05 Kasım 2013 07:59

Bir ton su

Bir ton su

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi tarafından 02.11.2013 tarih ve 13828807 fatura no’lu su tüketim borç bildirimini birlikte okuyalım. Son gösterge 21, ilk gösterge 20, tüketim(m3) 1, kıyas 0, sayaç çarpanı 20. Bu bilgilerin hemen altında TL cinsinden bedeller yazılmış. Su bedeli 2.10, atık su bedeli 1.04, şube yolu 1,27, KDV tutarı 0,48, çevre ve temizlik vergisi 0,24. Bunların altında da toplam 5,13 TL yazıyor. En altta da bir tehdit; orada yazıldığı biçimiyle “Borcunuzu Son Ödeme tarihine Kadar Ödemediğiniz takdirde ikinci bir ihbarnameye gerek kalmaksızın suyunuz kapatılacak ve kapama – açma ücreti alınacaktır. Ayrıca Yasal Yoldan Tahsil İşlemi Başlatılacaktır.” Ankara’da yaşayanlarımız yalnızca bir
ton su için 5,13 TL ödemek zorunda.
Yukarıdaki paragrafı 146 gün kalan yerel yönetim seçimlerine doğru yapmamız gerekenleri biraz olsun somutlayabilmek için gerçeğine uygun olarak hazırladım. Türkiye’de 2012 sonu itibariyle nüfusun yüzde 77,3’ü kentlerde yaşıyor. Ancak kentte yaşamak 30 – 40 yıl öncesine göre kat be kat daha pahalı hale geldi. Çünkü o tarihlerde belediyeler tarafından kamusal ve düşük ücret karşılığı sunulan su, ulaşım, doğalgaz, elektrik vb. hizmetler ya özelleştirildi ya da taşeronlaştırıldı. Bununla birlikte, istisnasız tümüne tüketici enflasyon oranlarının üzerinde zam yapıldı.
Tahmin etmek hiç de zor değil. Günümüzde birçok evde fatura ödeme tarihleri geldiğinde büyük kaygılar yaşanıyor. Fatura bedelinin denkleştirilebilmesine çalışılıyor. Bununla birlikte, söz konusu kaygıları ortaklaştırabileceğimiz bunun üzerinden duruma müdahale edebileceğimiz ve örgütleyebileceğimiz herhangi bir toplumsal yapılanmaya sahip değiliz. Herkes en fazla kendi aile üyeleri ile paylaşabiliyor. Yeni yaşam biçimlerinde kapı komşunun bile haberdar olması çok düşük bir olasılık.
Başta İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinin sattıkları ya da uzun süreli kiraya verdikleri kent arsalarının, taşınmazlarının listelenmesi, alınan bedeller ve “gerçek” bedelleri, kimlere verildiği ortaya çıkartılıp, kamuoyu ile paylaşılabilmeli. İstanbul’da kent içi ulaşımın yüzde 80’den fazlası özel sektör tarafından sağlanıyor. Diğer illerde durum daha farklı değil. Kentlerimizde elektrik dağıtımı da özelleştirilip, şirketlere peşkeş çekildi. Kent halkının
cebinden yeni zenginler yaratıldı. Bununla da yetinilmedi. Milyonlarca dolar iç, özellikle de dış borçları var. Ne için alındı, nerede kullanıldı, borçların maliyeti ne kamuoyunda yaygın olarak bilinmiyor. AKP belediyelerinin borçları, tamamlayamadığı projelerin maliyeti bizzat Başbakan Recep Erdoğan tarafından devlete yazdırılıyor. Bunların da derli toplu bir biçimde kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor.
Yukarıda öncelik verilmesini talep ettiğim deşifrasyon ile AKP’nin kentlerde yarattığı rantın hangi alanlarda olduğu, büyüklüğü ve kimlerle paylaşıldığı ortaya konduğunda 10 yılı aşan iktidarlarında popülist söylemlerin arkasındaki ekonomik gerçeklik ortaya konmuş olacaktır.
Yerel seçimlere gün be gün yaklaşırken, kentlerde yaşananların görünür kılınması önceliğimiz olmalı derken yanlış anlaşılmasın ilk ve yegane iş olarak önermiyorum.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa