02 Ekim 2013 10:44

Meğer devlete türban paketiymiş

Meğer devlete türban paketiymiş

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Şimdi… Şimdi ne oldu!?
Milli Piyangonun yılbaşı çekilişi havasına sokulan demokratikleşme paketinden ne çıktı?
Ana dilde eğitim hakkı mı?…    
Bülent Arınç demişti ya: Ana dilde eğitim isteyenler Kuzey Irak’a gitsin (14 Eylül 2013)
Başbakan, vicdanlı çıktı… Gurbetlik çekmesin sabi, diye, ‘Kuzey Irak’ın versiyonunu akıl etti… Özel okula bağladı çözümü…
Tabii bazı dersler Türkçe olacak, bakanlık müfredatı muamması filan… Ama şu dar günde dışarı döviz gitmeyeceği kesin.
Seçim Barajı?..
Kırk katır mı, kırk satır mı!?
Partiler Yasası?..
Şöölebi’ fön çektik mi…
Partilerde lider sultasına son verecek düzenleme?..
Efeendiim!
Türk Ceza Kanunu’nun demokratikleştirilmesi?..
Öhhöö… Öhhöö…
Terörle Mücadele Kanunu’nun kaldırılması ve KCK davasından tutuklu rehine tutsakların serbest bırakılması?..
Kanunsuz terör mü olurmuş! Hem yattıkları yerden su mu çıktı!
Polis Görev ve Selahiyetleri Kanunu’nun demoktra…
All-lööööö…
Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’nın iyileştirilmesi?..
Bi’ nevi yönetişim modeli… ‘Gaz’lanılacak güzergâh ve coplanacak nokta, emniyet ile göstericilerin istişaresiyle belirlenecek…
Basına sansür ve özgü…
Merak etmeyin… ‘Sensör’lerimizin kapsama alanını geliştireceğiz… Bazı sözcük ve cümleler geçtiğinde, savcıdan önce karakolda uyarı ışıklarının yanacağı sistem üzerinde çalışıyoruz…
Alevilerin kimliksel talepleri ve cemevi?..
İzzettin Doğan Hoca’nın cemevleri meselesini cami avlusuna terk ederek çözme arayışı üzerinde yetkili kurullarımız çalışıyor…
Hayırsever vatandaşları yap-işlet-bereket modeline hazırlıyoruz…
Mısır’daki Sisi darbesini aşarsak El Ezher’i ve Suudi Rabıta’yı da devreye sokmak için temaslarımız sürüyor…
Ama bu aramızda kalsın… Boş yere ümit vererek heyecanlandırmak istemeyiz canları…
Lakin şu kadarını söyleyeyim: Nevşehir Üniversitesine adını verdiğimiz Hacıbektaş’a, Hacı Bayram encamında cami-cemevi yapmak boynumuzun borcu olsun…
Bitti mi?
Ne münasebet… Abime bi’ çay çek… Oğlum şu gül yağını uzat bakiim…
Hayır… Demokratikleşme paketi diyorum…
O bi’ tamam…
Nasıl yani?
Kamuda türbanı serbest bıraktık…
O zaten serbest değil miydi? Haberlerde görüyorum hep; kaza yerine gelen hemşirelerin çoğu türbanlı…
Âlâ… Şöyle izah edelim… Kuvveden fiile geçti… Bu düzenlemeyle de fiilden kuvveye… Kanuna, diyelim ki, anlaşılsın…
Eyvallah…  O halde artık türban meselesi… Ezildik büzüldük mağduriyeti bitti herhalde…
Katiyen… Savcı, hakim, polis ve asker bacım hâlâ türbanıyla işgöremeyecek…
Eyvah!..Yani…
Kürt ve Alevilere:  Tamam siz taleplerinizin karşılanmadığını düşünüyorsunuz…
Ama bi’de bardağın dolu tarafından bakın…
Cumhuriyet tarihinde ilk kez bazı adımlar atıldı…  
Yetmez ama evet…Sizin için de bizim için de..
Bizim için de derken…
Benim savcı, hakim bacım niye türbanıyla kürsüye çıkamıyor… Niye türbanlı polisim cop sallayamıyor, ciğerlerinize ‘biber’ çekemiyor…
Öyleyse bunun için…
Tabii imza kampanyaları düzenlenecek… ‘‘Köşe”lenecek… İllaki mağduriyet dile gelecek…
Şanar Yurdatapanda artık yargıç cüpbeli, üniformalı başörtülü bi’ eylem patlatır?
O, Abdurrahman Dilipak Hoca’nın bileceği iş…
Son soru:
Başbakan ‘paket’ini açarken uzuun uzuun peşrev çekti…
Anladık ki, dağ fare doğuracak… Ama o, her şeyi bileceği için ahalinin öyle düşüneceğini de serdederek, “Bak, aklınızdan geçeni de biliyorum”ucuzluğuna yattı…
“Oy verirseniz arkası gelecek” şantajı yaptı… Tabiatı icabı…
Peki niye ikide bir 27 Mayıs (1960)’ı andı…
12 Mart Darbesi’nin Komutanı Memduh Tağmaç gibi tüm kötülüklerin anası ilan etti?..
Bayram değil seyran değilken neden Adnan Menderes ve “yıllardır özgürlükler için mücadele eden Erbakan”ı selamladı?
Salak mısın!
Kim demiş, bayram değil diye… 90 yıllık bi’ hasretin mücadelesi, kamuda türbanın serbestlik  mücadelesi “resmen” zaferini ilan etti…
Menderes… Bilhassa Erbakan anılmayacak da ne olacak…
27 Mayıs?..
Başbakan’ın yaşam tarzlarına saygı muhabbetini diline pelesnk etmesinin hikmeti, her şeye rağmen 90 yıllık hayalin… “Kamuda Türban Devrimi”nin tatlı tedirginliğinden…
Öyleyse…
Herkes demokratik çözüm paketine odaklanmışken kamuda türban meselesi halloldu…
Allah kabul etsin…
Kitle iletişim mühendisliği projesinin başarısı bize Merve Kavakçılar olarak dönecek…
Hayırlı olsun!


GÜL’E GEZİ SANSÜRÜ TAKIYE STRATEJİSİ

Cumhurbaşkanı, ABD ziyaretinde ‘Gezi’ direnişiyle ilgili sorulardan bunalmış…
“Aslında ben Gezi olaylarının başlangıcı ile gurur duyarım” demiş. (24 Eylül 2013)
Cumhuriyet tespit etmiş: Köşk’ten Gül’e Gezi sansürü (25 Eylül 2013)
Meğer Köşk’ün internet sitesi’gurur duyarım’ ibaresini koymamış…
Gül’ün, Erdoğan’dan farklılığına işaret eden yorumlar patladı….
Oysa bunu hep yapıyorlar…
Misal:
Egemen Bağış Paris’te ‘Gezi’ için ne demişti: “Çok demokratik sürecin tezahürü” (12 Haziran 2013)
Olimpiyat tanıtım görüntülerinde Türkiye neden gurur duydu: ‘Gezi’ ile..
İçerde öyle, dışarıda böyle…
AKP’nin cibilliyeti bu…
Hatta karakter tablosu bile denilebilir…
Hülasa: Abartmayalım, şu “makul adam”a oynama işini…


Satır altından notlar...

DEMET AKALIN’IN 'SALLADIĞI' TÜRKİYE’NİN SURETİ

Şarkıcı Demet Akalın, Ayşe Arman’a…
“Kuş beynimle Türkiye’yi sallıyorum!” (Hürriyet Pazar, 29 Eylül 2013)
Demiş… Zekâsına haksızlık etmiş…
Zira “salladığı” sosyolojimizi özetlemiş:
Bugün seçim olsa AKP: Yüzde 50.1 (Habertürk, 29 Eylül 2013)
Başbakan: RT Erdoğan…
Başdanışman: Telekinezi Uzmanı Yiğit Bulut…
Ankara Belediye Başkanı: Melih Gökçek (5’inci dönemde de favori namzet)
Kanaat önderlerimiz: Nagehan Alçı ve müptezelliğin ROK hali…
Milletin (bir) iradesi: Ben Erdoğan’ın götünün kılıyım (16 Haz. 2013, AKP Kazlıçeşme Mitingi’nde, Beyaz TV mikrofonundan bildiren yüzde 50’nin sesi “teyzemiz”)
Uzatmayayım…
Demet Hanım… Doğru adrestesiniz……    


BARLAS, MUHTIRA VERDİ DOĞAN “BEKİ EFENDİM” DEDİ

Mehmet Barlas, muktedirin kudretine yaslanmış, saydırıyor…
Burnunu sürtercesine… Köşesinden talimatı yapıştırıyor:
Aydın Doğan yazarlarını yine uyarmalıdır (20 Eylül 2013)
‘Gezi’ için çekilen kulak, gereğini derhal yapıyor…
Başbakan’ın eski danışmanı Akif Beki, muhtemelen normalde kapısından içeri giremeyeceği Hürriyet’e yazar olarak atanıyor…
Tak dediğin şak diye yapan Doğan, Barlas’tan aferini hak ediyor:
Akif  Beki’ye başarılar, Aydın Doğan’a tebrikler. (25 Eylül 2013)
Peki ne yazacak?
Barlas bildiriyor:  
“…yazması gerekenleri haftada 4 gün diğer köşelere hatırlatacak.”
Tercümesi: Akif Beki Hürriyet’e Hükümetin  siyasi komiser olarak atanmıştır…
Bilginize…
İmza: Sabah Başyazarı…


ERBAKAN BOYUN EĞMEDİYSE…

Açıklanan MGK Kararları diyor ki, Erbakan 28 Şubat kararlarını korku belasına imzalamadı…
Öyle ki yeri geldiğinde askerlere münasip lisanla “vanmünit” bile demeyi bilmiş…
Nitekim… İslamcı medya gururla verdi bu vaziyeti…Hatta… “Nalına da vururum mıhına da…” icabında… diyerek…
‘Hakikatin kalemiyim’ mesajını verme fırsatın kaçırmayan Ahmet Hakan bir adım daha attı…
Hepimiz adına “Affet bizi Erbakan” döşemesi yaptı…
Teslimiyeti değil, direnişin timsali ilan etti Rahmetliyi…Âlâ… da… Anlamadığım şu:
Erbakan ile asker anlaşmış… Siyaset, kararlara özgür iradesiyle rıza göstermişse, darbe nerede?
Yok… Hükümet asker korkusuyla imzaladıysa bu “direniş” menkıbeleri niye?
Anlayan beri gelsin…   

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa