09 Ekim 2013 08:45

Türkiye, Cenevre 2'ye gidecek mi?

Türkiye, Cenevre 2\'ye gidecek mi?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Suriye’deki iç savaşa “siyasi bir çözüm arama” girişimleri yeniden hız kazandı.
Kimyasal silahların kontrol altına alınması için Suriye’ye giden heyetin de hemen göreve başlaması ve Esad’ın heyete her kolaylığı sağlayacağını açıklaması “Suriye krizine barışçıl bir çözüm” için girişim yapanları cesaretlendiriyor. Bu çerçevede uzun zamandır gündemde olan Cenevre-2 Konferansının kasım ayında toplanması için de ABD ve Rusya’nın çabalarını artırdığı, konferansın toplanabilmesi için Suriye muhalefeti ve Esad rejimi üstünde baskılarını artırdıkları gözleniyor. Dahası Cenevre -2 Konferansının hemen arkasından “Ateşkes” ve soruna kalıcı çözüm için görüşmelere başlanabileceğine dair girişimler de var.
Suriye’de barış için girişimlerin başında olan BM-Arap Birliği Özel Temsilcisi Lakhdar İbrahimi’nin, Suriye’de hükümeti ve muhalefeti ön koşul olmadan barış görüşmelerine başlamaya çağırmasına, muhalefetteki Suriye Ulusal Koalisyonu, geçici hükümet kurulmasına yönelik adımlar atıldığı takdirde barış görüşmelerine katılmaya hazır olduğunu söylediği belirtiliyor. Muhalefetin diğer odakları ise Beşar Esad’ın çekilmesi şartında ısrar ettikleri öne sürülüyor. Ancak Cenevre-2 sonrasında muhtemelen “barış görüşmeleri” için daha ileri koşulların olması da bekleniyor.
Gelişmelerden ABD ve Rusya Dışişleri Bakanları başta olmak üzere Suriye krizine siyasi çözüm bulmaktan az çok yana olanlar hoşnut görünüyor. Nitekim ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ilk kez Esad rejiminin girişimlerinden övgüyle söz ederken, “Esad’sız bir çözüm” ısrarından da tamamen vazgeçmiş görünüyor.
Nitekim Kerry, “Güvenlik Konseyinin aldığı kararın üzerinden bir hafta geçtikten sonra silahların imha edilmeye başlanmasını çok önemli bir gelişme ve iyi bir başlangıç” olarak niteledi.
Suriye krizine “siyasi bir çözüm” girişimlerinin artması ve Suriye’ye emperyalist askeri bir müdahale ihtimalinin zayıflamasından herkes hoşnut görünüyor. Ama sadece iki odak çeşitli biçimde hoşnutsuzluklarını ifade etmekte ısrar ediyor.
Bu gelişmelere hoşnutsuz karşılık veren odaklardan birisi, ÖSO’nun el Kaide, el Nusra gibi cihatçı, “şeriatçı bir Suriye için savaştığını” iddia eden kanadıdır. Bu gelişmelerden hoşnutsuzluğunu açıkça ifade eden diğer odak ise Türkiye’dir. Bu hoşnutsuzluk bugüne kadar Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve Başbakan Erdoğan başta olmak üzere tüm yetkililer tarafından çeşitli vesilelerle ifade edildi. Ama en son Kerry’nin, Suriye rejimini “övdüğü”, yukarıdaki açıklama karşısında Erdoğan, Türkiye’nin bu tutumunu bir kez daha vurguladı.
Kerry’nin açıklamasıyla ilgili gazetecilerin sorunlarını yanıtlayan Erdoğan; “Beşar Esad’ı ben artık bir siyasi olarak kabul etmiyorum. O, devlet terörü estiren bir teröristtir…. Bu kadar açık konuşuyorum. 110 bin kişiyi öldüren insanın davranışlarını nasıl övgüyle karşılayacağız. Böyle bir şey olabilir mi, soruyorum size. Buna övgü gönderebilecek insan ben tasavvur edemiyorum. … Kerry’nin de böyle bir açıklama yaptığını zannetmiyorum. Kendisiyle çelişkiye düşer.”
Bu açıklamalar eğer, iç politikada böyle ama dışarıya karşı başka gözükme “siyaseti”nin bir ifadesi değilse, bu tutum sonucu Türkiye’nin, el Kaide ve el Nusra gibi, “Madem Cenevre-2’ye Suriye rejimi katılıyor o zaman biz katılmıyoruz” demesi gerekir. Çünkü bu yaklaşımın gerektirdiği tutum budur. Ama böyle olmayacağı da ortadadır. Türkiye Cenevre-2’ye katılacaktır ama ayak sürüyenlerin, çıkacak kararlara itiraz edenlerin ve el altından Suriye’deki cihatçı güçlere desteklemeye devam edenlerin safında!
Peki Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin liderlik ettiği bu dış politika sürdürülebilir midir?
Elbette değildir. Suriye’de duvara çarpan bu politikada ısrar etmesi Türkiye’yi bölge sorunlarında taraf olmadan, bu anlamda da bir güç olmaktan çıkarmıştır. Ve bunda ısrar ise Türkiye’yi tüm dünyanın gözünde el Kaide ve el Nusra’nın müttefiki, hamisi ve sözcüsü derecesine de sürükleyecektir!
Gelişmelere yakından bakanlar bunu şimdiden görüyor zaten. Ama bir adım sonra tüm dünya bunu görecektir!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa