Darbenin ve demokrasinin Türkçesi
Darbe, bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükümeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işi olarak tanımlanmış Türk Dil Kurumunun büyük sözlüğünde… Baskıyı, zor kullanmayı anladım da, demokratik yollardan yararlanmayı anlamadım. Daha iyi anlayabilmek için demokrasi kelimesinin aynı sözlükteki anlamına bakalım: Halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimi, el (halk) erki (gücü).
Şimdi ülkemizde demokrasi olduğu söyleniyorsa, yani sözlüğün tanımına göre, halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçiminin var olduğu söyleniyorsa darbe sözcüğünün karşılığındaki demokratik yollardan yararlanarak hükümeti istifa ettirme ifadesi ne anlama geliyor? Darbe sözcüğünün tanımına göre halkın egemenliği hükümeti istifa ettirebilirse darbe yapılmış olur mu?
Bir de isterseniz demokratik yolların ne olduğu üzerinde duralım. Düzenli aralıklarla yapılan seçimler, bu demokratik yollardan biri, tabii ki. Ama birilerinin sandığı gibi var olan tek demokratik yol ya da yöntem değil. Halkın çeşitli yolları kullanarak fikrini beyan etmesi ve değişim istemesi mümkün… Sendikalar, dernekler, meslek odaları, siyasi partiler, çeşitli platformlar, inisiyatifler, girişimler, gösteri yürüyüşleri, protestolar, vs… Bütün bu saydığımız yollar ve yöntemler sonucunda bir hükümet istifa ederse demokratik yollar kullanılarak hükümet istifa ettirilmiş olur ama darbe olmaz. Zamanından önce istifa etmeyi belki hazmedemez ama istifa etmek zorunda kaldığında buna yol açan demokratik yol ve yöntemlere, stratejilere, diş bileyebilir. Ama yine de buna darbe denmez.
Darbe kelimesinin İngilizce karşılığının (coupd’etat) anlamına bakalım. MerriamWebster sözlüğünün tanımına göre göze çarpan özelliklerden birincisi anidenlik, ki darbe kelimesinin tanımına uyuyor. Bir de şiddet… Mevcut hükümetin şiddet kullanılarak değiştirilmesi gerekiyor darbe olabilmesi için. Yine aynı sözlük, darbelerin genellikle, istikrarsız hükümetlerin ve başarılı bir demokrasi deneyiminin çok az yaşandığı ülkelere özgü olduğunu belirtiyor. Bizim geçmişimizdeki darbelere bakacak olursak, şiddet de vardı, anidenlik de vardı. Türkiye istikrarsız hükümetlerin ülkesiydi ve demokrasi deneyimimizin, bırakın az yaşanmasını, yaşanıyor muydu, o bile belli değildi.
Darbe sözcüğünün Türk Dil Kurumunun büyük Türkçe sözlükteki karşılığının içine demokratik yollardan yararlanarak hükümeti istifa ettirme ifadesi nasıl girmiş? Son dönemlerde sanıldığı gibi Gezi Parkı direnişi sırasında girmemiş bu ifade. Sözlüğün 1998 baskısında da bu şekilde yer alıyor. Daha öncesine kadar araştırma fırsatım olmadı. Merak ediyorum bu ifadenin girişinin geçmişini. Ne zaman ve ne şekilde girmiş olursa olsun çok sorunlu bir durum tabii.
Bizim coğrafyamızda nasıl bir anlayış hâkim ki, darbe sözcüğünün karşılığına bu ifadeyi yerleştiriyor. Demokrasi karşıtı bir eylemin gerçekleşme şeklinin demokratik yollarla olabileceğini söyleyebiliyor. Absürt, çarpık, garip bir durum bu… Tıpkı demokrasi olduğunu sandığımız rejimimiz gibi…
Bu durumda, eğitim sistemimizin amaçları ve ilkeleri arasına demokrasi, demokrasi kültürünün yerleşmesi, demokrasi ve insan haklarına uygun, vs. gibi ifadeleri yerleştirdiğimizde kim inanır bize, politikacılarımıza, öğretmenlerimize, bürokratlarımıza? Nasıl yaşanabilir ki, bu kadar belirsizliklerin, bu kadar çelişkili mesajların yaygın olduğu bir ülkede? Bu belirsizliklerle, bu kadar çelişkili mesajlarla yüzleşmek ve üzerinde düşünmek bile istemeyen insanların yaşadığı böyle bir ülkede şiddet olmaz da ne olur?
Evrensel'i Takip Et