5 Ekim 2013

Cevaz sınırları gittikçe daralan bir atmosfere doğru sürükleniyoruz. ‘Biz bir paket açıklayacağız ama sakın eleştirmeyin’ havasındaki yandaşlar iktidardan daha kötü bir yerde duruyorlar. Hiç olmazsa Başbakan Erdoğan, ‘Nasıl olsa karşı çıkacaklar’ havasında. Elbette bu tavrın da tartışılması gereken çok yanı  var ama kraldan çok kralcılık yapanların tutumu çok daha çekilmez nitelikte. Hem paketin açıklanacağı gün ‘Saat 11.00’den sonra kimliklerimizle tüm dünyada göğsümüzü  gererek dolaşacağız’ mesajları paylaşarak beklentiyi yükselt hem de işi abartmayın diye, hayal kırıklığını örtmeye çalış. Elbette kangrenleşmiş sorunları bir çırpıda çözmek mümkün değildir. Aslında bunu bekleyen de yok. Ama hepimizin istediği biraz ciddiyet ve tutarlılık. Paketin eksikleri üzerine tartışan ve daha fazla demokrasi isteyenleri, statükonun devamı arzusu içinde karşı çıkanlarla aynı potaya koyarsanız yaptığınız iyi şeyleri de savunmakta zorlanırsınız. Asıl tartışılması gereken nokta ihtiyaç ile çözümün orantılı olup olmadığıdır. Paket geçmişle kıyaslandığında elbette bir ilerleme olarak yorumlanmalıdır. Ama zamanın dayattığı ve acil çözüm bekleyen sorunları  çözme kapasitesidir, gerçekçi biçimde ele alınması gereken. Paketin büyük kısmının akil insanlar raporlarından derlendiği savunması da işin başka bir boyutunu göstermektedir. Bu ülkede neyin ne amaçla kullanılacağı, nasıl ve neye hizmet edeceğini kimse öngöremez. Bunu ancak ‘bilmesi gerekenler(!)’, karar verme yetkisini kendinde görenler önümüze koyarlar ve biz böylece öğrenmiş oluruz. Tabii böyle bir tablonun, demokrasinin asgari öngörü  sınırlarının çok gerisinde kaldığını bazıları basit bir ayrıntı olarak görse de gerçek bunun tam tersidir. Yıllarca  Osmanlı’daki paketlerin hazırlanış ve sunuşunu eleştirip bugün tam da aynı  havada çözüm aramak ciddi bir tutarsızlıktır. Suriye politikasında iş tutulan kimi çevrelerle ilgili yapılan eleştirilere iki yıl boyunca kulak tıkandı. Abartıyorsunuz, iftira atıyorsunuz tavrı  ile yaklaşıldı. Bugün gelinen noktada artık mızrak çuvala sığmıyor ve yeni yeni rahatsızlık beyanları veriliyor. Başbakan’ın sözleri ile birlikte manevra yapmak için sinyal  bekleyenler de harekete geçiyor. Demem o ki, iktidarı destekleyen kimi çevreler tam da iktidarın sonunu hazırlıyorlar. Suriye konusunda nasıl iktidarın gerçekle yüzleşmesini geciktiriyorlarsa, demokratikleşme konusunda da hükümetin gerisinde pozisyon alıyorlar. Oysa hükümete yapılacak gerçek iyilik gerçeği olduğu gibi paylaşmaktır. Onay beklemeden. Aferin denmesi için özel bir çaba sarf etmeden.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et