Nusra'nın tehdidi önemli mi?
Fotoğraf: Envato
Gazetemizin pazar ekinde Suriye’deki cihatçı örgütlerle emperyalizm arasındaki ilişkiye değinmiştim. ABD’nin, nasıl yıkılacağını planlamadan bina inşa etmediğini örnek olarak göstererek, el Kaide, Nusra Cephesi vs. gibi örgütlerin de “yıkımı” için bir planı olması gerektiğini söylemiştim.
Kuşku yok ki, Afgan Savaşı’nda o zamanın SSCB’sini yenmek adına ABD özellikle Ortadoğu kaynaklı İslamcı-Cihatçı grupları kullandı. Bu arada, o gruplar da uzak şeriat imparatorluğu hayalleri adına ABD’yi kullandıklarına inanıyorlardı. Başlangıçta, cihatçı gruplar arasındaki sınırlar belirsizdi. Aynı amaca bağlanmış bütün gruplar, içten içe birbirleriyle ilişkideydi ve birbirlerinden insan, silah, para ya da başka türlü destek alıyorlardı. Düşman büyüktü: “Komünist Şeytan!” Yanlarında duran ABD ise, “Kitap ehli” bir dinin mensubu olarak en azından şimdilik zararlı görülmüyordu.
Bu karşılıklı yarar ilişkisi içinde, cihatçı grupların kısa vadeli hesaplardan ötesini görmelerine olanak yoktu. ABD’nin verdiği kadarını almak, ama kendi hesaplarına uygun kullanma yolları açmak! ABD ise, yalnızca o an için SSCB’ye karşı ve Afganistan’la sınırlı hesaplar yapmıyordu. Dünyanın Müslüman bulunan her parçasında (icabında Endonezya’dan Filipinlere, Balkanlar’dan Kafkasya’ya kadar her yerde) bu tür oluşumların denetimli kullanımının hangi esaslar üzerinde gerçekleşebileceğini de hesaplıyor, “küresel bir plan” yapıyordu. Finans kaynağı ve ideolojik perdeleme olarak Suudi Arabistan başta olmak üzere bütün gerici Arap rejimlerini de bu plana dahil etmişti. Cihatçı gruplar ise, bu arada Afgan savaşının kendi aralarında sağladığı geniş birliğin dağılması yoluna girmişlerdi ve merkezi güçlü örgütler etrafında yeniden saflaşmaya başlamışlardı.
Hâlâ pek çok karanlık noktası bulunun 11 Eylül “İkiz Kuleler” olayına kadar bu örgütlerin ABD’ye yönelik esaslı bir tehdit oluşturabileceği düşünülmüyordu. Ancak SSCB’nin Afganistan’dan çekilmek zorunda kalması, ardından da yıkılması sonrasında, cihatçı gruplar iktidar sırasının kendilerine geldiğine karar vererek ABD’nin Afganistan-Pakistan merkezli Kuzey Asya planına taş koymaya, kendi iktidarlarını gerçekleştirmeye yöneldiler. Artık ABD’nin dolaysız denetimi dönemi sona ermişti.
Suriye’de bugün yaşananlar, kopuşun tamamlandığı görüntüsü veriyor. Türkiye, ABD’nin talebi üzerine bu gruplardan bazılarına, özellikle de önde gelen El Nusra’ya akan kanalları kapatmış ya da kısmıştır. Bunun ilk sonucu, yeni açıklanan bir duruma göre, Reyhanlı’daki (Hükümetin suçu neredeyse CHP’ye yıkmaya çalıştığı) bombalı saldırı olmuştur. Diğer bombalı eylemlerin de Nusra (ya da onun diğer adı olan IŞİL –Irak-Şam İslam Devleti) tarafından gerçekleştirildiğine dair haberler geliyor. Şu anda Nusra’nın Türkiye ile Suriye sınırında 4 geçiş noktasını kontrol altında tuttuğu bir sır değil. Sığınmacı görüntüsü altında kaç Nusra savaşçısının şu anda başlıca büyük iller başta olmak üzere bütün Türkiye’ye dağıldığını ise Hükümet dahil kimse bilemez.
Nusra, son olarak Ankara ve İstanbul başta olmak üzere büyük illerde sabotajlara hazır olduğunu açıklamıştır. Hükümetin tavrını değiştirmesini istemektedir. Hükümet açısından artık bu nokta geçilmiştir; uluslararası anlaşma noktalarını ve özellikle de ABD’nin kuvvetli ikazını çiğneyerek eski hizmeti sunamaz. Türkiye, onlar üzerinden Suriye’de hakim olabileceğini düşünürken, şimdi onlar hükümet üzerinden Türkiye içinde kendi konumlarını sağlamlaştırmanın yoluna girmişlerdir. ABD’nin kuşkusuz başta el Kaide olmak üzere bu grupları ortadan kaldırmaya yönelik bir planı hâlâ vardır, ama bu o kadar kolay olmayacaktır.
Tehdit ciddidir ve olacaklardan tümüyle Hükümet sorumludur.
- Örtülü dünya savaşı çağı: Savaşın çapı göründüğünden daha büyük 06 Ekim 2024 04:52
- İngiltere’de sokaklar faşizme kapalı 11 Ağustos 2024 06:41
- İki ucu savaş değneği 24 Mayıs 2017 00:56
- Olsaydıyla bulsaydı... 17 Mayıs 2017 01:00
- İdam... 19 Nisan 2017 00:10
- Gariplerin ölümü 29 Mart 2017 00:38
- Devletin ve milletin çıkarı nerede? 15 Mart 2017 01:00
- Almanya'ya karşı birleşik milli cephe! 08 Mart 2017 00:10
- ‘Sözde bayrak’ 01 Mart 2017 01:09
- Provokasyon ihtiyacıyla yaşamak 21 Aralık 2016 01:00
- Amerika gitsin, Rusya mı gelsin? 10 Ağustos 2016 00:59
- Darbenin gizli kalan iki ayağı! 27 Temmuz 2016 00:43