Vasıfsız, barbar ve mantar
Bir millet çıldırıyor. Çıldırması için her şey yapılıyor. Belki çıldırdık bile. Önceki akşam televizyon izleyenler, kanallar arası zaplayanlar ve sosyal medyadan olan bitene maruz kalanlar ne dediğimi anlar. Anası danası, yandaşı muhalifi tam bir çoraklık, kepazelik, vasıfsızlık. Bir de burada anlatmayalım. Emin olun, bir şey de kaybetmezsiniz. Biz başka “vasıfsızlar”dan söz edelim... Bir ilan, minibüs koltuğu arkasına bantlanmış “Merdiven temizliği için VASIFSIZ elemanlar aranıyor”. Altına sadece bir cep numarası iliştirilmiş. Belli ki, bir büro bile yok. “Oğlum evin dip köşe temizlenmesi lazım. Birini mi bulsak?” diyen 71 yaşındaki annem geldi aklıma. Öyle ayda yılda bir çağıracak işte: “Merdivenleri silen kadına söylesem, benden yaşlı. Utanıyorum söylemeye.” İşte o “utanma duygusu” lazım bize; bulmacaların “iki harflisi”... 80’e merdiven dayamış kadın, nerden baksan 70 yıldır temizlik yapıyor. Ama “vasıfsız” işte! Bu hikayede “vasıflı” olan; o ilanı verip altına cep numarasını iliştiren, muhtemelen ortaokul ya da lise mezunu şark kurnazı... Civar apartmanların yöneticilerini bağlamış, işi yarı fiyatına almış, kadınları bulup asgari ücretle çalıştıracak. Sigortam olsun, iş düzenli olsun diye mecburen “evet” diyecek kadınlar. Hatta, “Allah razı olsun, ekmek yiyoruz sayesinde” diye dua edecek. Bizim 18 daireli apartmanın aylık aidatı 12 lira, elektriği, temizlik malzemesini, onu bunu düş; çok olsun 100 lira kalır “merdiven temizliği” işine... Haftada iki kereden; düz hesap ayda 8 kere temizlenir. Temizlik başı 12.5 lira! Aracılı çalıştığında; “vasıflı kurnaz”ın aracılık kârını, devletin alacağı vergiyi, sigortayı falanı filanı düşün; varın siz hesaplayın 80’lik teyzenin eline geçecek parayı... 5 lira? Belki... 2 lira? Yok artık! Hadi “r4bia”da anlaşalım; 4 lira kalsın teyzemize... En fazla o kadar. Başkası onu da vermez, bilesiniz... İşte o yok artıkların günlerindeyiz biz. Altı üstü merdiven temizliği, “kadın işi”, “informal sektör” falan laflarını geçin efendim... Pek çok sektör bir “tık” üstünde; ağır sanayi sektörü bile “iki” tık... O kendini “vasıflı” sayan şark kurnazı, tek başına değil. Amele pazarlarının “dayıları” ile Özel İstihdam Büroları arasındaki “geçiş formu” sadece. Bütün bir “çalışma hayatı”, teyzemizin çalışma koşullarına dönüştü, dönüşüyor, dönüşecek... Kıdemi, ihbarı kaldıranların, taşeron sistemi kuranların, “kazanılmış hakları koruyoruz” üçkağıdıyla bizden “çocuklarımızı satmamızı” isteyenlerin derdi, tasası bu. Biri emekli fabrika işçisi, diğeri ömrünü işçi olduğunu fark etmeden geçirmiş iki yaşlı kadının hali, ahvali bize çok şey anlatıyor. Elbette, Twitter kullanabilseler, mani yazabilseler, kendi hayatlarının mizahını yapabilseler, ne tweetler atar ikis de... Ama yok işte! Yapamıyorlar! 20 yıl okullarda dirsek çürütmüş olsalar; belki... Büyük çarkın “en çok kimi ezdiğini” yazabilirler mesela. Plazaların “aynalı, camlı sömürüsü”nün bile kimin alınterinin üstünde tepindiğinden söz edebilirler. “Artı değer”i bilseler; Borsa’da üzerine oyun oynananın kağıtlar değil, ait oldukları sınıfın kanı, canı, emeği olduğunu söyleyebilirler. Faiz lobisinin işçi kanıyla beslendiğini bile anlatabilirler. Ama yok işte! Yapamıyor teyzem. Bu hesaptan ona düşen, sadece tevekkül. Şimdilik... Koç’un sponsorluğundaki “anlamsızlık” Bieanali’nin sorusunu hatırlayalım; “Anne ben barbar mıyım?”. Evet barbarlık çağındayız; “dünyanın rengine kanmaya” hiç gerek yok. İnsanlığın en barbar çağı bu; kapitalist barbarlık çağı! Onla, yüzle, milyonla öldüğümüz, ölemeyenlerimizin süründüğü barbarlık çağı... İşte o “sağlı-sollu” medya kepazeliği; yani liberali, ırkçısı, yandaşı, AKP’lisi ve hatta “AKP muhalifi” ile o çok izlediğimiz “insancık”lar bu barbarlığın çorak kültürünün mantarları... Temizlikçi teyzenin tevekkülü bile, hepsinden daha masum, bilesiniz! Yarattıkları bütün kirlilik de elbet bir gün alınteri ve tecrübeyle temizlenir...
Evrensel'i Takip Et