Sadece skora mı bakacağız?

Roberto Mancini yönetimindeki ilk maçında Juventus deplasmanından 1 puanla dönen Galatasaray, gruptaki ikincilik iddiasını sürdürmeyi başardı. Skor umut verse de oyuna bakıldığında Galatasaray’ın grupta alabileceği en iyi sonucun üçüncülük olduğu anlaşılıyor. Üst perdeden atıp tutup beraberliğe abartılı övgüler yağdıran medyaya kanmamak lazım. Oyunun tamamında Juventus’un bariz bir üstünlüğü vardı. Ancak Galatasaray’ın kalabalık savunması karşısında onlar da pozisyon üretmekte zorlandılar. Galatasaray ise kalesini savunmaktan hücuma çıkacak fırsat bulamadı!.. Juventus’un 11 kornerine karşılık Galatasaray’ın korner kazanamaması durumu özetliyor aslında. Kazanılan korner sayısı tek başına bir ölçü olmasa da hücum zenginliğini yansıtan bir veri olarak kabul edilebilir. Galatasaray’ın golleri de Drogba’nın kişisel gayretleri ve oyundaki devamlılığı sayesinde geldi. 90 dakika boyunca sarı-kırmızılı ekibin organize atak sonucunda girdiği tek bir gol pozisyonu bile yoktu. Bu gerçeğe karşın, 1 puana şükredecekleri yerde galibiyeti kaçırdıklarından söz edenler var. Elbette o da olabilirdi. Futbolda her zaman güçlü olan ya da iyi oynayan takım kazanamayabiliyor. Ama tek korner bile kazanamadığın bir maçın ardından böyle konuşmak da biraz tuhaf oluyor. Mancini ilk maçında öncelikle yenilmemeyi hedeflemiş ve bu düşünce doğrultusunda bir takım kurgusu ve taktik hazırlamış. Savunmayı kalabalık tutup gol umudunu Drogba’ya bağlamış. Kalabalık savunma illa ki sağlam savunma anlamına gelmese de Mancini’nin bu maçla ilgili hesapları tuttu. Mancini gibi savunma temelli oyun felsefesine sahip bir teknik adamın oyuncu değişikliği yaparken Burak yerine Umut’u tercih etmesi de şaşırtıcı değil. Aslında Galatasaray savunmasının güven verdiği söylenemez. Semih ve Gökhan Zan dengesiz. Hakan Balta ağır. Eboue disiplinsiz ve ciddiyetsiz. Ayrıca Eboue’nin sakatlanma numaralarının artık kendi arkadaşlarının bile canını sıkar hale geldiğini gördük. Hakemleri kandırmaya ya da zaman çalmaya yönelik bu itici hareketlerini daha ne kadar sürdürecek?.. Galatasaray Kulübü’nde bu futbolcuya işini, dürüst ve ahlaklı bir şekilde yapması gerektiğini söyleyecek birisi yok mu?.. Melo ve Selçuk’un genelde savunmaya yakın kalarak göbeği kalabalıklaştırması ve bu bölgede dinamik bir mücadele sergilemesi Juventus’un pozisyon bulmasını zorlaştırdı. Galatasaray savunmasının maç boyunca sürdürdüğü yüksek dirençte Melo ve Selçuk’un katkısı büyüktü. Göbekten gedik bulmakta zorlanan Juventus bu nedenle kanatlardan yüklenmeye çalıştı. İtalyan ekibi sıkça denediği kanat ataklarından ise sadece birisini gole çevirebildi. Galatasaraylı oyuncuların Real Madrid maçında yaptıkları pozisyon hatalarını bu maçta da zaman zaman tekrarladıkları göze çarptı. Futboldaki temel savunma ilkelerinden birisi, futbolcunun vücudunu her zaman rakibi ile kendi kalesi arasına koyarak pozisyon alması ve rakibine bu şekilde müdahalede etmesidir. Ancak sahada yaptıklarına bakılacak olursa, pek çok Galatasaraylı oyuncunun bu ilkeyi bildiği şüpheli. Amrabat’ın penaltıya sebep olan müdahalesi de bunun son örneğini oluşturdu. Sonuçta, sarı-kırmızılı ekip İtalyan teknik adam yönetiminde ilk puanını alırken, Juventus’u da 2 puanda tutmuş oldu. Ancak muhtemelen İstanbul’daki Juventus maçına farklı hesaplarla ve farklı oyun anlayışıyla çıkmak gerekecek.