Suat Derviş neler yazdı?
Emine Hatip, Saadet Baraner, Hatice Hatip, Süveyda H.,Sujet Doli imzalarıyla da yazan bir kadın yazardı. Sosyalistti. Halk için, kolay kavranan, sürükleyici romanlar, öyküler yazdı. Onun Fosforlu Cevriye romanının sinemaya uyarlanmış biçimini hemen herkes bilir. Çünkü bu öykü, defalarca değişik adlarla filme çekildi. Ama sosyalist olduğunu, Sovyetler Birliğinin dostu olduğunu yazdıktan sonra ona gazetelerin kapıları kapanmıştı. O da öykülerini arkadaşlarına sattı. Bir röportajında çocuk romanlarının, piyeslerin, romanların kimlerin imzasıyla yayımlandığını bulmayı edebiyat tarihçilerinin arayıp bulmasını , biraz acı bir alayla söylemişti..
Elbet Suat Derviş’ten söz ettiğimi anladınız. Romanlarının çoğu gazete sayfalarında kaldı. Anlattığı öykülerde İstanbul’un daha önce anlatılmamış en alt tabakalarını, hırsızları, uyuşturucu satıcılarını, fuhuşla geçinenleri yazdı. Sokaklarda, sabahçı kahvelerinde, garlarda, iskelelerde, bekleme odalarında yaşayanları, bu yaşama biçiminin koşullarını da. Gazeteciliği yaptığı röportajlar ona bu yasak dünyanın kapılarını açmıştı. Bir kez ayağı kaymanın, bir suç işlemenin iş bulmada nasıl engel olduğunu da anlattı. Sabıkanın insanı namusuyla çalışmaktan nasıl alıkoyduğunu da.
Paşazadeydi dersek hiç yalan olmaz. 1905’de İstanbul’da doğdu. Dedesi kimyager Derviş Paşaydı, babası Tıp Fakültesinin o dönemdeki öğreticilerinden Dr. İsmail Derviş. Son eşi Reşat Fuat Baraner’di. Tan muhabiri olarak Sovyetler Birliğine gitti, Yeni Edebiyat dergisiyle sosyalist gerçekçi edebiyatın gelişme ve yayılmasına çalıştı. 23 Temmuz 1972’de Kasımpaşa’daki askeri hastanede öldüğünde Narmanlı Yurdu adlı handa, bir odada yaşıyordu. Bu han ressam atölyelerinin ağırlıklı olduğu bir mekandı. Tutuklanmalarının en sonuncusunu yeni atlatmıştı. En son dönemin eylemci gençlerine “yardım ve yataklık” yaptığı iddiasıyla göz altına alınmıştı. Devrimci Kadınlar Birliği Neriman Hikmetle birlikte kuruluşunu hazırladığı son örgüttü. Yazdıklarının önemli bir bölümü gazetelerde kaldı. Suat Derviş’in son günleriyle ilgili önemli bir tanıklık İsmet Kür’ün Yarısı Roman adlı anıları içindedir.
Suat Derviş’in Fosforlu Cevriye ve Ankara Mahpusu adlı romanlarını İthaki Yayınları yeniden bastı. Yeni önsözlerle. Hem kadın haklarıyla hem insan haklarıyla uğraşanların hem de edebiyat severlerin okuması gerekli romanlar. Toplumcu gerçekçi edebiyatın yaygınlık kazanmasını sağlayan örnekleri ilk o vermişti.
Gazetelerde yayımlanan romanlarda yanlışlar, sayfa karışmaları olur ve kitaplaşmalarda da o yanlış, ne yazık ki kalır. Ankara Mahpusunu alırsanız, her baskıda tekrarlanan bir yanlışı düzeltin, 20-21,22,23 sayfadaki bir bölümü atmanız gerekli. Hapishaneden çıkıp otele gittiği bölüme bir sabahçı kahvesi sahnesi karışmış. Otelde odaya birinin girdiği bölüme kadar fazla. 139 sayfada sabahçı kahvesindeki bu iç hesaplaşmanın yinelendiğini göreceksiniz.
Suat Derviş size eski İstanbul dekorunda eskimeyen insanlık dramlarından birini de yansıtacak . Sabahçı kahvelerini Sait Faik’in Birtakım İnsanlar öyküsünde okuduğunuzda daha iyi anlayacaksınız.
Evrensel'i Takip Et