İlerle(yeme)dik!
Fotoğraf: Envato
Türkiye’nin Avrupa Birliğine üyelik sürecinde kaydettiği gelişmeleri inceleyen son ilerle(yeme)me raporu bayram tatilinde yayınlandı. Hükümet yetkilileri zamanlamayı uygun bulmadı ve eleştirdi. Bayram tatili, noel tatili karşılaştırması yaptı. Yalnız bununla yetinmedi, gösteri ve toplantılara yönelik saldırıları, hem de hayli mahçupça eleştiren rapor için bayram biter bitmez “tencere dibin kara” söylemine sarıldı. Gösteri ve toplantıların şiddet içerdiğini söylemeyi de ihmal etmedi.
Raporun insan hakları izleme mekanizmalarının gelişimine daha doğrusu gelişememesine de çok ılımlı bir yaklaşımı var. “ İnsan hakları mekanizmalarının ve kurumlarının oluşturulması konusunda iyi düzeyde ilerleme kaydedilmiştir. Bununla birlikte, bu kurumların hâlâ etkililiklerini ve tarafsızlıklarını
kanıtlayacak bir performans ortaya koyması gerekmektedir. İnsan hakları savunucuları üzerindeki
baskı devam etmiştir. Kamu Denetçiliği Kurumu faaliyete geçmiş ve yoğun bir çalışmanın ardından, Nisan itibarıyla, Gezi Parkı protestolarına ilişkin olanlar da dâhil olmak üzere başvuruları kabul etmeye başlamıştır. Türkiye İnsan Hakları Kurumu (TİHK), Başkanını seçmiş ve 2013 yılı Ocak ayında faaliyete geçmiştir. Ayrıca, Gezi Parkı protestoları da dâhil olmak üzere, insan hakları ihlali iddialarına
ilişkin başvurular Kuruma ulaşmıştır. TİHK, Gezi Parkı olaylarına ilişkin ad hoc bir Komisyon kurmuş ve Komisyonu rapor hazırlamakla görevlendirmiştir. Kurumun iş planı halen oluşturulmamıştır. Kurumun Paris İlkeleri uyarınca incelenmesi ve akredite edilmesi için İnsan Hakları Ulusal Kurumları Uluslararası Koordinasyon Komitesine henüz bir başvuruda bulunulmamıştır. Sivil toplumla diyalog kurulmadığı yönünde bir dizi şikâyette bulunulmuştur. Kurumun daha da güçlendirilmesi gerekmektedir. BM İşkenceyle Mücadele Sözleşmesi İhtiyari Protokolü ile ulusal önleme mekanizması henüz oluşturulmamıştır. Irkçılık, yabancı düşmanlığı, anti-Semitizm ve hoşgörüsüzlük ile mücadele etmek üzere belirli bir yapı oluşturulmamıştır. Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulunun kurulmasına ilişkin mevzuat halen kabul edilmemiştir.”
Bizler tatil rehavetindeyken, Gürcistan’da bu anılan kurumların benzerleriyle ilgili oldukça çarpıcı bir gelişme yaşandı. TİHV benzeri bir çalışma yürüten RCT/EMPATHY’nin avukatı Ioseb Khatiashvili aynı zamanda Gürcistan’daki ulusal önleme mekanizmasının da üyesi ve bir polis merkezi ziyaretine gittikleri 17 Ekim günü UÖM üyeleri saldırıya uğradılar. Sonrasında İçişleri Bakanlığının yaptığı açıklama da oldukça talihsizdi. Yetki belgelerini göstermekte gecikmeden dem vuran bakanlık bizdeki “camiye ayakkabıyla girdiler, üstüne üstlük içki de içtiler” yalanının Türkiye’ye özgü olmadığını da kanıtladı böylece. İlerleme raporunda ulusal önleme mekanizmalarının kuruluş ve işleyişine ilişkin eleştirileri, sivil toplum örgütleri ile işbirliği yapılmasındaki eksiklikleri okuyunca, inanılmaz rahatladığımı itiraf etmeliyim. Şimdi UÖM kurulsa, insan hakları örgütlerinden insanlara yer vermiş olsalar halimiz nice olurdu. Gürcistan almış, görüyoruz neler olduğunu. Ehh, bizdeki de farklı olmayacaktı elbette. Biz bu heyetlerin içinde değilken bile başımıza gelmeyen kalmıyor. Sevgili Muharrem Erbey tutuklanalı neredeyse 5 yıl oluyor.
İlerleme raporunda da belirtilmiş; “Çoğunlukla terörle mücadele mevzuatı ve Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçlamaları çerçevesinde olmak üzere, insan hakları savunucularına karşı başlatılan ve devam eden kamuoyunun dikkatini çeken bir dizi dava, bireysel cezai kovuşturma ve soruşturmalar bulunmaktadır.” Siz varın düşünün bir de kendi ayağımızla gittiğimizi o polis merkezlerine! Zaten onlar da biliyor; “İşkence ve kötü muamelenin önlenmesine ilişkin olarak, gösteriler ve tutuklamaların yanı sıra, resmi gözaltı merkezlerinde ve cezaevlerinde aşırı güç kullanımı endişe kaynağı olmaya devam etmektedir. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri, polisin ve yargının zihniyetinin değişmesi çağrısında bulunmuştur.” demişler.
Demek ki hükümet yetkilileri bizi düşünüyor, zihniyetin değişmesini bekliyor ki UÖM kursun. bu arada da bizleri koruyup kolluyor, UÖM içine sivil toplum örgütlerinin temsilcilerini, insan hakları savunucularını almıyor. Hatta daha güvenli olsun diye bazılarımızı cezaevlerinde koruma altına alıyor. Şu AB ne anlayışsız vesselam. Görün nasıl İlerle(yeme)dik!
- Memoria 16 Ocak 2025 04:45
- Hoş gelmedin yeni yıl, bizsiz olmaz! 02 Ocak 2025 04:46
- Bir ödülün hikayesi 26 Aralık 2024 06:25
- Hüsnü Öndül, insan hakları mücadelesine armağandı... 19 Aralık 2024 04:45
- İnadına tanıklık 05 Aralık 2024 04:41
- Çetelere bütçe 21 Kasım 2024 04:59
- Büyümeden annen sana, ölüm alacak 14 Kasım 2024 04:42
- Bu zamanda hekim olmak 07 Kasım 2024 04:43
- İnsan hakları mücadelesine devam 31 Ekim 2024 04:43
- Çeteler kol geziyor 24 Ekim 2024 04:43
- Kimi, niye aşağılıyoruz? 17 Ekim 2024 04:34
- Şiir yazmanın sorumluluğu 03 Ekim 2024 04:43