Dünya öğretmenler günü
Edward Snowden şu an gizli servisler dışında kimsenin bilmediği bir yerde yaşıyor. Onun neler yaptığını bilmiyoruz. Belki de bol bol kitap okuyor. İsterdim ki, Fakir Baykurt’un “10. Köy” adlı kitabını okusun. Henüz 30 yaşında, birden bire dünyada gidebileceği bir yer kalmayan bir insana dönüştürülen Snowden, sürekli başına gelenlerin anlamını düşünüyor olsa gerek. Baykurt’un dokuz köyden kovulmanın anlamını ele aldığı “10. Köy” ona yardımcı olurdu. *** Fakir Baykurt çoğu zaman bir yazar olarak anımsansa da, öncelikle bir öğretmendi. Sendikalı ve sendikacı bir öğretmen. Türkiye Öğretmenler Sendikası kuruluş aşamasında ve sonrasında yer alan bir öğretmen... Eğer Snowden ile Baykurt’u bugün buluşturabilsek, ikisinin birbirlerine anlatacak ne çok şeyi olurdu. Baykurt belki de 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nden söz ederdi. Öğretmenlerin düşürülmek istendiği konumdan, o “teknisyen” rolünden, düzenin bekçisi “dindar ve muhafazakâr muallim” rolünden de mutlaka söz ederdi. *** Baykurt- Snowden buluşması fantastik bir fikir gibi gelebilir. Ama ne Snowden’ın başına gelenler, ne Baykurt’un yazdıkları ve mücadelesi, ne de öğretmenlere yönelik küresel saldırılar bir fantezi. Günümüzde öğretmenleri sınıfta merkezden belirlenmiş bir programı işleyen papağana çevirmek isteyenlerin sayısı çok. Daha kötüsü, derslerin İnternet üzerinden verilmesini, öğretmenin bu süreçte bir teknisyen gibi çalışmasını isteyenler de var. Okulların teknoloji ile doldurulması ile her şeyin değişeceğini söyleyenler de çok sayıda. Bu propaganda öyle güçlü ve beslediği para tezgahları öyle bereketli ki, dünyanın birçok ülkesinde öğrencilere gıcır gıcır tablet veya dizüstü bilgisayarlar dağıtılmakta. AKP sayesinde bilgisayarlar, akıllı tahtalar yarışında Türkiye gayet önlerde. Toplum, öğretmenlerin yerini teknolojinin alabileceğine inandırılmak isteniyor. Oysa günümüzde öğretmenin işlevinin azalması değil, tam tersine artması söz konusu. Eğer okullar öğrencilerin ufuklarının açılması ve özgürleşmeleri içinse, bugün öğretmenlere daha da çok iş düşüyor. Durumu anlamak için bugüne dek yapılanlara bir göz atalım. Okullar milliyetçilik ile dolduruldu ki, öğrenciler sömürüden ve onları ezenlerin kim olduğundan haberdar olmasınlar. Komşu komşusuna, emekçi diğer emekçilere yabancılaşsın, hatta düşman olsun. Öğrencilerin kafalarına milliyetçilik döşensin ki, halklar birbirlerine düşman olsun. Ülkeler arasında savaşlar çıksın, emperyalistler güçlensin. Ya kapitalizm? Okullar ve kamusal alan kapitalizmin araçları ile dolduruldu ki, öğrenciler sömürüyü ve onları ezenleri bellemek yerine, kendilerine sömürü düzeninde yer bulmaya çalışsın. Günümüzde Türkiye’de milliyetçiliğin işlevini tamamladığı ve yerine dinciliğin sokulması gerektiği düşünülüyor. Madem Türkiye “tek dil – tek millet” cenderesine yeterince sokuldu ve sömürü düzeninin tamı tamına oturması için sessiz bir toplum gerekiyor, işte o zaman dincilik en iyi çözüm. Bu çözüm, Türkiye’nin bir “ılımlı İslam” devleti olarak bölgesinin en güçlü jandarması olmasına yol açacak. Bu çözüm, çok çocuk yapan ve üç kuruşa çalışmayı kabul eden kitleler oluşmasını sağlayacak. Bu çözüm, en bariz gerçeklere göz kapayabilen, her türlü saçmalığa boyun eğen, kendi kendisinin polisliğini yapacak, düğmesine basıldığında askerliğe soyunacak bir dindar toplum oluşmasını sağlayacak. Televizyonlardan, gazetelerden, İnternetten yalanlar fışkırırken, sömürü güçlenecek, dindar ümmet gözünün önünde olan adaletsizlikleri anlamaz olacak. Başbakan tarafından açıklanan demokrasi paketinden çıkanlar, tıpkı diğer açılımlar gibi dincilik çözümüne uygun öğeler. Unutmamak gerek. Bu çözüm, dindar ve kindar bir nesil gerektiriyor. Bu nesili en az üç çocuk yapan dindarlar dünyaya getirecek, imam hatipler ve dini bütün özel okullar şekillendirecek, tarikatlar pişirecek. İşte 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü bu nedenle önemli. Öğretmenlerin düzenin bekçisi “dindar ve muhafazakâr muallimler” ve aslında birer “din görevlisi” olması isteniyor. Öğretmenliğin ayakta kalabilmesi için, bilimin ve aklın unutulmaması için öğretmenlerin ve Eğitim Sen’in mücadelesine mutlaka destek verilmeli!
Evrensel'i Takip Et