Edebiyat ve iktidar
Fotoğraf: Envato
Türkiye’de edebiyat ve edebiyatçı hiçbir zaman yeterli ilgi ve alakayı görmemiş. Bunun nedeni, edebiyatın; herhangi bir konuda boş, gereksiz, süslü püslü sözler söyleme sanatı olarak gösterilmiş olmasıdır. Yine edebiyata yüklenen görevin, onun bir faydaya bağlı olmaması, bireysel ve kurmaca bir faaliyet olarak sunulmasıdır. Edebiyat o kadar gereksiz bir faaliyet olarak gösterilmiştir ki, günlük yaşamda gereksiz ve anlamsız konuşan birine “bana edebiyat yapma”deniliyor.
Kuşkusuz edebiyatın bu şekilde sunulmasının ve küçümsenmesinin bir amacı vardır. O da iktidar sahipleri ve sermayenin kendilerini edebiyatın kitleler üzerindeki etkilerine karşı koruma istekleridir. Çünkü edebiyatla iktidar arasında çok yönlü ve karmaşık bir ilişki vardır. Bu ilişki şayet toplumsal gerçekliğe ve toplumsal çıkarlara uygun yapılırsa, edebiyat kitleleri iktidara ve onun eksiklerine, haksızlıklarına karşı harekete geçirir.
Biz biliyoruz ki iktidar yaptığı çalışmalar ve yürüttüğü politikalarıyla toplumu biçimlendirir. Bunu yaparken sermayedarlara rahatça ve gönüllerince hareket edebilecekleri uygun koşullar yaratmaya çalışır. Kuşkusuz bu biçimlendirme beraberinde bir kültürel biçimlendirmeyi de getirir. İşte bu kültürel politikalarıyla direkt olarak sanata ve edebiyata da müdahale eder. Bu müdahale beraberinde toplumu iki kutuba ayırır.Ya iktidardan yanasınız ya da muhalifsiniz. Ve her toplumsal grup kendi taleplerini merkeze taşıma için örgütlenir ve çalışır.
Edebiyat, toplumsal hayatın içinden doğar. Bu anlamda açık ya da örtük ilişkileri nedeniyle her zaman siyasi bir faaliyet olarak şekillenir. Edebiyatçı bu işi yaparken ister istemez yelpazenin bir tarafında yer almak zorundadır. Ya yukarıda tanımını verdiğim ve adına saf edebiyat, estetik kaygılar gütme, hümanist olma gibi içi boş sözlerle tanımlanan edebiyat yapma işiyle uğraşacaksın, ya da marjinal olmayı ve tehlikeliler sınıfına girmeyi; siyasi olmayı, halkın taleplerini savunan, yıkıcı fikirlere(!) sahip olmayı, gelenekle savaşan, geleceği kurgulayan olmayı seçeceksin.
Unutulmamalı ki ‘edebiyat sanatsal bir etkinliktir’ der apolitik sanat ve edebiyattan yana olanlar. O halde edebiyatçı sanatsal kaygılar dışında başka bir kaygı duymamalıdır. Oysa bunu söyleyenlerin unuttuğu bir gerçek vardır; edebiyat aynı zamanda insani bir ekinliktir. Ve her insan belli değerlerle donatılmıştır.Bu değerler doğrultusunda yaşamla iletişime geçer. Bu değerlere göre bazı insanlar ile yan yana gelirken, bazıları ile de ters düşer. Bu değerler doğrultusunda aldığı tavır,onun sanat anlayışı ve hayata bakışını da özetler. İşte, edebiyatçı neyi seçip neyi reddettiğiyle sanatsal faaliyette bulunurken durduğu yeri de belirlemiş oluyor. Çünkü neyi seçip neyi reddettiğimiz, aynı zamanda pratik olarak ne yapacağımızı da belirler. Tam da burada iktidarın haksız uygulamalarına ses çıkarmayıp, dikkatini ülke içi-dışı sorunlara yöneltmek yerine saf edebiyat gibi içi boş şeylerin peşinde koşmak mevcut iktidara destek olmaktan başka bir şey değildir.
Gerçekliğe ve yaşanan haksızlıklara sırt çevirmek de resmi söylemle uyum içinde olmak demektir. Her iktidar, düzenini kendi çıkarlarına göre dizayn etmek ister. Oysa edebiyat ve edebiyatçının görevi gerçeğin üzerindeki sis perdesini kaldırmak ve onu olması gereken kurallar üzerine oturtmaktır.
Sanatçı, çağının tanığı olmalı. Daha iyi bir dünyanın olası olduğuna inanmalı ve eserlerinde bunu olabildiğince işlemelidir. Ve bu daha iyi dünyanın şu an yaşadığımız dünyada olabilirse anlamlı olabileceğine vurgu yapmalıdır. Bu gerçeklik üzerine kurulmayan özgürlük, eşitlik, kardeşlik…vb. hakların dillendirilmesi güzel, hoş söylenmiş sözlerden öteye geçmez.
- Bir kuşağın katilleri 21 Haziran 2014 00:29
- Kapanmasın kirpiklerin 14 Haziran 2014 00:09
- Şiire saygıyla 07 Haziran 2014 00:27
- Zinciriye şairleri 31 Mayıs 2014 00:05
- TÜYAP Diyarbakır 24 Mayıs 2014 00:12
- Vicdan göçüğü 17 Mayıs 2014 00:26
- Sanat bir yürüyüştür 10 Mayıs 2014 00:14
- Dünyanın gülü Mayıs 03 Mayıs 2014 00:07
- Ortak vicdan 26 Nisan 2014 00:04
- O gün 19 Nisan 2014 00:09
- Enfal 12 Nisan 2014 07:24
- Seçimden sağaltılanlar 05 Nisan 2014 00:01