Neden uyanmalıyız!
Fotoğraf: Envato
Ekonomide “dalga” kavramı aynen denizdeki “dalga” anlamında kullanılır. Her iki alanda da dalga inişli çıkışlıdır. Daha da önemlisi, dalgalarda her çıkış mutlaka bir inişin işaretidir. O nedenle, çıkışlara inanmadan, ileri dönemde yaşanacak inişe göre program yapmak, ona göre karar vermek gerekir.
Nereden çıktı bu “dalga” konusu, diye düşünebiliriz. Mesele şudur: Bizler emekçiyiz; emekçiler yükselen dalgada işlerin iyi gittiğini zanneder. İşlerin görece iyi gittiği ve sermaye yatırımlarının yükseldiği dönemlerde emekçiler iş bulur, sömürülüyor olmakla beraber, kendilerine göre fena olmadığını düşündükleri gelir elde ederler. Böyle dönemlerde emekçiler biraz da borç falan alarak gecekondularını yapar, hatta çocuklarını evlendirir, bir gecelik de olsa, biraz eğlence ve mutluluk yaşarlar. Anlamazlar ki, onların bu bir gecelik mutluluğun maliyetinin onlarca katını birileri bir gece eğlencesinde bahşiş olarak dağıtır ve bunu da hemen her gece yapabilir.
İnsanların ufku genellikle kısıtlıdır. Her mutluluğun bir sonu olacağını mutluluğu yaşarken algılayamazlar. Dalganın yükseldiği yerde, bu saadetin mutlaka bir gün düşüşünün olacağını genellikle algılayamayız. Düşüş anında ise, emekçi ile sermaye sahibinin ortaklığı emekçi aleyhine bozulur. Çok derin krizler dışında, hafif iniş anlarında hemen hemen sermayeye hiçbir zarar gelmezken, çöküşün tüm maliyeti emekçiler üzerine yıkılır.
İşin ilginç tarafı, bu dalgalar ekonominin işleyişi ve sermayenin manevraları ile ilgili olduğu halde, bu mekanizma genelde halk ve emekçiler tarafından doğru olarak algılanamaz ve kimileri tarafından yanlış yönetimin, kimilerince koalisyonların sonucu, kimilerince de ilahi takdir olduğu şeklinde algılanır ve yorumlanır. Oysa, bu üçü de yanlıştır; toplumu ve emekçileri böylesi çarpık düşüncelere iten de aslında sermaye ve onun ürettiği ideolojidir. Krizler yaşanır ve emekçiler ezilirken ekonomik sisteme karşı emekçilerin kalkışı gündeme gelebilir. İşte böylesi bir kıpırdanışı ve kalkışı önleyebilmek için, krizlerin sermayenin işleyişinin, dolayısıyla sistemin olağan ve sermaye yanlı manevrasının sonucu olduğu gerçeğinin emekçilerden ve genelde halktan gizlenmesi gerekmektedir.
Emekçilerin ve genelde halkın yanlış bilinçlenmesini sağlayan mekanizmalar sistemin maddi ve maddi olmayan kurumları tarafından gerçekleştirilir. Türkiye’de olduğu gibi genelde kapitalist ekonomilerde koalisyonlar olumsuz yönetim sistemleri olarak gösterilerek, tek parti yönetimleri güçlü iktidarlar olarak kutsanır. Oysa, gerek Özal döneminde gerekse son AKP döneminde görüldüğü gibi, tek parti iktidarlarının gücü emek aleyhine, sermaye lehine işler. Zaten, sermayenin de “güçlü iktidar” ya da AKP’nin sıkça dile getirdiği gibi “istikrar” sözcüğü ile tek parti iktidarını arzulaması da siyasi kararları kendi yönünde etkilemeye yöneliktir. Krizlerin ilahi takdir yorumu da, fevkalade sahtekarca dinci ve gerici çevrelerin halkı aldatmak amacıyla kutsal duyguları sömürmesinden başka bir şey değildir.
Bir demokrasi paketi bekleniyor. Öyle bir paket ki, onlarca basın mensubu tutuklu iken, halkların tıkanan siyaset kanallarını en masum gösterilerle zorlaması orantısız devlet şiddeti ile baskılanmaya çalışılıyorken, çeşitli toplum gurupları en temel hakları üzerinde derin baskılar yaşanıyorken, kimselere danışılmadan, bir kutu içinde pişirilmeye çalışılıyor. Başbakan, kıdem tazminatı için tarafların anlaşmasını salık vermiş; kuzunun kurda teslim edildiği fevkalade masum bir yaklaşım! Ne demeli ki; ortam yanlış, göstergeler yanlış, yöntem yanlış, böylece nereye varılabilir ki!
- Emek zulmü meselesi irdelenmelidir 21 Aralık 2024 04:36
- Ortadoğu: Bataklığın kan gölüne dönüştürülmesi 14 Aralık 2024 04:31
- Asgari ücret konusu hafife alınmamalıdır! 07 Aralık 2024 04:50
- Çöküş ivmesi durabilir mi, durdurulabilir mi? 30 Kasım 2024 04:51
- Sistemin sis perdesi: Bütçe tartışmaları 23 Kasım 2024 05:00
- Akılcılığa yöneliş 16 Kasım 2024 04:51
- TÜYAP konuşmaları 09 Kasım 2024 04:25
- Cumhuriyet halk rejimidir, fakat… 02 Kasım 2024 05:08
- Kaos 26 Ekim 2024 03:57
- Kevork Ağabey, müjde, oğlun Nobel aldı! 19 Ekim 2024 04:46
- Siyasi yalan 12 Ekim 2024 05:00
- İktidarın anayasa histerisine şiddetle karşı çıkılmalıdır! 05 Ekim 2024 04:33