DİĞER YAZILARI
Selçuk Yula 12 Ağustos 2013
Ayaklardan başlara 1 Temmuz 2013
Direnişin aynası 10 Haziran 2013
Züğürdün çenesi 20 Mayıs 2013
Şemsiyenin altı 15 Nisan 2013
Kara para 25 Şubat 2013
Hangi yemeği yemeli?.. 18 Şubat 2013
Hangi suyu içmeli? 11 Şubat 2013
Şahin demokratlar 4 Şubat 2013
YAZI ARŞİVİ

Kasetlerle dolu, şantajlı ve çalkantılı günler geçirdik. Bu çalkantıda MHP’li 10 yönetici, adaylıktan ve görevlerinden istifa ettiler. Şantajın nedenini hepiniz biliyorsunuz.
Medyamız bu şantaj konusunu günlerdir sündüre sündüre işliyor; bir taraftan da MHP oylarına etkisini araştırıyor. Şantaj gibi ahlaksız bir uygulamayla karşı karşıya kalan MHP’nin oylarının düşüş göstermeyeceği yönünde yaygın bir görüş var.  
Düğün evinin tefçisi, ölü evinin yasçısı köşe yazarları bu skandallardan darbe yiyen MHP’yi yüzyılın mağduru ilan ettiler, aklayıp pakladılar. Bazıları ise kaset operasyonunun, gençliğini sokaktan uzak tutan MHP yönetiminin tasfiye edilerek, MHP tabanının sokağa inmesini amaçladığını savunuyor.
Gidenin arkasından teneke çalan adam hiç olmadık. MHP’lilerin kaset skandalları da ilgimizi çekmiyor, lanet olası burjuva siyasetinde bu tür tezgahlara sıkça rastlanılır. MHP üzerine söylenmesi gerekenleri pek söyleyen yok, benim tepkim işte bunadır.
MHP, cumhurbaşkanlığı seçiminde verdiği destek hariç tutulursa, Mecliste ve seçim meydanlarında iktidara muhalefet yapıyor. Peki meclisin dışında kime muhalefet ediyor?.. Haklarını savunan demokrat öğrencilere, direnişçi işçilere, meydanlarda basın açıklaması yapan devrimcilere satırlarla kim saldırıyor?..
AKP ile MHP’nin bugünkü çelişkisi geçicidir, uzlaşmaz çelişki değildir. Geçmişte de bunun  örneklerini sıkça yaşadık. Halka düşman Milliyetçi Cephe hükümetleri, MHP ile, AKP’nin kökeni MSP ittifakıyla kurulurdu. O dönemde bile bazı yerlerde MHP’liler ile, MSP’nin gençlik örgütü Akıncılar arasında ufak tefek çatışmalar olurdu. Fakat o ittifak hiç bozulmadı, 12 Eylül sonrasında da devam etti; Maraş katliamının sanıkları Erbakan desteği ile milletvekili dahi oldular. Hatta bir tanesi Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyeliği bile yaptı.
O kadar uzağa gitmesek de olur; önümüzdeki seçimde tekrar adaylığını koyan bir MHP’li milletvekilinin, devrimci bir öğrenciyi 1980 yılında bıçaklayarak öldürmekten müebbet hapis cezası aldığını biliyor musunuz? Memnu hakları iade edildiği için milletvekilliği yapabilen bu kişinin ve benzerlerinin geçmişi, başka insanların özel yaşamlarında gösterdikleri özensizlikten çok daha dikkat çekici olmalıdır, esas sorgulanması gereken budur.
Sorgulanması gereken başka bir konu ise, Türk milliyetçiliğinden beslenen  MHP’nin, iktidarda olduğu dönemlerde ülke ekonomisinin  talanında ve özelleştirmelerdeki sorumluluğudur. Bu sorumluluk Milliyetçi Cephe hükümetleri ve 24 Ocak kararları ile başlar, DSP-MHP-DTP koalisyon hükümeti ile devam eder. Ülke kaynaklarının ve kurulu ekonomik değerlerinin yağmalanmasına imza atanların bu günahları, başka günahlarından çok daha önemlidir.
Bu memlekette kasetler çekmecelerde bekler, kasetler döner, kopunca tekrar sarılır, bu işler hep olur. Ama bari biz özneye bakarken özü kaçırmayalım, yani cambaza bakmayalım. 

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et