Bayramınız kutlu olsun

Bu yıl, Kurban Bayramı’nda gündem genel olarak rutin!
- Ülkeyi yönetenlerle muhalefet ve iktidar partilerinin sözcüleri her yıl olduğu gibi, bayramın huzur ve barış içinde kutlanacağını ya da en azından kutlanması gerektiğini öğütlüyorlar.
- Çeşitli halk kesimleri, zenginiyle yoksuluyla, “Bugün Kurban Bayramı” diye seviniyor, sevinmesi gerektiğini düşünüyor ve çocukları, yakınlarını bayram vesilesiyle memnun etmek için yaptığı harcamaları, kredi kartına aşırı yüklenmenin yarattığı derin endişeleri hiç olmazsa bayram sonuna erteleyerek, tanıdık tanımadık, her gördüğüne “İyi bayramlar”, “Bayramınız mübarek olsun!” diyerek bayramı kutluyor.
- Emekliler ve kamuda çalışanlar, maaşlarını bayramdan önce almalarının bile Hükümet lütfu olarak başlarına kakılmasını hazmedip, devletin “cari açığı”ndan bile daha kronik hale gelmiş bütçe açıklarını nasıl kapatacaklarını evde 35 güne uzayan ayı nasıl bitireceklerini bayramdan sonraya erteleyerek Kurban Bayramı’nı kutlayacaklar.
Öte yandan emek mücadelesi cephesinde bayram kutlaması rutin. Her bayramda olduğu gibi bu Kurban Bayramı’nda da direnişteki ve grevdeki işçiler, bayramı, grev ve direniş yerinde kutlayacaklar. THY, Ankara ve Bursa’da Leroy Merlin, Elazığ Eti Krom, İzmir’de Fokker Elmo, Dersim’de FEDAŞ’ta AKSA işçileri bayrama grevde girdi.
Zeytinburnu Punto Deri, Gebze Feniş, Denizli DEBA, Manisa Standart Profil, Tuzla Serbest Bölge’de ISMACO’da işten atılan işçiler, Mersin Silifke Hastanesinde taşeron çalışan bir engelli kadın işçi, Yatağan’da maden işçileri direnişte girecek bayrama.
Bunlar her bayramın rutinleri, ama bu bayramın üç adet birden rutin olmayan gelişmesi var!
İlk rutin olmayan gelişme, Hükümetin hastane patronlarına bayram hediyesi: özel hastanelerin muayene, tahlil ve tedavide vatandaştan aldıkları ücretin yüzde 200 artırılması oldu. Önceki gün Sağlık Bakanlığı Özel Hastane patronlarının bayramını bu zam açıklamasıyla kutladı!
İkinci rutin olmayan gelişme ise, Diyanet İşleri Başkanlığının “dinde reform” denecek bir karar alarak, “Kurban alımlarında kredi kartıyla alışverişin caiz olduğu”na dair fetvası! Diyanet burada “faize düşmemek” şartını ekleyerek kendisini korumaya alsa da, kredi kartı ile alışverişte “faizi içinde” olduğu için faizden kaçıştan imkan yoktur. Dolayısıyla “Kredi kartıyla kurban alımına caizdir” diyen Diyanet, “hileyi şeriye” yapmaktadır.
2013 Kurban Bayramı’nın en flaş olayı ise Cumhurbaşkanı Adullah Gül’ün eşiyle birlikte Hacca gitmesidir.
Elbette “laik bir ülke”nin cumhurbaşkanının hacca gitmesi tartışmalı olsa da, sonuçta gider. O da vatandaş, onun da inanç özgürlüğü var!” denebilir; diyeceklerdir de!
Ancak Cumhurbaşkanı Gül ve eşinin, masraflarını kendileri karşıladıkları, kirasını kendilerinin ödediği bir uçakla değil de devletin Cumhurbaşkanlığına tahsis ettiği uçakla gitmesi sorunun bir başka boyutunu, bir ibadet olarak Cumhurbaşkanı Gül ve eşinin haccının caiz olup olmadığını günde getirmiştir. Çünkü hac, zengin Müslümanların yaptığı, ancak masraflarını kendi ödeyenlerin yaptığı bir ibadettir. Bu yüzden de kişinin kendi masraflarını karşılaması zorunluluğunun bu ibadetin bir şartı olduğuna dair “ulemanın” herhalde bir hemfikirliği vardır. Üstelik Cumhurbaşkanı’nın hac olayında; oradaki masrafları da Suudi Arabistan’ın karşılayacağı belirtilmektedir.
Bu durumda Cumhurbaşkanı’nın ve eşinin “hac farizasını” yerine getirdiği söylenemez! En azından “Cumhurbaşkanı’nın böyle bir hac ibadeti caiz mi”dir sorusu giderek büyüyen bir soruya dönüşmektedir.
Tabii burada “caiz mi” sorusunu “kredi kartıyla kurban” gibi konularda siyasi fetvalar veren Diyanete sormuyoruz.
Bu soruyu inançlı Müslümanlara soruyoruz. Yanıtını da onlar vermelidir.
Bütün bu “rutin” ve “rutin olmayan” gelişmelere karşın samimiyetle inanan herkesin bayramını kutluyoruz.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamu işçisi hedefte

Kamu işçisi hedefte

Ücretleri baskılayan Erdoğan-Şimşek programının yeni hedefi toplu sözleşme sürecine giren 600 bin kamu işçisi. Sendikal bürokrasi eliyle işçiden kaçırılan sözleşme taslağı, iktidar medyasına sızdırıldı. “Taleplerimizi karşılamıyor” diyen işçiler öfkeli. Ekonomide, iç ve dış politikada sıkışan Saray iktidarı, toplumu yönetebilmek için yasaklara, gözaltılara ve tutuklamalarla sarılıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et