Anadan/babadan kızına/oğluna geçen meslekler
Anne ya da babasının mesleğini seçen çocuklar teknik ve endüstri meslek lisesinin ilgili alanına kontenjana bakılmaksızın sınavsız kayıt yaptırabilecekler. Bu haberi Vatan gazetesinde okudum. Haberin devamında anne ya da babaya ait çalışır durumda bir iş yeri olması koşulundan da söz ediliyor. “Bu ne be!” oldu ilk tepkim… “Yok artık” diye düşündüm hemen arkasından. Bu uygulama sonucunda yedi nesil boyunca aynı meslek grubuna hapsedilen bireyler ve ailelerle karşılaşabiliriz. Ve toplumda belirli mesleklerin sadece ve sadece belli sınıflar tarafından icra edildiğini gözlemleyebiliriz. Toplumun seçkin sınıfları tarafından icra edilecek mühendislik, doktorluk, avukatlık, öğretmenlik, vs. mesleklerinin karşısında görece daha az eğitim gerektiren, düşük güvenceli ve düşük kazançlı meslekler…
Hani bazı araştırmacılar, bilim insanları, eğitim bilimciler, düşünürler, eğitim uygulamacıları eğitim sisteminin, kapitalist sistem içindeki sınıfların yeniden üretilmesi için bir araç olduğunu söyler ya... Bunun karşısında bazı (Bunların sayısı da çoktur) safdil araştırmacılar, bilim insanları, eğitim bilimciler, düşünürler, eğitim uygulamacıları da eğitimin ne kadar önemli olduğundan söz edip eğitime siyaset karıştırılmaması gerektiğini de vurgulayıp, dolayısıyla eğitimin siyasi bir olgu olmadığını defalarca belirtirler ve eğitim sisteminin aslında gayet iyi niyetli olduğunu ve sınıfları üretmediğini, görünürdeki sınıfsal farklılıkların öğrencilerin sorumsuz davranmasından ve tembellik etmesinden ortaya çıktığını savunurlar. İşte bir kez daha bu safdil eğitimcilerin, vs. savunduklarının ne kadar zayıf bir alt yapısı olduğunu ortaya koyan bir gelişmenin müjdecisi (!) bu haber. Zaten gazete de baş sayfasında “Sınavsız lise müjdesi” başlığıyla vermiş bu haberi. İki yönlü yoruma muhtaç bir haber; hem haberin kendisi hem de haberin veriliş şekli… Hatta haberin iç sayfadaki devamında da bir başlık kullanılmış: “Baba mesleğini isteyen öğrenciye kayıtta torpil!” Zaten cinsiyetçi bir dil kullanılmış baba mesleği denilerek… Ama dikkat çekici başka bir nokta baş sayfada müjde olarak bildirilen uygulamanın iç sayfada “… torpil!” şeklinde verilmesi.
Aslında gazetelerde torpil başlığıyla verilen haberlerde genellikle olumsuz bir uygulamadan söz edilip eleştiri yapılır. Ama bu uygulamanın baş sayfada bir müjde olduğu belirtilmiş. Yani uygulamaya ilişkin olumlu bir algı yaratmaya çalışmışlar. İç sayfada ise torpil denilmesinin nedeni tam da bu uygulamanın hizmet ettiği anlayışla ilgili. Bu uygulama yukarıda belirttiğim gibi sınıfların yeniden üretimini sağlayan bir uygulama. Diyor ki: “Sen daha üst düzey bir mesleğe tamah etme! Ait olduğun toplumsal statünle yetin. Bak, annenin babanın bir mesleği var zaten. Mühendis, doktor, avukat olarak sınıf atlayıp ne yapacaksın?O meslekleri toplumun daha seçkin kesimleri yaparlar. Üstelik sana sınavsız, kontenjansız kayıt imkanı da veriyorum.” Yani, “Hadi yine iyisin, torpillisin!” deyip bir de göz kırpıyor. İşte bu noktada, genelde olumsuz bir anlama sahip olan torpil, sınıfına razı edilmek istenen kişiyi kandırmak için kullanılan bir sözcük olup çıkıyor: “Bak sana torpil yapıyorum. Daha ne istiyorsun.”
Haberin en önemli boyutu da (Bu haberde amma da çok malzeme var eleştirilecek) iç sayfadaki haberi süsledikleri fotoğraf. Bu fotoğraf bir çocuk işçiyi iş başında gösteren bir fotoğraf... Çocuğun yaşı da, ben diyeyim 6, siz deyin 7-8. Durum vahim yani. Yani, bir de üstelik bu müjdeli ve torpilli haberi 6-8 yaşlarındaki bir çocuk işçinin fotoğrafıyla süslemişler.
Sözün kısası sermayenin medyasıyla sermayenin eğitim bakanlığı iş birliği içinde eşitlikçi olmayan bir uygulamayı süslü bir şekilde paketleyip satmaya çalışıyorlar. Meslek lisesinin memleket meselesi olduğu söylenerek üretilen projeler bir yanda, bu uygulama bir yanda, sıklıkla bu köşede yazdığım ve eleştirel eğitimcilerin her zaman vurguladığı ama hiç kimseyi inandıramadığı durumu kanıtlayan yine müthiş zeka ürünü (!) bir projeyle karşı karşıyayız.
Evrensel'i Takip Et