Kadın Meclisi Üyesi Nazliye Sincar, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde eski eşi tarafından öldürüldü. Nazliye Sincar’ın 11 çocuğunun babası Şeyhzeydan Harman, 10 yıl önce terk ettiği eski eşini, barış mitingine gitmek üzere otobüse bineceği sırada, herkesin gözü önünde öldürdü. Bir kadının daha erkek şiddetine kurban olduğu haberini, 1 Eylül Dünya Barış Günü için Kadıköy’de yapılan mitingte duyduk. Bir an kanım çekildi. Oysa Nazliye ne ilk kadındı erkek şiddetiyle yaşamdan koparılan ne de son olacak ne yazık ki… Ancak o gün orada; ülkemizde, bölgemizde ve bütün dünyada savaşlar, yani şiddet son bulsun diye toplanmıştık… Çünkü erkek şiddetinin akıl almaz boyutlara ulaştığı savaşların kurbanları; savaşın çıkmasında etkisi olmayan halk yığınları, genç askerler, kadınlar, çocuklar, yaşlılar… Ama en çok kadınlar… Cephelere sürülen gencecik çocuklarını yitiren ya da sakat olarak geri alan analar, tecavüze uğrayan, öldürülen kadınlar… Savaşların yokluk ve yoksunluğuna karşın çocuklarını yaşatmaya çalışan analar, eşlerini emperyalist savaşlara kurban veren genç kadınlar… Erkek şiddetinin bir kurbanı da para hırsıyla ya da savaşlar nedeniyle her geçen gün biraz daha yok edilen doğa ve insanlığın kültürel mirası...
Erkek şiddetinin kökeninin taa binlerce yıl ötesine uzandığını biliyoruz; taşı silaha dönüştüren insanın savaşlarda elde ettiği köleler ve ganimetler nedeniyle özel mülkiyete sahip olması, mülkiyetini korumak için devlet erkini kurup yasalar çıkarması ve özel mülkiyetini kendi çocuklarına bırakmak için kadını köleleştirmesi kadının acılı tarihinin başlangıcı oldu. Aradan binlerce yıl geçti, onca biçim değiştirdi toplumsal yaşam; insanların verdiği mücadele sonucunda kadın ve erkeklerin bazılarının beyni özgürleşti; ama bazılarının kafasında hala kadının erkeğin mülkü olduğu fikri yerli yerinde duruyor. “Üç çocuk yetmez beş çocuk doğurun, sezaryen olmaz normal doğum yapın,” diyerek ve kürtajı yasaklayarak kadın bedeni üzerindeki devlet erkini ortaya koyuyor Başbakan. 4+4+4 yasasını çıkarıp 10 yaşını doldurmuş kızların çocuk gelinler olmasına kapı açıyor… Suriye’deki muhalif güçlere mensup erkeklerle cinsel ilişkide bulunmaları için fetva veriyor o ülkedeki din adamları… Birinin anasına avradına küfretmekten kadının bedeni üzerinde yaptırımlarda bulunmaya, savaşlarda tecavüzü haklı görmekten yakını olan kadınları öldürmeye kadar hepsi, hepsi şiddettir; erkek şiddeti, Erk’in şiddeti… Beyinleri sistemden özgürleşmiş kadınların ve erkeklerin yürüttüğü mücadeleye karşın; bu şiddet hala sürmektedir dünyada, bölgemizde, ülkemizde. Şeyhzeydan Harman bunun en yeni örneğidir. Adam 10 yıl önce eşini, çocuklarını bırakıp Suriye’ye gitmiş; geride bıraktığı kadın nasıl yaşar, 11 çocuk ne yer ne içer, ne giyer, nasıl barınır dememiş… Öylece bırakıp gitmiş ve kendi hayatını yaşamış; orada evlenmiş, çocukları olmuş. 10 yıl sonra, Suriye’de durumlar karışınca gelip yüzsüzce Nazliye’nin kapısını çalmış. Hiçbir şey olmamış gibi, tekrar Nazliye’yle yaşamak için… Sanki 10 yıl önce kapısını kilitleyip çıktığı bir eve tekrar döner gibi… Ev için bile bunu anlamak zor ya, Nazliye ev ya da eşya değil, bir insan… Kendisini 10 yıl önce 11 çocuğuyla bırakıp giden adama evinin ve yüreğinin kapısını açmamış, doğal olarak… Adam mülkü olarak gördüğü kadının bu tutumunu anlamadığı gibi, onun yaşamına son verme hakkını da kendinde görmüş. Vurduktan sonra bile pişman olmamış. Can çekişen Nazliye’ye yardım etmek isteyenlere; “Bırakın ölsün, eğer yardım ederseniz sizi de vururum.” demiş… Bir gün bütün bu acılar bitecek; kadın erkek insanın beyni bütünüyle özgürleşecek… Hiçbir insan cins, din, ırk vb. ayrımı nedeniyle kendisini ötekisinin üstünde göremeyecek; savaşların, sömürünün olmadığı bir dünyada… Böyle bir dünyaya ulaşmak düş değil; insanlık tarihinin başından bu yana insan, güzel bir dünyada yaşamak için mücadele ediyor; bugün de aydınlıkla karanlığın mücadelesi sürüyor. Ellerimiz daha çok ele ulaştığında, seslerimizi birbirine katıp çoğalttığımızda, emekçiler kadın erkek yaşamı özgürleştirmek için birlikte mücadeleye katıldığında aydınlık karanlığı yenecektir...
GÜNÜNYAZILARI
![Melih Şabanoğlu](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_fcd053ad9337319a7d69dfb1b70ad59b3647f396.jpg)
![Ahmet Yaşaroğlu](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_703e30a97e74ac280b271a5e46066b21f67351c1.jpg)
![Yücel Özdemir](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_b15b8db0be3c5c349399f04bf94b1934ae698316.jpg)
![Adnan Gümüş](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_4c28ba0343b2ebb8bb11fab9fb206854a8009f78.jpg)
![Yusuf Karadaş](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_132e40090d710a9c66e87888ce89dc45341cf1e9.jpg)
Evrensel'i Takip Et