Sıcak paraya bağımlılık piyasaları korkutuyor
Fotoğraf: Envato
Son aylarda Türkiye ekonomisinin uluslararası piyasalardan negatif yönlü ayrıştığını izliyoruz. Bunun başlıca iki nedeni var. İlki ABD Merkez Bankası Fed’in ekonomideki toparlanma ile birlikte varlık alımlarına son vereceği beklentisi. Bu durumda “gelişmekte olan piyasalara” dönük sıcak para girişlerinin yavaşlayacağı hatta çıkış yaşanacağı endişesi uzunca bir süredir dile getirilmekte. Türkiye’yi diğer gelişmekte olan ülkelerden ayıran ise cari açık oranın ve kısa vadeli dış borçların rezervlere oranı gibi göstergelerin yüksekliği. Geçtiğimiz hafta içerisinde The Economist dergisi tarafından yapılan bir haberde Fed’in parasal sıkılaştırma politikasının en sert vuracağı ülkelerin başında Türkiye’nin geldiği belirtilmekteydi.
Ekonomideki dolar bolluğunun sona ermekte oluşu Türkiye gibi büyük oranda yabancı tasarruflar ile fonlanan ekonomileri büyük risklerle karşı karşıya bırakıyor. Ama yabancı sermayenin ülke ekonomisine dönük kaygılarının tek nedeni bu değil. Suriye’ye dönük operasyon beklentisi ve bölgenin derin bir istikrarsızlığa sürükleneceği endişesi giderek ön plana çıkıyor. İlginçtir ki, bu konuda en az endişeyi hükümetin taşıdığını görüyoruz. Başbakanın her savaş çığlığı piyasaları alt üst ederken, tansiyonu düşüren açıklamalar genelde yurt dışından geliyor. Geçtiğimiz hafta içerisinde piyasalardaki kısmi toparlanma da büyük ölçüde Rusya’nın Suriye meselesine dönük ortaya koyduğu “operasyonsuz çözüm” formülünden ve bu teklifin ABD tarafından kabul görmesinden kaynaklandı. Yani büyük ölçüde hükümete rağmen gerçekleşti.
Burada ilginç bir durumu da işaret etmeden geçmeyelim. Normal koşullarda piyasalarda sert dalgalanmaların yaşandığı bir ortamda merkezi otoritenin açıklamaları kısa süreli de olsa piyasalara teskin edici rol oynar. Bizde bir süredir tam tersi gerçekleşiyor. Gezi olayları patlıyor, Başbakan çıkıp konuşuyor piyasalar alt üst oluyor. Döviz fırlıyor, Merkez Bankası Başkanı çıkıyor konuşuyor TL’den kaçış hızlanıyor.
Doların hız kesmesine neden olan bir diğer gelişme ise ABD tarım dışı istihdam verilerinin beklentileri karşılamaması oldu. Piyasalar bu veriyi varlık alımlarının uzatılmasını destekleyecek bir gelişme olarak fiyatladı. Önümüzdeki günlerde de piyasaların benzer bir seyir izleyebileceğini kolaylıkla öngörebiliriz. Aylardır ısrarla vurguladığımız üzere bundan sonra piyasalar (daha önceden olduğu gibi) ABD ekonomisinden gelecek haberlere kilitlenecek. Ama önemli bir farkla. Bundan sonra olumlu göstergeler özellikle gelişmekte olan piyasalardan sıcak para çıkışını hızlandıracak. Bu açıdan her ayın ilk haftası içerisinde açıklanan ABD tarım dışı istihdam verisi öncesi piyasalarda benzer sert hareketler göreceğiz.
Bir gerçek var ki, Türkiye gibi ekonomilerin sıcak paraya dayalı büyüme politikasının sonuna geliniyor. Elbet bir noktada faturası ödenecek. Burada öncelikli olarak tartışılması gereken bu dolar bolluğundan Türkiye ekonomisinin ne oranda faydalandığıdır. Kendi dinamikleri ile büyümeyi sürdürebilecek bir ekonomi yaratılamadığı ortada. Uzun vadede ekonomik büyüme açısından büyük önem taşıyan eğitim ayağında ise gün geçtikçe karmaşa büyüyor. Hükümetin ideolojik öncelikleri kamu maliyesinin oldukça güçlü olduğu dönemde dahi uzun dönemli yüksek katma değere dönük bir büyüme stratejisini mümkün kılacak kapsamlı bir eğitim reformunun devreye sokulmasını imkansız kıldı. İlk ve orta öğretimde son yapılan değişiklerle devlet okulları ile özel okullar arasındaki uçurum derinleşti. Türkiye’nin dört bir yanında kurulan üniversiteler, artan kontenjanlar ve yaygınlaşan açık öğretim programları yoluyla istatistiklerde göstermelik bir toparlanma sağlandıysa da yüksek öğrenimde de nitelik hızla gerilemekte. Görüldü ki, akademik özgürlüklerin ayaklar altına alındığı, siyasi kadrolaşmanın en üst seviyede olduğu bir ortamda maddi imkanların genişlemesi “eğitimde rönesans” yaratmaya yetmiyor.
- Kurtarıcı mı, yoksa yeni günah keçisi mi? 09 Haziran 2023 04:18
- Seçim senaryoları ve ekonomiye dönük beklentiler 12 Mayıs 2023 04:19
- Kurda istikrar illüzyonu 28 Nisan 2023 04:21
- SVB krizinin arka planı ve düşündürdükleri 17 Mart 2023 04:52
- Para politikasındaki ayrışma belirginleşiyor 24 Eylül 2022 04:50
- Şimdi solun tam zamanı 12 Ağustos 2022 04:26
- Enflasyon gelir dağılımını bozuyor 08 Temmuz 2022 04:47
- Merkez Bankası şaşırtmadı 27 Mayıs 2022 01:12
- Kehanet çöktüğünde 22 Nisan 2022 00:37
- Enflasyon doludizgin 08 Nisan 2022 00:40
- Faiz politikasının bilançosu 10 Mart 2022 23:31
- Enflasyon geriler mi? 10 Şubat 2022 23:18