21 Eylül 2013

Eline kan bulaşanla görüşme meselesi

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, eline kan bulaşanla görüşülemeyeceğini iddia ederek hem Türk dış politikasının hareket alanını daraltıyor, hem de tüm çatışma çözümü deneyimlerinden habersiz bir siyasetçi profili çiziyor.
Adeta Suriye’de çözüm ve uzlaşma sürecinin yeniden başlamış olmasından rahatsızlığını hissettiren yaklaşımları ile Ahmet Davutoğlu, büyük siyasal risk içeren tavırlar sergileme yetkisini kendinde görüyor. Oysa ülkelerin kaderi ve geleceği, kişisel tercihlere bu denli terk edilemez. Bu tavır, devletin ortak iradesini ve özellikle siyasi iradenin yaklaşımını yansıtıyor olsa bile toplumsal karşılığı yoktur.
Hukuk devletleri kan davası mantığı ile yönetilemez. Çatışan taraflardan daha önde pozisyon alarak hem çatışmanın tarafı olmak hem de uzun erimde ortaya çıkabilecek yeni gelişmelere peşinen karşı pozisyon almak akılcı olmadığı gibi vicdani de değildir.
Bir kişinin daha ölmesini istemiyorsanız bir an önce görüşme trafiğinin gelişmesini savunursunuz. Savaş suçlarının, insanlığa karşı işlenmiş suçların yargılanmasını savunurken bile çatışmalı ortamın sonlanmasından yana olmalısınız. Ne pahasına olursa olsun kendinizi sadece Esad’ın devrilmesine ve tasfiyeye kodlarsanız bunun bedelini masum insanlar da ödemeye devam eder.
Savaşları bitirmenin yolu, eline kan bulaşanların görüşmesi ve çözüme ikna edilmesinden geçer. Nefsinize ağır da gelse insanlık tarihinin ortaya çıkarttığı gerçek budur. Bunun aksini savunmak başkasının hayatı üzerinden siyasi hamaset yapmaktır.
İlkeli olmak adına savunulan bu yaklaşım kendi içinde ciddi tutarsızlıkları da barındırmaktadır. Dünya devletlerinin hangisinin yöneticisinin eline kan bulaşmamıştır. Kimin sicili tertemizdir. Afganistan, Libya ve Irak’ta hala kan akıyor olmasının suç ortakları kimlerdir.
Suriye’de de, dünyanın çatışma yaşanan tüm coğrafyalarında da, barış herkes için en hayırlı olan seçenektir. Çıkarı savaşta olanlar kendi küçük hesapları uğruna masum insanların katline ortak olurlar.
Türkiye iç politikasında barışı egemen kılmakta kararlı ise dış politikasını da buna uygun planlamak zorundadır. Dışarıda bu denli rahat biçimde görüşme süreçlerine karşı durursanız, bu ateşin sizi de yakmasına kendi ellerinizle ortam oluşturursunuz.
Türkiye’de siyaset, sorun çözme becerisi gösteremediği gibi, gün geçtikçe toplumu tehdit eden  niteliği ile öne çıkmaktadır.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yüzsüzlük seferberliği

Yüzsüzlük seferberliği

“Vergide adalet” sözünü ağzından düşürmeyen Maliye Bakanı Şimşek’in başlattığı seferberlikten yine sermayeye kıyak çıktı. Bütçede sermayeden alınacak 2.2 trilyon TL vergi gelirinden vazgeçen iktidar, trilyonlarca liralık gelir elde eden 100 şirketin, 62.5 milyar liralık vergisini erteledi. Yüksek enflasyon nedeniyle Türkiye’nin en zenginleri listesinde yer alan patronların ödeyeceği vergi kuşa dönecek.

Borsa İstanbul’da işlem gören ve 2024 yılında 3.6 trilyon TL gelir elde eden 100 büyük şirketten 62.5 milyar TL tutarında vergi tahsil edilmedi.

Türkiye’nin en zengin 10 ismine ait sadece 8 şirketin toplam 18 milyar TL’lik vergi borcu ertelendi.

Çevre Bakanı Kurum’un Emlak Konut Genel Müdürlüğü döneminde özelleştirilen Emlak Konut’tan tahsil edilmesi gereken 6.9 milyar TL tutarında vergi alacağı ertelendi.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
MEB’in tarikatlardan sonra Ülkü Ocaklarıyla protokol imzalamasının ardından Ülkü Ocaklarının okullarda düzenlediği etkinliklerin propaganda ve eleman kazanmaya dönüştüğü iddiaları gündeme geldi

Evrensel'i Takip Et