Kolluk işkence suçu işlemeye devam ediyor
Fotoğraf: Envato
Tam 33 yıl oldu; bu ülkenin üzerinden askeri faşist bir darbenin silindir gibi geçip, onu izleyen "sivil" iktidarlar aracılığıyla insanlığın tüketileceği bir mekanizma tüm kurumlarıyla yerleşik hale getirileli! Tam 33 yıl sonra gene bir 12 Eylül gününde, şehirlerin sokaklarını zırhlı araçlarla işgal edebilme, kimlik kontrolü, çanta ve üst aramanın pervasızca yapılabilmesini mümkün kılan bir darbe kuruluş yasası, o yasayı iliklerine kadar hisseden ve hissettiren nice yasalar, yönetmelikler ve iç dış tüzüklerle ve yılmaz uygulayıcılarıyla yaşamak zorunda bırakılıyoruz hala…
Halka yönelen açık ve düşmanca saldırılar sonunda 11 insanın öldüğü, 15 insanın gözünü, görme yeteneğini kaybettiği, 10,000'e yakın insanın yaralandığı, evine ekmek almaya giden çocukların yaşayabildikleri sürece bebekliğe mahkum edildiği sıcak yaz günlerinden sonbahara inanılmaz bir dehşet döngüsünde girdik. Hiçbir muhalefete tahammülün olmadığı, devlet şiddetinin günden güne arttırıldığı ve meşrulaştırma çabaları içinde her gün gözümüzün içine baka baka sayısız yalanın söylendiği bu alacakaranlık kuşağının içinde, en büyük yalanın, güvenliğimizin sağlanması yalanının bin bir yüzüyle karşılaşıyoruz durmadan.
Oğuz Atay'ı dahi tanımayan, halkına düşman, gencine haset, çocuklara tecavüz edip sonra da salıverilen, işkencede öldürdüğü insanların mezarları üzerinde fütursuzca dolaşıp devlet aygıtının bütün kurumlarınca korunan, üstüne ikramiyelerle ödüllendirilen, bayraklarla göğüslerini gere gere katillerle fotoğraf çektirebilen bu kolluğun eline şimdi de, elektroşok cihazları vermeyi planlıyor devlet. TİHV Genel Sekreteri sevgili Metin Bakkalcı'nın çok yerinde bir ifadeyle belirttiği gibi, "elektrik işkencesi sokağa iniyor".
Yalanlarına devam ediyorlar, polislerinin ne kadar sorumlu davrandıklarını, davranacaklarını anlatıp duruyorlar durmadan. Gaz bombası atan tüfekleri ateşli silah özelliğiyle kullanan, sokaklarda her gün yargısız infaz yapmayı sürdüren, plastik mermileri insanların gözüne gözüne sokan, ters kelepçeleri bir zamanların Filistin askısı tadında uygulayan polislerinin, bu yeni cihazlarla daha da saldırgan olacağını hepimiz biliyoruz oysa. Faşist darbe yasalarının ve uygulayıcılarının koruyup semirttiği bu güvenlik modeli hepimizin güvenliğini tehdit eder duruma gelmiştir. Her güne çocuklarımızın ölüm haberleriyle uyanırken, bu ölümlere yenileri eklenip, işleyen sansür mekanizmalarıyla örtbas edileceğinin hesapları yapılmaktadır.
Devlet şiddetinin meşrulaştırılması için elinden geleni ardına koymayanlara karşı insanlığı yüceltmenin, şiddet uygulayıcılarının araçlarını yeniden üretmeden, düşmanına benzemeden şiddete karşı sesini yükseltmenin araçlarını çoğaltmak ve eksilmeden çoğalmak zorundayız.
Güvenlik adı altında kullanılan tüm silahların yasaklanması için, insanlığa karşı işlenen tüm bu suçların yargılanması için, adalet için çoğalalım.
- İnadına tanıklık 05 Aralık 2024 04:41
- Çetelere bütçe 21 Kasım 2024 04:59
- Büyümeden annen sana, ölüm alacak 14 Kasım 2024 04:42
- Bu zamanda hekim olmak 07 Kasım 2024 04:43
- İnsan hakları mücadelesine devam 31 Ekim 2024 04:43
- Çeteler kol geziyor 24 Ekim 2024 04:43
- Kimi, niye aşağılıyoruz? 17 Ekim 2024 04:34
- Şiir yazmanın sorumluluğu 03 Ekim 2024 04:43
- Siyah çöp torbasına atılan insanlığımız 26 Eylül 2024 04:45
- Sistematik işkence 19 Eylül 2024 04:41
- Narin bir çocuk 12 Eylül 2024 04:43
- Savaş hesabı 05 Eylül 2024 05:26