10 Eylül 2013

Sinan Çetin'den TOMA'ya reklam filmi

DİĞER YAZILARI
YAZI ARŞİVİ

En son Tuzluçayır’da Aleviler’in üstüne saldı ya TOMA’sını, başefendi… Vahşi atraksiyonlarını görünce, o haber geldi aklıma:
“TOMA ihalesini kazanan şirketin CEO’su: Gezi ile dünyaya açıldık” (Basın, 15 Ağustos 2013)
Açıldık da ne oldu?
Netice var mı netice?
(Rahmetli Reha Muhtar böyle mi derdi, unuttum)
İdam edileceği ipi bile satmaya çalışan kapitalist (Marks mı demişti?.. Yoksa uyduruyor muyum!?)…
Misali… Heyecana gark olmuştum… Niyeyse?
Oysa ki…
Soros’ubilem hatırlamıştım...
Para (ve renkli ‘devrim’) sihirbazı, “Türk Ordusu, Türkiye’nin en iyi ihracat kaynağıdır” demişti ya…(Sabancı Ü. Konf. hürriyet. com.tr, 4 Kasım 2002)
Nereden nereye… Memleket sahiden gelişmiş… Askere, polisiyeyi de ekledik… Yola devam… Demiştim.
Ama… “Sudan’dan 30 TOMA siparişi” haberine henüz rastlamadım, Star’da mıtarda…
Bunun üzerine… Durumdan vazife çıkardım… Derhal.
Yazılı düşünmeye geçtim…
Naçizane önerim şöyle:
İktidarın vizörü emlakçı-yönetmen Sinan Çetin, AKP’li TOMA’cı Katmerci şirketine reklam filmi çeksin…
Böylece… TOMA’nın marifetlerini gösterir… Bilhassa diktacı coğrafya TV’lerinde oynatılır… Filan.
Haddimi aşarak ‘cast’la devam etmek isterim:
Şafak Sezer, TOMA’nın üstüne çıkarılsın, ‘fırıldak’ gözlerle etrafı kessin…
Hasan Kaçan işetilsin… Pardon, su fışkırtsın…
‘Polat Alemdar’ (Adı neydi ya!) elinde gaz tüfeğiyle TOMA’dan perende yaparak kitlenin üstüne atlasın…
Kutluğ Ataman, sol elinde dürbün, sağ kolu önde, işaret parmağına zoom… Haykırsın: Sanat camiasındaki Ergenekon’a artık uyanın! (Star,13 Ağs. 2013)
‘Onlar bir ekip’ yazısı belirirken, son kare:
Başbakan huzurla tahtına uzanır… Ve slogan patlar:
O korkusuzca uyuyacak…
Güvendeyim… Çünkü Benim TOMA’larım var, diyor…
Unutma: TOMA girmeyen meydana, halk girer…
TOMA’krat Recep’e kulak ver ki…

ALİŞAN’A NOT

Evladım… Biliyorum, defalarca taradın ‘cast’ı…
Adını göremeyince, hayal kırıklığına uğradın… Ziyadesiyle.
Lakin… ‘Cast’ım seni üzmek değil…
Bilakis… Daha fazlasını düşünüyorum senin için...
Zira… Zira Alişan, senin o içli mesajını kaydettim:
“Devletimiz savaşa giriyorsa eğer biz de bayrağımız için savaşırız. Cipimi vermekle kalmaz, cepheye de giderim.” (milliyet.com.tr, 7 Eylül 2013)
Bayrağın nire, Suriye niresorusu bloke etmesin…Yürü!..
Takdire şayan davranışın fevkalade müteessir etti beni…Ki, sen de bunun mükâfatını er geç göreceksin…
Alişan, seni şöyle bi’ açıda vereceğim: Suriye’ye harekât edecek tankın namlusunun üzerine oturmuşsun ve… 


YAA ŞEHR-İ HOŞGÖRÜ!

Geçen Cumartesi gecesi…
Kulağım Buenos Aires’te, mutfakta kayıntı hazırlıyorum…
Telefon çaldı… Bizim Nevzat (Onaran)…
Başbakan’ın, olimpiyatı Tokyo’ya kaptıran İstanbul’la ilgili sunum yaparken, şehirdeki hoşgörü kültüründen bahsetmesine takılmış…
Serde tarihçilik (de) var ya…  
“Tesadüfe bak… 6-7 Eylül’ün yıldönümünde hoşgörü…” dedi…
Ve o hissiyatın rakamsal* vesikalığını mail’ledi:
* “Osmanlı’nın 1914 Nüfus Sayımına göre, İstanbul’un 909 bin 978 olan nüfusunun 560 bin 434’ü Müslüman’dı. Buna göre İstanbul nüfusunun yüzde 38,4’ü gayrimüslimdi…
n Birinci Dünya Harbi’nin ve Cumhuriyet’in ardından 1927’de yapılan nüfus sayımında 794 bin 444 olan İstanbul nüfusunun 547 bin 126’sı Müslüman ve 247 bin 318’i gayrimüslimdi. Gayrimüslim nüfus payı, 1914’e göre azalsa da yine yüzde 31’in üzerindeydi.
* 2013 İstanbul’unda Anadolu’dan göç nedeniyle 1927’deki dine göre nüfus dağılım payı korunamasa ve Müslüman lehine hızla artsa da, 1927’den 2013’e Türkiye nüfusunun yaklaşık 6 misli arttığı dikkate alınacak olursa İstanbul’da 1,5 milyona yakın gayrimüslimin olması lazım…
Nerede?..
Hoşgörü ikliminde ne oldu da İstanbul’da 1,4 milyon eksiğiyle ancak 100 bin civarında gayrimüslim yaşar oldu?
Tanrı, hoşgörünün böylesinden korusun!
Amin…”
Amin… Eyvallah arkadaşım…
*Nüfus bilgisi için: Kemal Karpat, Osmanlı Nüfusu (1830-1914), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, sf. 226-227; 1927 Umumi Nüfus Tahriri, sf. 93, 109.


Satır altından notlar...

BU DA YENİ ŞAFAK’IN ÇILGIN PROJESİ: WHİTE SEA’YE ŞÖÖLE Bİ’ MİLK PORT…

HATIRLARSINIZ…
Yeni Şafak muhabiri Chomsky ile yazılı mülakat yaptı…
Üstad, gazetede yayımlananları ben söylemedim…
Aha sorulanlar ve cevaplarım, deyip, kendi sitesinde dökümleri yayımlayınca…
Yeni Şafak önce sağa sola çemkirip mülakata ve muhabirine sahip çıktı…
O da: “Bir kaç cümle ekledim sadece” şeklinde özrü kabahatinden büyük savunmalar savursa da…
Sonunda RT Erdoğan’ı yere göğe sığdıramayan Chomsky mülakatı net’teki yayından kaldırıldı ve…
Yeni Şafak “Sayın Chomsky” ve biz okurlarından özür diledi ki…
Chomsk nasılsa Türkçe bilmezşark kurnazlığıyla yaptığı müptezellik unutulsun istedi… Ya…
Baktım yerim dar… Ben de… Yeterince güldürdü ahaliyi, Allah da Yeni Şafak’ı güldürsüne0bağladım işi…
Geçen Çarşamba Olcayto arkadaşım aradı: Niye görmedin Yeni Şafak gazeteciliğini?..
Yer yoktu filan gevelemesiyle geçiştirdim…
Ama baktım ki elin gâvuru (nedense!?) kitabın ortasından konuşmuş:
The Wall Street Journal: Sözde Chomsky röportajı hükümet yanlısı medyayı anlatıyor (5 Eylül 2013)
Panikle klavye başı yaptım…
Parmaklarımdan ilk dökülen:
Başbakan’a yağcılık uğruna ya Rab ne Şafaklar batıyor…
Oldu. Neyse...
Yeni Şafak’ın Başbakanı gâvurca caka yapma aşkına Akdeniz’e White Seadiyerek İngilizce’nin ağzını burnu dağıtmadı mı! Maiyetindeki gazeteciler de Chomsky  mülakatına milk port/süt Liman karıştırmışlar, çok mu! Hem, Akdeniz’e de sütliman yakışır ayrıca…


TAZMİNAT KUŞATMASI

CHP Anayasa Komisyonu Üyesi Atila Kart, “Milletvekillerinin tazminat yolu ile yasama denetimi yapmaları engelleniyor” demiş.(T24, 5 Eylül 2013)
Hem de sadece Başbakan ve vekilleri değil… Kurumlar da karışmış “Ya sus ya…” şantajına… Misal… Muhalefet, Milli Piyango İdaresi ile ilgili soru önergesi mi verdi!..
Sen görürsün!!! Hoop, Milli Piyango da o vekile ya da partisine filan yüklü miktarlı tazminat davası açıyor…
Bu taktiğin… medyaya karşı işletildiğini… Aykırı basını susturmanın muktedirlerce kullanılan evrensel aracı olduğunu biliyorduk dava bombardımanının da…  
Demek ki… Medyada sonuç alındığı görülmüş ki, Meclis’e de sirayet etmiş…     
Hukuk ‘sağ’olsun… Demeyin… Zaten öyLE


SİSİ DE MURSİ GİBİ ‘TAYYİPÇİ’ ÇIKTI

Mısır’da protestocuları dağıtan polise 35 milyon dolar ikramiye! (Basın, 4 Eylül 2013)
Bu haber size ne hatırlattı?
Türkiye’nin ‘Gezi’sini gaza ve ateşe boğarak “destan yaratan” polise, Başbakan Erdoğan ne kadar ikramiye dağıtmıştı?


YENİ RESMİ İDEOLOJİ İSLAM-TÜRK SENTEZİ

Öncesi bi’ yana…
12 Eylül Cuntası TC’nin resmi ideolojisini Türk-İslam sentezi olarak formüle etti.
AKP’nin “Ustalık” dönemiyle…
Farklılaşan şu oldu: Kimliklerin önceliği yer değiştirdi ve…
İslam-Türk sentezine dönüştü.
Made in AKP-TC’nin yeni resmi ideolojisi bu… Gari…


33 YILDIR 12 EYLÜL

Yarın Amerikancı faşist cuntanın 33. Yılı… Unutma… Demiyorum…
Yüzde 10 seçim barajıyla, partiler yasasıyla, YÖK'üyle filan… Mütekait darbeci ve okeye dördüncü arayan işkencecileriyle… Hasılı… Darbe bakiyesi müesses nizamıyla zaten yaşıyorsun modifiye edilmiş 12 Eylül'ü… Dün, dünde kalmadığı için belki de… Yeni tarih yazıcıları sabah akşam 28 Şubat'ı tartıştırıyor… Darbe denilince, rejime "balans ayarı" veren 28 Şubat gelsin akla isteniyor belli ki… Şıracıları da hazır: Çoğu vaktiyle secdeye durup Cuntaya alkış tutmuş zamane liberaller…

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et