Mısır\'ın dersi.. Tunus ve Türkiye...

İşte en sonunda “paket” açıklandı! “Şapkadan tavşan çıkmadı”.. Ama “ne at ne deve” bir “şaşırtıcı”lık.. Türkiye’yi derinlemesine demokratikleştiriyor AKP Hükümeti.. Kendi bildiği gibi.. İçeride zehirli gazla.. Ve tazyikli suyla! Üç kişi yan yana gelip düşünce açıklamaya kalkmasın. Anında tam gaz demokrasi!.. Suriye’de de demokrasi! Orayı demokratikleştirecek Nusra ve sair Kaide çetelerine destek. Tankla.. Bombayla.. Palalarla kafa koparma zulmüyle. Hem de Kürt köylülerini kitlesel kırımdan geçirerek demokrasi getirme! Amerika’nın Saddam karşısında Irak’a götürdüğü türden! Ve AKP’nin “paketleyip” Türkiye’yi garkektiği türden! “Zalim Esed’e karşı” neredeyse tüm yatırımını Kaidecilere yaptı AKP. Onlar savaşıyordu, ne yapsındı! “Esed rejimi”ni sıkıştıran da onlardı.. Rojava’da “Kürt tehdidi”ni önlemek üzere saldıran da.
Şimdi “radikalizme karşıyız”, “terörizmi desteklemiyoruz” diyorlar.
Oysa Amerikalılarla kötü olmayı göze almışlardı onlar için. Sadece onlar için değil. Mısır’da da Müslüman Kardeşler için. Siyasal İslam için. Türkiye’de “paket”e bile sıkıştırılan eğitimdi içki yasağıydı, kamuda türban serbestisiydi, dindar ve kindar gençlik yetiştirmeydi.. Dincileştirmeye ciddi ağırlık veren AKP, dış politikasını da siyasal İslam üzerine kurmuştu. Mezhepçi siyasal İslam üzerine.
Amerika’ysa “Tamam İslam, ama ılımlı İslam” demektedir. Kapitalizmin ve Amerikan çıkarlarının hizmete koşulmuş İslam’ın istismarı onun da ihtiyacıdır. Ama İslam kapitalizm ve Amerikan çıkarlarının önüne çıkarılırsa.. ardından Suriye’de Kaidecilerin ilan ettikleri gibi Şeriat devleti de sökün ederse.. Dinin “doğrusu” Amerikan “doğrusu”nun yerine geçirilir, ABD politikalarına net olarak uyum sağlanmazsa.. Amerika işte buna “evet” demez. “Radikal İslam” olur o zaman.. Amerika tanımamış olur.. Kendini tanımayanı Amerika hiç tanımaz!
Yoksa ortadadır; sorun ne şeriattır, ne dinci gericiliğin bir başka yönü. Ne Suudilerin şeriatına ses çıkarmaktadır Amerikalılar, ne de Fethullah’ın “ılımlı” tutumuna. Ama onlar da uyumludurlar; Suudiler İsrail’in güvenliğini tehlikeye atacak tek bir söz ve eyleme girişmemişlerdir, Mavi Marmara baskınında Gülen de İsrail’i haklı bulmuştur. “En büyük Amerika”dır!
Mısır’da neoliberal ortamda palazlanıp uyuma hazır görüntü verdiklerinde Amerikalılar tarafından önü açılan Müslüman Kardeşler, bir miktar uyum gösterdiler.. Ama Erdoğan gibi serde dincilik vardı.. Yollarını şaşırdılar, ABD ve İsrail’le uyuşmazlıklarını törpüleyemediler.. Erdoğan’ın verdiği akılla ABD’nin “Liberalleri de hükümete ortak edin” “tavsiyesi”ni dinlemeyip.. Halkı da yönetemez olunca.. bir Amerikan darbesiyle devrildiler.
Tunus’ta Müslüman Kardeş Gannuşi ders aldı.. Hükümet, Mısır’da Mursi’nin yapmadığını yapıp istifa etti ve bir “geçiş hükümeti”nin önünü açtı. Mısır’dan ders çıkarmak bir yana, ürken Türk Müslüman Kardeş Erdoğan ise.. Bırakalım istifayı.. Yumuşama yerine sertleşmeye yönelmiş durumda. “Sırada başka İslam ülkeleri var. Bölgede Türkiye’nin güç olmasını istemiyorlar” diye düşünüp konuşuyor. “Kaderi”ne isyanla ayakta kalmaya çabalama yolunu tutuyor. Sanki 12 Eylül Referandumu dönemindeymişiz.. Sanki Nusra desteğinden geçilmemiş.. Mısır Darbesi olmamış.. Gezi’yle ve gericileşme koşullarında liberallerden kopulmamış.. Ve yermiş gibi! “Paketlenmiş” demokrasi pazarlamacılığından medet umuyor.
Ve reklamdan! 2019’da hangi yollar yapılacakmış! Sen nerede olacaksın o zaman? Adını hatırlayan kalacak mı, ondan haber ver! Ve hayaliymiş, “şehir hastaneleri”yle “sağlığa erişim” sağlanacakmış! Yoksula parayla sağlık reklamına kaldıysa...

Evrensel'i Takip Et