01 Kasım 2013 09:23

Böyle olur bizde kongre

Böyle olur bizde kongre

Fotoğraf: Envato

Paylaş

 

Hafta sonunda gerçekleştirilecek Fenerbahçe kongresinde başkanlık için Aziz Yıldırım ile Mehmet Ali Aydınlar yarışacak.

Kongre yaklaştıkça konuşmaların seviyesi de düşüyor. Son kozları oynamak adına her iki aday da birbirleri hakkında -bugünler için sakladıkları anlaşılan- önemli bilgiler, suçlamalar koyuyorlar ortaya.

Şimdi, saklanan samanları piyasaya sürme zamanı!..

Koltuk tutkusu, yönetme hırsı nasıl bir duygu ki koca koca adamlar, kendilerini rezil etmeyi de göze alarak son derece fütursuzca ve utanmazca açıklamalar yapabiliyorlar. Belden aşağı vuruşlar artık garipsenmiyor. İşin daha vahimi, bu tür açıklamalar ayıplanmadığı gibi, kim daha çok belden aşağıya vurursa onun kazanma şansı yükseliyor.

Öyle ki, somut planlardan, projelerden, hedeflerden ve bunları hayata geçirme yolundaki stratejilerin inandırıcılığından çok, adayların birbirleri hakkında söyledikleri karalayıcı sözler ön plana çıkıyor ve önemseniyor...

Aziz Yıldırım kendisinden emin. Seçime, 3 Temmuz sürecinde Fenerbahçe’nin kötülüğünü isteyenler ile Fenerbahçe’yi savunanların mücadelesi görüntüsü kazandırarak üyelerden, “kötülerle” hesaplaşma fırsatını değerlendirmesini istiyor. Ayrıca 15 yıllık icraatlarının üyelerce takdir edileceğine ve bunun da seçimin kazanılmasına yeteceğine inanıyor. Ama işi sağlama almak adına Mehmet Ali Aydınlar’ı cumhuriyetin değerlerine inanmamakla eleştirip tarikatçılıkla damgalamaktan da geri durmuyor. Kadıköy’ün cumhuriyetçi siyasi iklimini kongreye yansıtmanın kendisine avantaj sağlayacağını düşünüyor.

Mehmet Ali Aydınlar da boş durmuyor. Karşı suçlamalar ve parlak(!) vaatlerle kampanyasını sürdürüyor.

Alex konusunda Fenerbahçelilerin duyarlılığını biliyor ve bu duyarlılığı oya dönüştürme hesabıyla Brezilyalı oyuncuya itibarını iade edeceklerini söylüyor. Bu bağlamda, başkanlığı boyunca Aziz Yıldırım’a belki de en zor anlarını yaşatan ve ona karşı ilk kez muhalif seslerin yükselmesine neden olan Alex’i gündeme taşıması ve ona sahip çıkması şaşırtıcı değil. 

Ayrıca şike ve bina yapmayacaklarını, isimlerini elde edecekleri başarılar yoluyla duyuracaklarını ve Fenerbahçe’yi dünyanın en iyi ilk 5 takımı arasına sokacaklarını vaat ediyor Aydınlar. Tabii bütün bunların nasıl gerçekleştirileceğine dair bilgi vermiyor. 

“Biz şike yapmayacağız” derken, Aziz Yıldırım yönetiminin şike yaptığını ima ediyor. Bunu söylerken, federasyon başkanı olduğu dönemde şike yaptığını bilmesine rağmen görevinin gereğini yerine getirmeyerek Fenerbahçe’yi koruyup kayırdığını itiraf etmiş olmuyor mu?.. “2010-2011 sezonunun şampiyonluk kupası Fenerbahçe’nin ise ben federasyon başkanı olduğum için” diyor mesela. Demek o dönemde kendisinin yerine başka bir federasyon başkanı olsaydı kupa şimdi hak ettiği yerde yani Trabzonspor’un müzesinde yer alacaktı. Öylesine çarpık bir futbol ahlakımız var ki, Aydınlar yaptığı haksızlığı, adaletsizliği itiraf ederek prim sağlayacağını düşünüyor. Öyle ya, kupa Trabzonspor’un hakkıymış, bunu hangi Fenerbahçe kongre üyesi takar ki?.. Onlar için kupayı kimin hak ettiği değil, kupanın kimin müzesinde durduğu önemli elbette...

Aydınlar daha da ileriye gidip “Ben olmasaydım Fenerbahçe 8, milli takım ise 3 ile 5 yıl arasında ceza alacaktı” diyor. Peki, “Senin varlığın bu cezaların alınmasına nasıl engel oldu” sorusuna ne yanıt verebilir Aydınlar?.. Bu cezalar nasıl engellenmiş olabilir?.. Hatır, gönül ilişkisini kullanarak mı, bazı belgeleri saklayarak mı, yoksa rüşvet vererek mi?.. Bu seçeneklerin dışında, kişisel çabayla cezaları önlemenin bir yolu var mı?

Aydınlar başkan olması halinde seçeceği yönetim kurulunun niteliğini de şu sözlerle açıklıyor: “Hepsi de işlerinde başarılı olmuş TÜSİAD üyesi iş adamlarıdır”... Ona ne şüphe?.. Yönetim kurulunu işçilerden, memurlardan, spor insanlarından oluşturacak değildiniz ya... Spor artık her şeyden önce bir ticaret olduğuna göre ona biçim ve rota vermek elbette ki iş adamlarına yakışır.

Tam da spor kültürümüze yakışan cinsten, karşılıklı karalamaların havada uçuştuğu ibretlik bir kongre süreci daha izliyoruz. 

Ne acıdır ki, spor ahlakının yerlerde sürünmediği ortamlarda bu tür karalamalar utanç kaynağı sayılırken bizde ise seçim kazanma yolunda en önemli kozları oluşturabiliyor...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa