11 Kasım 2013 07:22

Arınç'la 'son' mu, 'sonun başlangıcı' mı?

Arınç\'la \'son\' mu, \'sonun başlangıcı\' mı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türban özgürleşmesi” ile Başbakan ve AKP’si istemeye istemeye “altın yumurtlayan tavuk”u kestiğinde.. Ya da kesmek zorunda kaldığında.. Arayış başlamıştı bile. Çamlıca’ya zaten cami dikiliyordu. Operalara bile mescitler açılıyordu. 4+4+4’le zaten “dindar ve kindar gençlik yetiştirme” işine girişilmişti. Saymayalım. Dincilik üzerinden daha da çok muhafazakarlaştırma adımları atılmıştı. Serde siyasal İslamcılık vardı.
Dışarıda da aynı yoldan yürünmüştü. Suriye’de Müslüman Kardeşler, hatta el Kaide desteklenmişti. Mısır’da Amerikan darbesine bile karşı çıkılmıştı, Ihvan’a destek adına. Irak, şimdi toparlanmaya uğraşılıyordu, ama T. Haşimi beslenmiş, içişlere karışılarak, Maliki ile “papaz olunmuştu”. İsrail ilişkileri ortadaydı. Çin’den füze alımına kadar ilerlenmişti girilen yolda. Asıl ABD ile “papaz olma” raddelerine varılmış, fırça üstüne fırça yenmekteydi!
“Gezi” “tüy dikmişti”, AKP’nin yönetememekte olduğuna dair güçlü bir sinyaldi. Batı’dan sert eleştiri/suçlamalar alınmıştı.
Hele “türbanlı özgürlük”ten sonra elde “koz” kalmamıştı.
Ve bu kez ekonomi de olumsuz sinyaller vermekteydi. Diş ve göz tedavisi GSS kapsamından çıkarılmıştı ki, hala ajitasyonu yapılan “sağlıktaki iyileştirmeler” son seçimin favori kozlarındandı. Üstelik sıra kıdem tazminatının kaldırılmasına gelmişti. Amerikan FED kararlarından bu yana dolar dur durak bilmiyordu. “Sıcak para” girişindeki küçük bir durgunluğun sonuçları vahim olurdu, bilinmekteydi. Buysa, dışa bağımlılığın artışı demekti: Ne denirse yapılacaktı. Ama gel gör ki, siyasal İslamcı ideolojik zemin sorun üretiyordu.
Böyle böyle.. 1) Amerika’nın, zamanında Zapsu’nun “lütfen yapmayın” dediği “delikten süpürülme” noktasına varıldı. Ve 2) Elde avuçta, tabanı kışkırtıp kutuplaştırarak AKP etrafında kitleyecek tek koz olarak kalan muhafazakarlık tırmanışına yüklenildi. “Öğrenci evleri” tartışması buradan bilerek çıkarıldı. “Fuhuş”la özdeşleştirilen öğrenciler hedef gösterilerek muhafazakar kitle silkelenecekti ki.. Özellikle Batı’ya ve içerideki “uzantıları”na “güçlülük” görüntüsü verilebilsin.
Ama “delikten süpürülme” işi de işlemekteydi ve kaçıncı kezdir göstere göstere “karizması çizilen” Arınç sonunda patladı.
“Son” değildir. Ama “sonun başlangıcı”da değildir. Çoktan başlamıştır “süpürülme”. Edelman-Abramowitz Raporu bunu formüle etmişti. Ama daha da önce başlamıştı. Suriye ile.. Mısır’la.. Irak ve Kürt bölgesi (petrolleri) tartışmasıyla.. Çin füzeleriyle. H. Fidan tartışmasıyla.. Ve Gezi ile yönetme sorunu başgösterdiğinde.
Gülen Cemaati’nin “Medya Vakfı” sorulu-yanıtlı 19 maddeli açıklamasıyla açığa vurulmuştu. Ancak daha da önce MİT soruşturması ve yasası ile başlamıştı belki Gül’ün “yeniden aday olabilirim” şeklindeki Cumhurbaşkanlığı ve eleştirel “Gezi” açıklamalarıyla. Başbakanın kaçıncı kez değiştirilen korumalarıyla “derinler”den Cemaatçilerin temizlenmesi (ve yerlerine Ağar’ın adamlarının getirilmesiyle) önemli bir adımıydı “son”un. Şimdi isyan ettirilen Arınç’ın sitemleri, işte bu sürecin parçası ve önemli bir merhalesidir.
Arınç Gülen’le Erdoğan arasındaki “denge”ydi. Şimdi Gül’le birlikte Arınç da pozisyon almıştır. Seçimler gelmektedir ve tümünün sonuçlar üzerindeki etkisi görülecektir. Sarıgül boşuna ağzından “Rabbim”i düşürmemektedir. Boşuna Sabri Erbakan Esenler ya da Fatih’ten belediye adayı değildir. Cemaat’in ittifakları değişmiştir. Ve Amerika ziyaretleri boşuna değildir.
“Sonun başlangıcı” eski tarihlidir. “Son”sa yaşanmaktadır. İstanbul Belediyesi’nin AKP’nin elinden çıkmasının ardından “noktası” konulacaktır!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa