Her tarafımız komplo

Beşiktaş-Galatasaray maçındaki olayları, sosyal medyadaki bilgi kirliliğinin etkisine kapılıp komplo olarak değerlendirmek doğru mu?..
Bazı AKP’liler ve iktidar yalakaları fırsattan istifade ederek sosyal medya üzerinden olayları hemen Çarşı grubunun üzerine yıkmaya çalıştılar. Ancak bunun devamı gelmedi. Çünkü her şey açıkça ortadaydı ve stadyumdaki on binlerce kişi ile ekran başındaki milyonlarca kişinin gözleri önünde yaşanmıştı. Yani gerçeklerin karartılması ya da gizlenmesi gibi bir durum söz konusu değildi. Zaten bu nedenle AKP’li fırsatçılar kısa sürede olayı çarpıtmaya çalışmanın boşuna olacağını anladılar ve suçlamaya son verdiler.
İktidarın ilk etapta bu olayları, Gezi direnişinde önemli rol oynayan Çarşı grubunu yıpratıp itibarsızlaştırmak için kullanmaya kalkışması işin içinde bir komplo olduğu anlamına gelmez. Kim, çok kısa süre içinde açığa çıkacağı belli olan bir komplo düzenlemeye kalkışır ki?..
Sahaya kimlerin girdiğini herkes görürken, üstüne binlerce kamera ve fotoğraf makinesi bu kişileri görüntülerken, Çarşı’ya yönelik bir komplodan söz edilebilir mi?..
Zaten sosyal medyadaki fırsatçıların dışında, bunca spor yorumcusu arasından hiçbirisi sahaya Çarşı grubundan taraftarların girdiği iddiasında bulunmadı. Bugün gelinen noktada, var olduğu iddia edilen komplonun etkisinde kalıp da sahaya Çarşı’nın girdiğine inanan bir kişi bile var mıdır acaba?..
Sahanın kapatılmasına neden olacaklarını bile bile taraftarların 90+2’inci dakikada sahaya girmesinin hiçbir mantıklı açıklaması olmadığı söyleniyor bir de... Fanatik taraftarların akıl ve mantıktan kopuşunun ilk örneği mi bu?.. Fanatiklik zaten biraz da akıl ve mantıktan uzak düşmek anlamına gelmiyor mu?.. Pek çok kulübün taraftarları yıllardır olay çıkarıp takımlarının göz göre göre ceza almasına neden olurken çok mu mantıklı davranıyorlardı?..
Peki, olimpiyat oyunları ve Avrupa Şampiyonası gibi büyük spor organizasyonlarına ev sahipliği yapmak için yırtınan bir iktidarın kendi yarattığı ürkütücü tablo ile adeta kendi kendisini sabote ederek bu şansını neredeyse sıfırlaması ne kadar mantıklı?..
Olay, yenilgiyi hazmedemeyen fanatiklerin, stadın bu iş için elverişli olmasından da yararlanıp (bu statta daha önce de benzer olaylar yaşandığını hatırlayalım) birbirlerinin gazına gelerek sahaya inmesinden başka bir şey değildir. Sahaya girenler arasında çeşitli taraftar gruplarından kişiler de olabilir elbette. Ama bu, olayın organize bir iş olduğunu göstermez. Beşiktaş, 90+2’inci dakikaya galip ya da berabere girseydi böyle bir olayın yaşanacağını mı sanıyordunuz?..
Olur olmaz her olayı komplo teorileriyle açıklama alışkanlığından kurtulmak gerekiyor. Bu da bir çeşit dezenformasyon. Kafaları karıştırıp insanların sağlıklı düşünebilme ve analiz yapabilme yetisine darbe vurmakla kalmıyor ayrıca bir de güven sorununa yol açıyor. Gerçekten bir komplo ile karşı karşıya kalındığında bu kez insanları buna inandırmak güçleşiyor. Boş çıkan her komplo iddiası bu anlamda iktidarın işine yarıyor, iktidarın elini güçlendiriyor.
Olayları spor kültürü ve spor anlayışı çerçevesinde sorgulayıp tartışacağımız ve sorunlara çözüm arayacağımız yerde, kendi siyasi bakışımıza uygun zorlama komplo teorileri üreterek bakış açımızı köreltiyor, gerçekleri gözden kaçırıyoruz.
Öte yandan, bu gürültü patırtı içinde, Fikret Orman’ın, en az olaylar kadar vahim açıklamalarını da ıskalamamak lazım. Tipik yönetici tavrıyla, olayları hakemin “taraflı” yönetimi ve Galatasaraylı oyuncuların seyirciyi tahrik etmesiyle ilişkilendirdi Orman. Üstüne bir de kesinlikle şampiyon olacaklarını, kendilerini hiç kimsenin engelleyemeyeceğini ekledi. İşte bir kulüp başkanı tam da böyle, insanları hakemlere ve rakiplere karşı kışkırtmalı, herkese meydan okuyan bir tarzla taraftarları da şampiyonluğa koşullandırmalıdır!.. Olur da işler yolunda gitmez ve şampiyonluk kaçarsa bunun sorumlusu elbette birtakım karanlık güçlerdir!.. Sürekli olarak engellenme endişesiyle yaşamanın sonuçları olmalı bu tür sayıklamalar!..
Şunu da unutmamak lazım ki, sahaya girenler yine Orman’ın dediği gibi Beşiktaşlı taraftarlar değil, Beşiktaş forması giymiş provokatörlerdi!..
Klişelere ve komplo teorilerine düşkünlük, başlı başına ciddi bir sorun...