‘Pilotlar neden kaçırılmıştı’yı unutmak
Fotoğraf: Envato
71 günden beri Lübnanlı bir örgütün elinde rehin bulunan THY’nin iki pilotu Murat Akpınar ve Murat Ağca, nihayet serbest bırakıldı. Pilotlara, arkadaşlarına ve ailelerine geçmiş olsun!
Beklendiği gibi, pilotların neden kaçırıldığının ve 71 gündür olup bitenlerin üstünü örtmek için pilotları havaalanında Başbakan Erdoğan, İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı karşıladı.
“Kaçırılma” hikayesi ve pilotların “kurtarılması girişimleri” ise 71 gün içinde birkaç kez tefrika edildi. Bu son “kurtarma” ise artık final olduğu için de “diplomasi”, “istihbarat örgütleri”, “kirli gizli ilişkiler”, “kara propaganda”, … içinde gerçekten başka “her şey” olan bir “mutlu son” olarak sunuldu.
Medyanın ve Türkiye’nin yetkililerinin tavrına bakarsanız;
sanki pilotlar, Türkiye’nin Ortadoğu politikasından ve bölgedeki terör örgütleriyle kirli ilişkiler içinde olunmasından bağımsız, bir örgüt tarafından “Terör olsun!” amacıyla kaçırılmış da Türkiye’nin Hükümeti de büyük bir gayret göstererek iki vatandaşını kazasız belasız kurtarmayı başarmış!
Yeniden hatırlayalım:
Pilotlar Suriye muhalefetinde bir silahlı örgüt olan ve halen Türkiye sınırdaki Azez kasabasını da elinde tutan “Kuzey Fırtınası Tugayı”(*) adlı örgütün elindeki Lübnanlı 9 hacının serbest bırakılması için kaçırılmıştı. Pilotları kaçıran İmam Rıza’nın Ziyaretçileri adlı örgütün iddiası, hacıları kaçıran örgütle Türkiye’nin doğrudan ilgisi olduğu idi. Bu yüzden de örgüt hacıları almak için THY pilotlarını kaçırmıştı!
O günden beri de Türkiye, Lübnan Hükümetleri ve herhalde istihbarat örgütleri düzeyinde görüşmeler, gidiş gelişler, yapılıyordu. Yok Katar Hükümeti aracı olmuş, yok Filistin Lideri Mahmut Abbas araya girmiş, yok İran da yardım etmiş vb. de var ama bunlar işin teferruatı ve terör örgütleriyle Türkiye ve Lübnan Hükümetinin ilişkilerinin üstünü örtme amaçlı bahaneler olsa gerek.
Üstü örtülmemesi ve üstünden atlanmaması gereken ise;
1-) Bu eylemin Türkiye’nin Suriye başta olmak üzere Ortadoğu’da şeriatçı terör örgütleriyle girdiği ilişkiler ve Türkiye’nin dış politikasıyla doğrudan bağlantılı olduğunu,
2-) Yapılan pazarlıklar ve elde edilen sonuçtan bakıldığında, Lübnanlı örgütün Kuzey Fırtınası ile Türkiye arasındaki ilişkileri doğru okuduğu ve Türkiye’nin “yumuşak karnını” doğru tespit ettiğini,
3-) Bölgedeki gelişmeler dikkate alındığında Türkiye’nin dış politikasına karşı benzer tepkilerin giderek artabileceği görülmelidir. Hatta sadece Türkiye’nin dış politikasına karşı olan değil bugün Türkiye’den destek alan el Nusra, el Kaide gibi örgütlerin de Türkiye’nin bu yumuşak karnını nedef alarak, Türkiye’ye istekler dayatacaklarını söylemek sadece gerçeği ifade etmek olur.
Nitekim el Kaide, el Nusra,… cephesinden de Türkiye’nin desteğini kesme ihtimaline karşı tehditler gelmeye de başlamıştır.
Çünkü pilotların kaçırılması olayı ve arkasından yapılan görüşmeler içinde anlaşılmaktadır ki, Erdoğan-Davutoğlu çizgisinin bölgedeki dış politikasının tek dayanağı bu örgütlerle “irtibatı kaybetmemek” duvarına dayanmıştır. Bu yüzden de bu şeriatçı terör örgütlerin eylem çizgisi nerede bitiyor, Türkiye’nin dış politikası nerede başlıyor bu belirsiz hale gelmiştir.
Bugün de evet; “Pilotlarımız serbest bırakıldı” diye sevinebiliriz ama bu sevinci, sermaye medyasının ve hükümet erkanının yapmak istediği gibi, “Türkiye’nin dış politika zaferi”, Türkiye’nin gücünün caydırıcılığının ifadesi”,… gibi Hükümet yardakçılığına götüren sonuçlara vardırmak, gerçekleri ters yüz etmek olur. Bundan da sadece, artık tek başarısı gerçeklerden kaçmaya endekslenmiş olan AKP Hükümeti yararlanır.
Çünkü bugün bu sonuçtan çıkarılacak tek gerçek ve Türiye’nin yararına sonuç;
- “Nasıl oldu da Türkiye pilotlarının, diplomatlarının can güvenliğini, vatandaşlarının seyahat sağlayamaz bir ülke haline geldi?”
- “Nasıl oldu da Türkiye dış politikası şeriatçı terör örgütlerinin çizgileriyle böylesi içli dışı hale getirildi?” sorularına verilecek gerçekçi yanıtlardır.
Ki, bu soruların yanıtı bize AKP Hükümetinin dış politikasının çarptığı duvarı da gösterecektir.
(*) Nitekim bu örgütün 85 militanı tam da takas görüşmelerinin sonuna gelindiği, geçtiğimiz günlerde sınırı geçerek Türkiye‘ye teslim olmuş, bunlardan 1’i tutuklanmış, 84’ü ise sınır dışı edilmişti. Burada neden teslim oldular, neden sınır dışı edildiler soruları yanıtsızdır.
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00