Sorun yok demokratikleşiyoruz!

Siyasetle ilgilenen herkes çözüm sürecinin son dönemde iyi yürümediğini öngörebilirdi. Çünkü siyasi iktidar hâlâ Kürt meselesine bir terör sorunu gibi yaklaşmakta ve çözümden sadece geri çekilmeyi anladığını ortaya koymaktadır. Kürtler açısından Kürt meselesinin çözümü, üzerinde yaşadıkları coğrafyada kendi kendilerini yönetmeyi, kültürlerini, dillerini istedikleri gibi kullanmayı ve geliştirmeyi içerdiği bilinen bir talepler dizisi olarak görülmektedir. PKK’nin geri çekileceğini ilan etmesinden bu yana maalesef bu yönde ortada atılmış bir tek adım söz konusu olmamıştır. Aslında algılara bakıldığında son derece açık bir makas görülmektedir. Neredeyse taban tabana zıt bir çözüm algısı izlenmektedir. Hükümetin Kürt tarafının bu makas farkına rağmen süreçte attığı adımlara karşılık gelebilecek hiçbir somut adım atmaması karşısında Kandil’den Cemil Bayık geri çekilmeyi durdurduklarını ilan etti. Süreci terör ve dolayısıyla silahlı Kürt unsurların çekilmesinden ibaret gören siyasi iktidar hemen süreç bitiyor mu kaygısına kapıldı. Hâlbuki sürecin en önemli noktası belki de ilk kez silahların karşılıklı bir şeklide susturulması ve bu süre zarfında tek bir gencimizin yaşamını yitirmemesiydi.
Süreç devam etmekle beraber siyasi iktidarın Kürt algısında en ufak bir değişikliğin izini görmek maalesef mümkün olmamaktadır. Hâlâ tek tek siyaseti devam etmekte ve bu tek tek siyasetini beğenmeyenler oraya buraya kovulabilmektedir. En son siyasi iktidar, ayrı devlet isteyenlerin kendilerine yer bulmasını istedi. Yine “Kürtçe ana dilinde eğitim hakkını savunanlara ve ana dilinde eğitim almak isteyenlere Başbakan Yardımcısı ‘Kuzey Irak’a gitsinler’ diyebildi. Dünyanın bugün en temel insan hakkı olarak gördüğü kendi ana dilinde eğitim hakkına yaklaşımı böyle olan bir siyasetin gerçekten bu meseleyi çözmek istediğine bir Kürt’ü nasıl inandırmak mümkün olacaktır. Siyasi iktidarın Kütlere yaklaşımı bu haliyle Mahmut Esad Bozkurt’un ifade ettiği ‘Türk dışındakilerin tek bir hakkı vardır o da Türk’e hizmetkârlık etmektir’ noktasından bir adım bile ileri değildir. Hâlâ asimilasyon politikalarının en barbar tarzda sonuna kadar işletildiği bu ortamda eşitlik ve adalet hukukunda bahsetmek imkânı maalesef yoktur. Tek bayrak, tek dil, tek devlet, hatta tek din edebiyatıyla sorunlar çözülemez. Bunun böyle olduğunu siyasi iktidarın da pekâlâ bildiğini düşünüyor, biliyorum.
Ancak siyasi iktidar 2014-2016 yıllarında geçireceği üç seçime kilitlenmiş durumda. Tüm derdi bu seçimleri kazanmak ve bunu bozma tehlikesi olan tek mesele olan Kürt meselesini uykuya yatırmak olarak önüne koymuştur. Tüm derdi süreci yapabildiği oranda zamana yaymaya çalışmaktır. Aslında yapılmak istenen Kürtlerle verilen kavganın çaktırmadan zeminini değiştiriyor. Ülkedeki savaş uykuya yatırılırken bir taraftan seçimler atlatılmak istenmekte diğer taraftan Rojava’da çetelere her türlü destek verilerek burada Kürtlerin bir statü elde etmelerinin önüne geçmek istendiği anlaşılmaktadır. Bunun anahtarını da bitmek bilmeyen sözüm ona demokratikleşme paketleri açmakta bulmuş görünüyor. Süreç başladığından bu yana paket üzerinde çalışıldığı kamuoyunu enjekte edilerek gündem işgal edilmektedir. En son Başbakan’a sunulmuş ve Başbakan’ın önümüzdeki süreçte açıklayacağı ifade edilmektedir. Ancak bu pakette binlerce Kürt siyasetçisini içeriye tıkan terörle mücadele kanununu kaldırmak yok, Kürtlerin olmazsa olmaz kabul ettiği ana dilinde eğitim hakkı yok, Siyasi partiler kanununu değiştirmek yok, antidemokratik seçim barajını kaldırmak yok, devletin parasıyla siyaset yapmayı öngören ama istediğine verip istemediğine bir kulp bulup vermeyi engelleyen hazine yardımı için bir çözüm yok, legal siyaset alanını genişleten, demokratik hak ve özgürlüklerin önünü açan bir tek adım yok, en önemlisi sürecin mimarı Öcalan’nın koşullarında bir değişiklik yok ama anlı şanlı bir paketimiz var. Çok geniş, çok önemli bir paketmiş! Biz de inandık, Allah nazardan saklasın. Demokratik hakkını kullandığı için artık neredeyse her gün sokakta bir gencimiz öldürülüyor. Ama sorun yok Kürt meselesini hallediyor, demokratikleşiyoruz!