Karada postallar ve vahşiler
Amerikan ordusu, Suriye’de sözde ‘koruma’ görevi üstlenirken, bu durum, yıllar önce Afganistan’da aynı öngörülebilir sonuçları doğuran olayları tekrar etmekten öteye gitmiyor. Bu tür rejim değişikliği zorlamaları, uluslararası hukukun ihlaliyle birleşince, kapımızın önünde bir misillemeyle karşılaşmak içten bile değil; bugün ortaya çıkardığınız deli adam, yarın, pekala size karşı dönebilir.
Lincoln’ün dediği gibi, Birleşik Devletler, iç savaştan sonra yeni bir ulus olarak doğmuştu. Bu yüzdendir ki, başkalarının iç savaşlarına karışmadan önce uzun uzadıya düşünmeliyiz. Birleşik Devletler, savaşın bir tarafını silahsızlandırırken, diğerini silahlandırıyor, mesela asileri. Bunu yaparak, Suriye’de daha fazla karışıklık çıkararak, istikrarsızlık tenceresini kaynatmaya devam ediyor. Müşteri listesinin başındaki İsrail’e hizmete diyor. Bu sonradan insancıl kabul edilen müdahaleler, toprağa asker ayağı değmemesinin sözünü veriyor. Fakat, bu neoliberal maske, emperyalizmin gerçek yüzünü gizlemeye yarıyor sadece. Kontrol etmek, sömürmek,diğer ulusları geri bırakmak için ağzı sulanan varlıklı iş piyasasına hizmet ediyor. Kötücül niyetlerle sınırları geçmek, bir savaş hareketidir; başka bir ülkedeki muhalifleri silahlandırmak, bir savaş hareketidir; başka bir ulusun vatandaşlarını bombalamak bir savaş hareketidir. “Karadaki postallar” sadece, savaşın diğer şekillerini maskelemek için kullanılan hoş bir anekdot. Bomba atan makineler ve kitle imha silahları ise gerçek.
Yabancı bir ülke, bu ülkedeki bir mahalleyi bombalasa Amerikalılar ne düşünürdü? Omuz mu silkerlerdi? Cevabı biliyorsunuz. Fakat, Amerikalılar başkalarını bombalayabilir, hükümetleri değiştirebilir ve bunun karşılığında işgal olmayacak sözü verebilir. Çok eminiz ki, bugünün isyancıları, haksız savaşlarını Bir gün Birleşik Devletler’e yönlendirecek ve o zaman, bir kez daha, geri tepmenin acı anlamını öğreneceğiz.
Evrensel'i Takip Et