Bunun gibi müttefikler
Son günlerde gün ışığına çıkan bilgiler eşliğinde, Birleşik Devletler’in, bir düzine Avrupa liderini ve nüfusun büyük çoğunluğunu gizlice dinlediğini öğrendik. Bu durum bize ulusal değil, uluslararası bir güvenlik devletinin doğuşunu haber veriyordu. Casusluk, uzun zamandan beri rakip ve düşman devletlerin aracı olmuştur.
Snowden dosyalarının yayınlanmasıyla birlikte, (Eski CIA ve NSA Güvenlik Analisti Edward Snowden’in açıkladığı dosyalar) Birleşik Devletler’in müttefikleri de takibe almayı göz önünde bulundurduğunu, bunların eşit güçte ya da daha güçlü olmalarının fark etmediğini öğrenmiş olduk. Eski Başkan Richard Nixon’lı dumanlı günlerden beri, ki kendisi Siyah Özgürlük Hareketi, Amerikan Kızılderilileri Dayanışması, Barış Hareketi gibi Amerikan sivil kuruluşlarına yönelik dinleme ve casusluk operasyonlarıyla ünlüydü; bu ölçekte bir gizli operasyon ağına rastlamamıştık.
Gerçekte Bush yönetimi de Nixon vari eğilimler içindeydi,özellikle de tam enformasyonel farkındalık kampanyaları konusunda takıntılılardı, ancak, onlar bile sivil liberaller bağırmaya ve haykırmaya başladığında yerel gözetleme alanlarını daraltmak zorunda kalmışlardı. Altı yedi yıl ileriye gidelim ve bu politikaların ne gibi sonuçlar doğuracağını mı öğrenelim? Ne desek hafif kalır. Obama yönetimi altında, ulusal güvenlik, yerel casusluk faaliyetlerine milyonlarca Amerikalıyı da dahil etti. Ki dinlenen kalabalıklar içinde milyonlarca Avrupalı ve sözde müttefikler de vardı.
Liderler veya müttefikler, Almanya, Brezilya ve İngiltere. Almanya’nın Angela Merkel’i, Fransa’nın François Hollande’ı veya Brezilya’nın Dilma Rousseff’i el Kaide ile iş birliği içinde miydi? Gerçekten mi? Bir imparatorluğun müttefikleri olmaz. Onun emrindekiler, yetiştirdikleri ve maşaları vardır. Daha fazlası değil. Bir imparatorluk, kendi iradesinden başka kanun tanımaz. Tek bildiği genişlemektir. Tek istediği, her şeyin daha fazlasıdır. Bu da Amerikan tarzı gibi gelmiyor mu kulağa?
Evrensel'i Takip Et