Kimin cebinden?
Fotoğraf: Envato
Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) 10 Ekim’de “Sağlık Harcamaları İstatistikleri, 2009-2012” başlıklı Haber Bülteni’ni yayımladı. İlk paragrafı olduğu gibi aktarıyorum; “Sağlık harcaması, 2009 yılında 57 milyar 911 milyon olup, 2010 yılında %6.5 oranında artarak, 61 milyar 678 milyon TL olarak gerçekleşti. 2011 yılında %11.7 oranında bir artışla 68 milyar 897 milyon TL, 2012 yılında ise %10.7 oranında bir artışla 76 milyar 278 milyon TL’ye ulaştı. Cari sağlık harcamasının toplam sağlık harcaması içindeki payı 2009 yılında %95.5, 2010 yılında %95.0 ve 2011 yılında %94.9, 2012 yılında ise %95.5 olarak gerçekleşti.”
Yukarıdaki paragrafı okuduğumuzda ilk akla gelen, Hükümetin her yıl gerçekleştirilen artışla yurttaşının sağlık gereksinimlerini en azında karşılama çabasında olduğu ve bunun için düzenli olarak kaynak yarattığı oluyor. Yapılan harcamaları saptamak için kurumların kayıtları kullanılırken, kişilerin yaptığı sağlık harcamalarını tespit etmek için yapılan araştırma sonuçlarından yararlanılmış. Dolayısıyla kişilerin yaptığı sağlık harcamaları ile kurumların yaptıklarını saptamada kullanılan veri kaynakları arasında büyük farklılık var.
Aktardığım paragrafın son satırını şu şekilde yazmayı tercih etmemişler; sağlıkta yatırım için yapılan harcamaların toplam sağlık harcaması içindeki payı 2009 yılında %4.52, 2010 yılında %4.95 ve 2011 yılında %5.12, 2012 yılında ise %4.53. Eğer yazarsa Hükümetin 75 milyonun sağlığı için hemen hiçbir yatırım yapmadığı, harcamaların hemen tümünün sağlık hizmetlerinin sunumu için(cari) kullanıldığı, bir başka ifadeyle, günü kurtarmaya yönelik olduğu açığa çıkacak. Onun için de tersten yazmayı tercih ediyorlar.
Neyse ki ‘görünenin arkasındaki gerçeği ortaya koymadan’ karar vermenin bizi çoğu zaman yanıltacağını biliyoruz. Ve bakmaya devam ediyoruz. Toplam cari sağlık harcamalarında merkezi ve yerel devlet harcamalarının payını, diğer bir deyişle, devletin doğrudan sağlık hizmeti için yaptığı harcamanın ne kadar olduğunu hesaplıyoruz. 2009 yılı için %30,99, 2010 yılı için %26,92, 2011 yılı için %27,04 ve 2012 yılı için %20,54 olduğunu görüyoruz. Devletin cari harcamalardaki doğrudan payı 2012 yılında 2009 yılına göre üçte birden daha fazla, %33.72 oranında azalmış.
TÜİK’in verilerinde harcamanın kaynağı olarak gösterilenler arasında bir de Genel Devlet başlığı var. Bu başlık tahmin edeceğiniz gibi yalnızca merkezi ve yerel devlet harcamalarından oluşmuyor. Bunlarla beraber, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun(SGK) yaptığı harcamaları da içeriyor. Evet, SGK bir kamu sigorta kurumu ama gelirlerinin kaynağı devlet bütçesi mi? Hayır. Vatandaşın cebi. SGK üyelerine sağlık hizmeti satın almak için öncelikle sağlık pirimi topluyor. Ancak AKP ile birlikte bununla da yetinmiyor. SGK üyelerinden sağlık primi dışında da yüklü bir para alıyor. Bununla ilgili hiçbir veri henüz kamuoyu ile paylaşılmadı. Bilançosunda açık olarak gösterilmedi. Çünkü SGK sağlık hizmeti kullanan üyelerini adeta soyuyor.
Bakın nasıl yapıyor: Yalnızca hastanede değil, aile hekiminize muayene olduğunuzda da size yazılan her bir reçete başına 3 TL reçete katılım payı, eğer reçetede üçten fazla ilaç varsa her biri için birer TL daha alıyor. Yetmiyor. Eczaneye gidiyorsunuz önce ilaç katılım payı (toplam ilaç bedelinin çalışan için %20, emekli için %10’si), yetmiyor fiyat farkı adı altında (size yazılan ilacın en ucuzu ile size verilecek olan arasındaki fark) bir ödeme daha yapmanız gerekiyor. Muayeneye için hastaneye giderseniz SGK sizden bu sefer muayene katılım ücreti alıyor.
Bültende sunulan verileri sorguladığımızda önemli bir bulguyla daha karşılaşıyoruz. TÜİK’in gruplamasına göre, genel devlet cari sağlık harcamalarında SGK’nin payı yıllar içerisinde artıyor. 2012 yılında 2009 yılına göre %18.86’lık bir artış söz konusu. Bu bulgular yukarıdaki saptamamızı doğruluyor. Sağlık hizmeti harcamalarından devlet her yıl biraz daha çekiliyor, yurttaşın yükü giderek artıyor.
Bu ödemeler Başbakan Recep Erdoğan’ın ayrımı ile ister AKP’nin %50’si içinde olun, ister diğer %50 içinde olun hiç fark etmiyor. Mutlaka bizim cebimizden çıkıyor. TÜİK de yurttaştan topladığı prim ve katılım payları ile cari sağlık harcama giderlerini karşılayan SGK’nin harcamalarını devlet harcaması olarak kamuoyuna sunmaktan çekinmiyor.
- Mola 01 Temmuz 2014 00:34
- Yörsan, Tekel, Yatağan, Sütaş: Alt kimlikler ve üst kimlik 24 Haziran 2014 00:07
- AKP hükümetleri Doğu-Batı farkını artırdı 17 Haziran 2014 00:11
- TÜİK'ten mektup ve Soma cinayetleri 10 Haziran 2014 07:08
- HDP'ye katılım(lar) - 4/4 03 Haziran 2014 00:09
- HDP'ye katılım(lar) - 3/4 27 Mayıs 2014 00:11
- HDP'ye katılım(lar) - 2/4 20 Mayıs 2014 00:39
- HDP'ye katılım(lar) - 1 13 Mayıs 2014 00:09
- 2 Mayıs, vesayet ve despotizm 06 Mayıs 2014 00:09
- Türkiye’de doğumlar TÜİK’in rakamları 29 Nisan 2014 00:00
- Sosyalistler cumhurbaşkanlığı seçiminde nasıl tutum alacak? 22 Nisan 2014 00:35
- Siyaseti nereden kuralım? 15 Nisan 2014 00:11