Demokrasi dersleri başlıyor, kaçırmayın
Fotoğraf: Envato
Başbakan Erdoğan ve danışmanları tarafından “demokratikleşme paketi”nin açıklanması için yapılan basın toplantısına çağrılan, ama soru sormalarına bile izin verilmeyen yayın yönetmenlerinin gazeteleri, pakete tam destek vermiş. Dün çıkan, yandaş olmadığını söyleyen gazetelerin manşetleri ile yandaş olanları ayırmak mümkün değil. Çünkü hepsi aynı taraftan bakmış; bu paketle demokratikleşmenin büyük bir atılım yaptığı iddiasını öne sürmüş. Örneğin dünkü sayılarında paketi; Hürriyet, “Öncü paket”, Milliyet; “18 yeni adım”, Sabah, “Yeni Türkiye için 20 adım”, Zaman, “Özel okullarda Kürtçe eğitim serbest” Radikal, “Demokrasi 1.0”, Taraf, “Evet devam edelim”, Yeni Şafak, ”Demokrasiye yüksek standart”, Akşam, “Erdoğan devrimi”, Cumhuriyet, “Demokrasi sen bekle”… diye manşete çıkarmış. Anlaşılacağı gibi basın toplantısına çağırılıp da paketi eleştirel biçimde manşetine taşıyan tek gazete Cumhuriyet gazetesi görünüyor. Diğer çağrılı gazeteler manşetlerini Başbakan’ın ağzından almış ve böylece Başbakan’ın lütfüne reverans yaparak yanıt vermiş!
ASIL YAYIN YÖNETMENLERİNE DERS LAZIM
Dün Evrensel, Başbakan ve bu paketin hazırlanmasına katkı yapan zevatı kastederek manşetinden, “Biri bunlara demokrasiye anlatsın!” demişti. Ama yanılmışız. Çünkü “bunlar” sadece paket hazırlayanlardan ibaret değilmiş. Tersine basınımızın güzide yayın yönetmenleri, “politika kurdu” Ankara temsilcileri, burnundan kıl aldırmayan editör filan unvanlı büyük gazetecilerin demokrasi dersine acilen ihtiyaçları varmış. Tablo bu olunca Evrensel, gazetelerin elitlerini kastederek bugün de aynı manşetle çıksa bir eksiği, bir yanlışlığı olmaz! Herhalde Evrensel, “Biri bunlara demokrasiye anlatsın!” derken, “biri”nin bunları bir binaya toplayıp da “Demokrasi o değil budur” biçiminde dersler vermesini beklemiyor. Çünkü “bunlar”ın sayısı binalara sığmayacak kadar çoktur. Dahası, böyle insanları binalara toplayarak, “Sizin bildiğiniz yanlıştır, asıl gerçeği biz biliyoruz” diye tepeden buyurma biçimindeki ders biçimi “bunlar”ın yöntemidir.
DEMOKRASİ DERSİNİN ÖĞRETMENLERİ KİMLERDİR?
Bizim sözünü ettiğimiz dersin öğretmeni, işçi sınıfı ve halklardır. Nasıl ki, bırakalım her soydan gericinin doldurduğu meclisleri, askeri cuntaları bile “demokrasiyi ilerletmek için destekleyen” yüksek siyaset erbabı ve basın ulemasına rağmen bu ülkenin demokrasi sorunu, özgürlükler sorunu var dedirtenler; meclisin, seçimin varlığının demokrasinin gerçekleştiği anlamına gelmediğini gösterenler; bugün demokrasi tartışmasını ülke gündemine getirenler demokrasi dersinin de öğretmenleridir. Kimdir, bu ülkeye demokrasiyi tartışma gündemini getirenler; demokrasinin ne olup olmadığını öğretenler? - Bu ülkeye özgürlüklerin ve demokratikleşmenin a,b,c’sinin halkların kendi kaderlerini tayin hakkına sahip olmasından geçtiğini gösteren ve özgürlüklerin nasıl elde edilip nasıl kullanılacağını son 30 yıldır dünya aleme gösteren Kürt halkı. - Yaklaşık yüz yıldan beri, hiçbir şey değilse de Türkiye’nin “laik bir devlet” olduğu yalanına başkaldırıp, inanç özgürlüğü ve bunu da gerçek bir laiklik talebine bağlayan ve yıllardır bunun mücadelesini veren özgürlük mücadelesi içindeki Aleviler. - Demokrasi ve özgürlük mücadelesini politikalarının merkezine koyan, halk yığınlarının özgürlük talepleri etrafında birleşmesi için mücadele eden ve bu mücadele içinde işten atılmaktan işkence tezgahlarına, cezaevlerine doldurulmaktan idam sehpalarına, canını ortaya koymaya varan bir mücadele geleneği üstünde bugün özgürlük ve demokrasiyi bir mücadele, Türkiye’nin demokratikleşmesi, demokrasi güçlerinin birleştirilmesi, halkların kardeşleşmesi mücadelesi olarak gören ilerici demokrat güçler; işçi sınıfının ve halkın siyasetçileri, aydınlar, sanatçılar, bilim insanları bugün demokrasi mücadelemizin öğretmenleridir. İşte bugüne kadar gerçek demokrasi dersini bunlar vermiştir; bundan sonra da demokrasi bilincimizde bir ilerleme olacaksa halkların mücadelesinden öğrendiğimiz ölçüde olacaktır.
HALK İLK DERSİNİ VERDİ
Nitekim daha Başbakan’ın TV’den açıklamasına başladığı andan itibaren her iddiasına karşı Diyarbakır başta olmak üzere birçok bölge ilinde, halk kahvede oturduğu kürsüden yanıt vermeye başlamıştır.(*) Yine önceki gün Diyarbakır’da alanlara toplanan binlerce kişi paketin demokratikleşme ile bir ilgisi olmadığını, AKP’nin kendi amacını gerçekleştirmek istediği düzenlemelerin demokratik düzenlemeler diye yutturulmak istendiğini, demokratikleşme doğrultusunda adım atmak için pakette nelerin olması gerektiğini haykırmıştır. Siyasiler; gazeteciler, bu pakete “Yetmez ama evet!” demeye hazırlanan “aydınlar”, “okumuş yazmışlar”, kendini ilerici olarak niteleyen siyasi çevreler, bu “ilk dersten” bir şeyler öğrenmişlerdir umarız ki. Bunlar, önümüzdeki günlerde daha çok yayılacak olan demokrasinin ne olup olmadığına dair diğer dersleri de kaçırmamaya bakmalıdır. Aksi halde bu dünyadan üstünde en çok yazıp konuştukları, ekmek kapısı yaptıkları demokrasinin cahili olarak geçip gideceklerdir.
PAKETİN DEMOKRASİYE TEK KATKISI!
İnsanlık tarihi bize, demokrasiyi geliştirenin; egemenlerin ülkeyi, halkı çekip çevirmesine yardımcı olsun amacıyla hazırlanan yasalar, düzenlemeler değil, halkların özgürlük talepleri için verdiği mücadeleler ve bu özgürlükleri kullanmadaki ısrarının olduğunu göstermektedir. Halklar, işçi sınıfı özgürlüklerini böyle kazanmıştır. Bizim ülkemizde de bugüne kadar bu böyle olmuştur ve hiç istisnası da yoktur! Bu paketin tartışması da eğer bizlere demokrasi mücadelesinin halkların talepleri etrafındaki mücadele olduğu konusunda bir adım attırırsa, paketin hazırlayıcıları istemese de paketin demokrasi mücadelesine bir katkısı olmuş olacaktır! Daha ötesini ummak, halkın bilincini çarpıtmak olur.
(*) Dün gazetemizde çıkan çeşitli illerden yurttaşların ve demokrasi mücadelesi içindeki örgüt yöneticilerinin görüşlerini yansıtan haberlerde bu açıkça görülmektedir.
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00