Bölgedeki son gelişmeler

Biliyorsunuz. Ortadoğu üç semavi dinin doğduğu ve paylaşamadığı bir coğrafyada Tevrat’tan bize miras kalan Kurban Bayramı, milliyetçilik ile cihatcılığın sınır tanımayan vahşeti içinde kutlanıyor..
Bu topraklar Batı ile Doğu arasındaki gelgitlerle zaten alabildiğine aşınmış, yorgun  topraklar... İskender’den, Darius’tan, Xerxes’ten, Sezar’a, Hadrianus’a, Aslan Yürekli Richard’a, Salahaddin’e, Hulagu’ya, Timurlenk’e, Yavuz’a, Kanuni’ye dek… Ve İslam’ın Fetihçi Cihatları ve Avrupa’nın Haçlı Seferleri (Crusade)… 1. Dünya Savaşı Kudüs’ün fethi ile sonlandığında, Fransız Generali, “Haçlı Seferlerinin rövanşını aldık” diyordu.
Ve mütedeyyin Evangelist, Oğul Bush ise Irak’a dalarken, sonra düzeltse bile, ağzından kaçırarak bunu “bir Haçlı Seferi olarak” nitelendiriyordu. 1. Dünya Savaşında Alman militarizmi, Türkiye’deki positivist, modernist iş birlikçilerine, ‘cihat’ ilan ettirmeyi başardılar. Ve Enverland, Anadolu’yu Hıristiyansızlaştırma politikasını uygulamaya koydu. Bu projeyi tamamlamak ise laik modernist cumhuriyete nasip oldu.
Almanlar önde, Avrupa ülkeleri antisemitizmin yükselişi ile kendi Yahudi yurttaşlarını kovar da, kılıç artıkları Ahti-Atik topraklarına sığınırken, batı bu coğrafyaya, özünde olmayan Yahudi düşmanlığını enjekte ediyordu. Yahudiler Ortadoğu’nun bütün otantik halkları gibi bu coğrafyanın bir parçası iken, Arap milliyetçiliği Yahudileri denize dökmekten söz edebildi.
Irak savaşı, 1915 sonrası Irak’a sığınıp, orayı vatan bilmiş kılıç artığı Süryanileri, Nasturileri, Keldanileri, Ermenileri yeniden göç yollarına düşürdü. Suriye Savaşı ise Bu coğrafyanın ülkeye adını bile vermiş olan Süryanileri yanında, soykırımdan mucize olarak sağ kalmış Ermenilerin yeni kuşaklarını imha ya da göç seçeneği arasında kitliyor. Mısır’da Ermeni ve Süryani Kilisesi gibi en eski kiliseler arasında yer alan Kopt Kilisesi de, muhtemel bir iç savaşın boy hedefi durumunda. Hazreti İsa’nın dili olan Aramiceyi konuşan, Suriye’deki ünlü Malula köyü ‘İslam Haçlıları’ kafalı cihatçıların eline geçti. Global cihatçılar, bu coğrafyanın otantik yerli halklarına köleci biat dışında bir şanş tanımıyorlar. Bütün bu kargaşa arasında, Los Angelesli dostum Gazeteci Harut Sassounian, dikkat çeken bölgeye ilişkin son haber başlıklarıyla ilgili bazı düşünceler öne sürüyor, “Armenian Weekly’ de; arzu ederseniz bunları sizlerle paylaşalım;
- Los Angeles’in önde gelen avukatlarından Mark Geragos,  geçen hafta CNN’de Amerika Birleşik Devletlerini Ermeni Soykırımı konusunda çifte standartla suçladı. Katılımcılar,  Christiane Amanpour ve Anderson Cooper İran’ı Yahudi Holokostu’nu inkar etmekle eleştirirken, Geragos onlara başkan Obama’nın Ermeni Soykırımı’nı tanıma sözünü tutmadığını hatırlattı. Geragos şöyle demişti: “Bizim o bölgedeki en büyük müttefikimiz Türkiye’dir. Oysa Türkiye Ermen Soykırımı’nı inkar ediyor. Obama adayken şunları söyledi; ‘Göreve başladığımda Ermen Soykırımı’nı tanıyacağım.’ Koltuğa oturduğunda tamamen rezil konuma düştü. Demek ki burada bir parça ikiyüzlülük kokan bir siyasal dinamik görülüyor.”
- AB İlişkilerinden Sorumlu Türk Bakan Egemen Bağış, geçen hafta dedi ki: “Türkiye, blokun mevcut üyelerinin sert muhalefeti ve ön yargılı tutumları nedeniyle belki de hiçbir zaman Avrupa Birliği üyesi olamayacak.” Bağış her zamanki gibi yanılıyor. Türkiye Batılıların ön yargıları nedeniyle değil ama yasalarını Avrupa standartlarına yükseltmeyi reddetmesi nedeniyle AB üyesi olmayı başaramayacak.
- Ermeniler dahil binlerce Hıristiyan, Suriye’de el Kaide teröristlerince kaçırılır, öldürülür ya da sakatlanırken, hiçbir Avrupalı ya da Amerikalı görevliden bir tek kelime bile kınama gelmedi. Hatta daha kötüsü, Batılı liderler daha fazla masum can almaları için aşırılara ölümcül silahlar sağlıyorlar. Batıda kamuoyunun kitlesel gösteriler ve sert protestolarla öfkesini gösterme zamanı geldi. ABD Kongresi Suriye’deki bütün yabancı savaşçılara silah sevkiyatını yasaklamalı. Geçen hafta, Suriye Rakka’da bir Ermeni Katolik Kilisesi ve Rum Ortodoks Kilisesi’nin kutsallığı çiğnenip soyuldu. Cihatçılar utanmadan Ermeni Kilisesi’nin kubbesine tırmanıp haçın yerine kendi siyah sancaklarını astılar!”
Evet, Okyanus ötesinden Sevgili Harut bu saptamalarda bulunuyor. Kalemine kuvvet!
Bu arada Türkiye’de bir demokratikleşme kargo paketinin ‘birileri’ tarafından boşaltıldığı rivayet olunur. Dibi delik buğday torbası misali, masaya koyana kadar boşalıvermiş. Postadan sorumlu devlet bakanı ne yapsın? Torba delik, kargo boş; “Kevgir misin be kardeşlik”
Hani Orhan Veli Kanık’ın dediği gibi…