Kedi tekrar mahkemede
Geçen yıl, Lorenzo Johnson için uzun ve acı vericiydi. Çok sevdiği ailesi ve eşiyle geçen yaklaşık altı aylık özgürlükten sonra, Üçüncü Yargıtay Mahkemesinin verdiği kararı bozan bir yüksek mahkeme kararı geldi. Üç yargıcın oy birliğiyle verdikleri hükmü bozan bu kararla Lorenzo’nun özgürlüğü de sona erdi.
Karısı ve ailesiyle paylaştığı özgürlük yatağından, hapishanenin tuğla duvarlarına ve çelik yatağına geri döndü. Şimdi, avukatları, aynı anda iki mahkemede yeni birer dava başlattılar. Devlet ve eyalet mahkemelerini yalan söylemekle suçluyorlar. Lorenzo’nun avukatları, savcılık makamının baş tanığını parçalara ayırdığında tüm kirli gerçekler ortaya çıktı çünkü. Polisin müdahalesi ile baştan beri Lorenzo’nun adını işaret eden delillerin gerçek olmadığı anlaşıldı. Bu da kamuoyunda bir şok dalgası yarattı. Bütün dava, baştan beri uydurma ve yalandan ibaretmiş. Ve Lorenzo’nun davasına bakan her savcı bu gerçeği biliyormuş. Hem de tutuklandığı günden beri.
Gerçekten de, davayı yeniden araştıran avukatlar, bir kenara atılmış yeni ve önemli delillerle tanıklara ulaştılar. Şaşırtıcı deliller, savcılığın yıldız tanığının bilinen bir uyuşturucu bağımlısı olduğunu, yalan söylemiş olabileceğini, çünkü yerel bir uyuşturucu satıcısı olan J. Williams’ın ölümünde rol oynamış olabileceğini kanıtladılar. Aslında, Kedi’nin bütün davası polis tehdidine ve savcılığın tanıklarla yaptığı gizli anlaşmalara dayanıyordu. Onun, sadece masumiyetini değil, hiç şüpheye yer bırakmaksızın suçsuzluğunu kanıtlayacak deliller devlet makamlarınca karartılmıştı. Bunun sebebi, J. Williams’ın öldürüldüğü gece, Kedi’nin değil Harrisburg’da, Pennysilvania’da bile olmayışıydı.
Fakat polisler ve savcıların elinde tehdit denilen bir araç var. Hapse atmak da bu tehditlerden biri. Bunları kullanarak, şahitlerin ifadelerini saptırıyor, ne isterlerse söylemelerini sağlıyorlar. Ve bunu yaptılar da. Fakat şimdi, gerçekler çorap söküğü gibi geliyor. Kedi yeniden mahkemede. Her zamankinden güçlü.
EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp
Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.
Evrensel'i Takip Et