Total denetim ve disiplin ocakları
Fotoğraf: Envato
12 Eylül’ün en dayanıklı korku baskı kurumu YÖK’ün 32. yıl dönümünde YÖK Başkanı 9 maddelik özgürlük bildirgesi açıklamış, YÖK’ü “12 Eylül’ün bir vesayet kurumu” diye nitelemiş. Tek başına bu açıklama, ne kadar vahim bir süreçten geçildiğinin itiraf belgesini oluşturuyor.
YÖK çok konuşuluyor da bir de işin bugün apış arası ahlakçılığı ile gündeme sokulan barınma ve yurt meselesi boyutu bulunuyor.
BARINMA VE YURT MESELESİ HAYAT MEMAT MESELESİDİR
Toplumun en öncelikli görevi nüfusunu sürdürebilmek ise bunun başlıca iki şartı beslenme ve barınmadan geçmektedir.
Dar gelirli aileler için kendi gıda ve kirası zaten ağır bir yük iken üniversiteye gidecek çocuğuna yer bulmak karşılanması imkânsız ikinci bir külfet getirmektedir.
Üniversite öğrencilerinin barınma-beslenme sorunlarının en uygun çözümünü ise yurtlar oluşturmaktadır. Ancak YURTKUR, açıköğretim hariç ön lisans ve lisansta 2.390 bin öğrencinin sadece 310 binine (yüzde 13’üne) hizmet vermektedir (toplam 4.975 bin öğrencinin yüzde 6’sına). Bu şartlarda, eğer yurt olanağı yoksa, dar gelirli yoksul çocukların önemli bir kısmı ya ta en başından farklı bir şehir TERCİHİ yapmamakta, bir kısmı kazandığı halde üniversitesine KAYIT yaptırmamakta, bir kısmı kaydını DONDURMAK, bir kısmı ise üniversiteyi tümden BIRAKMAK zorunda kalmaktadır.
Hükümet ise, yurt inşa edebileceği halde, bir yandan öğrencileri kiracılığa (yüzde 40 civarı), piyasaya-özel yurtlara (yüzde 8-15) ve cemaatlere (yüzde 6-10) pazarlıyor, diğer yandan apış arası meseleleri ile toplumu oyalıyor.
YURTLARDA ADALETSİZLİĞİN, İLTİMASIN HADDİ HESABI YOK
Eğitim Sen’e çeşitli illerden gelen bilgi ve duyumlar çerçevesinde KYK Yurtları ile ilgili yaşananlar şu şekilde özetlenebilir:
2013’te YÖK-KYK Yurtlarının sayısı toplam 349 (biri KKTC’de) olup, 310.418 öğrenci konaklamakta idi (6 farklı modelde ücretleri 111-198 TL arası).
349 yurdun tümünün kız ve erkek bölümleri zaten ayrı idi, yerleşkesi ortak olan 161’inin 153’ü de ayrıştırıldı (hiçbir şey yapılamıyorsa bahçeye tel örgü çekildi), şimdilik sadece 8’i ikinci bir bina olmadığından ayrıştırılamadı.
Bu arada kadın ve erkek memur ve görevliler de ayrıştırıldı, farklı yurtlarında görevlendirildi.
Bu sırada 243 müdür veya müdür yardımcısının görev yeri istem dışı olarak değiştirildi. Fırsattan istifade bazı üst yöneticiliklere, kurum dışından, liyakat ilkesi aranmadan 3-5 yıllık memurlar atandı.
217 yurtta Kuran kursu düzenlendi, imamların parası KYK bütçesinden ödendi.
115 yurtta Kutlu Doğum Haftası, Kariyer Kursları gibi kurslar düzenlendi, bazı kurs görevlileri belli çevrelerden sağlandı.
Yurtların ayrıştırması sonucu yurtla okul arasındaki mesafenin çok uzaması yüzünden bir kısım öğrenci yurttan ayrılmak zorunda kaldı. Bu durum, aile ve gençlerin mağduriyetlerini artırdı. Maddi imkânsızlıklar yüzünden yurtlarda kalmak zorunda olan öğrenciler de sabah akşam günlük 2-3 saati bulan yolculuklara katlanmak zorunda kalıyor.
Daha da kötüsü ise, 2013 mayısının son haftası ve haziranın ilk haftası bazı öğrencilerin (2200 civarında) misafir olarak giriş çıkışları yapılıp sonra da şartsız olarak yurtlara kabul edilmesi yani daha fakir bir öğrenci sırada beklerken yandaş aile çocuklarına bir tür iltimas geçilmesidir.
Bu bilgilerin tam doğrusunu KYK ve ilgili bakanlık biliyor. Umarım kamuoyuyla da paylaşırlar.
Bu arada bir ricada da bulunacağım: Yetkilisi her kimse, EĞER VARSA bakanlıklardaki, cemaatlerdeki, parti üst yönetimlerindeki APIŞ ARASI meselelerine, kediciklere bir el atıverseniz. Ricam bunun, mağdurlara değil, MAĞRURLARA, erkeklere yönelik olarak yapılmasıdır.
Diyanet İşleri Başkanı da çıksa da “Cariyelik ve çok kadınlılık kesinlikle caiz değildir. İslâm her kim olursa olsun, kadınların ganimet olarak alınmasıyla ve çok eşlilikle mücadele etmiştir. Herkesin eşitlik ve özgürlüğü ana prensibi olmuştur” deyiverse de hepimiz aydınlanıversek. O diyemiyorsa YÖK Başkanı çıkıp söyleyiverse.
Apış arasıyla uğraşan Başbakanı-valisi-polisi, zapturapt YÖK ve YURT bayramı kutlu olsun.
- İsrail ve Suriye örneğinde bilimin ve bilimsel eğitimin anlamı ve önemi üzerine 13 Aralık 2024 04:40
- MEB açık öğretim okulları istatistiklerinde bir gariplik mi var? 29 Kasım 2024 04:15
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15
- Aileler çocuklarını MEB’den kurtarmaya çalışıyor: MEB eğitime, çocuklara, topluma zararlı hale mi geldi? 13 Eylül 2024 04:42
- Eğitimin sorunlarından öğretmenler ve müdür yardımcıları da mağdur 06 Eylül 2024 04:41
- Atamaların değeri değersizleştirilmesi üzerine 30 Ağustos 2024 04:44