Eğer toplanabilirse, Cenevre-2 konferansında ana sorun Suriye’deki savaş olmayabilir.
Kürt halkının iki parçası arasına gerilen tel örgü, bir duvar olarak adlandırılıyorsa, bunun ciddi bir nedeni var. Türkiye, yalnızca insani coğrafyanın ortasında engel yaratmakla kalmıyor, örülmekte olan muhtemel bir Kürt birliğinin parçaları üzerinde oynuyor.
Barzani’nin bölgenin karışık durumundan yararlanmak istediği ve bunun için en güçlü diğer Kürt siyasi hareketini zayıflatmak özellikle de Rojava’da elde edilen büyük başarının kendi siyasal iktidarına yönelik bir tehdit olmasını engellemek istediği açıktır. Bu yüzden, bölgede hareket halindeki bütün unsurlarla işbirliği yapmaya hazır olduğuna dair işaretler veriyor. Bölgedeki Kürt nüfusun YPG’den kopmasını sağlamak için Türkiye, ABD, hatta IŞİD denilen canavar sürüsüyle işbirliği yapmayacağının garantisi yoktur.
Bu gergin ve pek çok hesabın birbirine karıştığı durumda, Cenevre-2’de Kürtlerin nasıl temsil edileceği çözülmemiş bir problem olarak durmaktadır.
Suriye sorunu, bölgede en ciddi tarihsel sorunun Kürt sorunu olduğunu ve Kürtlerin iradesi hesaba katılmadan hiçbir sorunun çözülemeyeceğini bir kere daha açıkça göstermiştir.
Fakat Kürt sorunu, yalnızca Kürtler ve toplam olarak bölge devletleri arasında bir sorun değildir. Kürt halkının siyasi iradesinin kim tarafından ve hangi hedefler gözetilerek temsil edileceği de Kürt halkının kendi sorunu olarak problemin çerçevesine dâhil olmuştur.
Zaten paramparça menfaat gruplarının çekişmesine sahne olan “Suriye Muhalefeti!”nin Cenevre’ye bir yön vermesi beklenemez. Ama Kürt sorunu, bu kez daha ağırlıklı bir yer tutmak üzere uluslararası alana girecektir. Suriye, Irak, Türkiye ve hatta İran’ın bölgede hangi esaslar üzerinde hareket edeceği artık bu kerteriz noktasına göre belirlenecektir.
Sonuç olarak, “Duvar”, yalnızca bir demokrasi ve insan hakları konusu olarak Türkiye Kürtlerinin gündemine girmemiştir: Aynı zamanda bir bölge ve uluslararası sorun halinde büyüme eğilimi göstermektedir. Hükümetin “duvar değil, tel örgü” diyerek küçültmeye çalıştığı çizgi, yalnızca Qamişlo-Nusaybin arasında bir engel değil, Kürt halkının farklı yönlere doğru uzanan kader yollarını ayıran bir çizgidir. Tekrarlayalım; Cenevre-2 eğer toplanabilirse, orayı belirleyecek olan da bu çizgi olacaktır.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

Antep’in de aralarında olduğu bölge illerinde ortalama işçi ücreti asgari ücretin altında, haftanın 7 günü, pazarları 12 saat çalışma, üretim baskısı! Devletin ve patronların yasaklar, kolluk gücü ve sendikacı tutuklamasıyla devam ettirmek istediği bu düzenin dayanılmaz hale geldiğini söyleyen Çelikaslan işçisi, tüm işçileri BİRTEK-SEN çatısı altında birleşmeye çağırdı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et