BİR TIR dolusu “boru” Konya’daki bir KOBİ atölyesinden yola çıkıp Suriye’ye doğru yol alırken, uyuşturucu taşıdığı ihbarıyla Adana’da durduruldu. Tam da Türkiye’nin “hiçbir şekilde” Suriye’deki terörist sözde İslamcılara yardım etmediğinin uluslararası alanda kuvvetle savunulduğu bir anda, Başbakan yurt dışında konuyla ilgili açıklamaları göğsünü gere gere yapacakken, Adana Valisi ünlü Coş, TIR’da “1200 füze başlığı” evet “1200 füze başlığı” bulunduğunu açıkladı. Bir de Ege’de seyrederken Yunanistan Sahil Güvenlik tarafından durdurulan bir gemi dolusu kalaşnikof meselesi var.
Şimdi ihbarı yapan meçhul şahıs ya da şahıslar aranıyor.
Önemli olan silah ya da “füze başlığı görünümlü boru” değil, bunları kimin ihbar ettiği!
Gün gibi açıktır ki, ihbar “uyuşturucu” üzerinden değil de, “silah ve mühimmat” üzerinden yapılmış olsaydı, Adana polisi bu kadar şevkle olay yerine koşturmaz, önce bir sorar, soruşturur, işin içinde kim var, ne taşınıyor, kime gidiyor öğrenir ondan sonra müdahalenin kendisine düşüp düşmediğine karar verirdi. Normal prosedür budur çünkü!
Lâkin uyuşturucu denince ve kendi bölgesine kadar gelmiş bir TIR yükü söz konusu olunca gerekli inisiyatifi kullanmanın hiçbir sakıncası yoktur!
Ancak operasyon çok sakıncalı bir yere dokunmuştur. Belli ki, Adana polisinin eylemi rastgele birinin şüphe üzerine yaptığı bir ihbarın sonucu değildir. Adana polisi profesyonelce kurulmuş bir tuzağa düşmüş, bir çuval incir berbat olmuştur.
Suriye krizini kendi planı doğrultusunda çözüme zorlayan T.C. Hükümetiyle, başta ABD olmak üzere farklı bir yoldan ilerlemeye çalışan uluslararası güçler arasındaki çelişki şimdi bu araçlarla sürdürülen örtülü bir savaşa dönüşmüştür. Onların istihbaratçıları, casusları devrededir. Uyuşturucu yemini hazırlayıp yutturan da onlardır.
Boruların Konya’da imal edilip Adana üzerinden sevk edilmesi gibi bir kamuflajın ABD ve NATO istihbaratçılarını epeyce eğlendirdiğinden de kuşku duyulmamalı.
Bu olay uluslararası deniz yollarından sanayi çarşılarındaki küçük atölyelere kadar her yerin her türlü araçla izlendiğini göstermesi bakımından ayrıca ilginçtir. Hükümet öğrenci evlerini dikizlemeye çalışırken eloğlu da fena halde onu dikizliyor.
13 Kasım 2013
DİĞER YAZILARI
Bir ‘inatçı’ kahraman: Sevim Belli
1 Mart 2025
İngiltere’de sokaklar faşizme kapalı
11 Ağustos 2024
İki ucu savaş değneği
24 Mayıs 2017
Olsaydıyla bulsaydı...
17 Mayıs 2017
İdam...
19 Nisan 2017
Gariplerin ölümü
29 Mart 2017
Devletin ve milletin çıkarı nerede?
15 Mart 2017
Almanya'ya karşı birleşik milli cephe!
8 Mart 2017
‘Sözde bayrak’
1 Mart 2017
GÜNÜNYAZILARI








EVRENSEL'İNMANŞETİ

Vergide sahte sefer
Maliye Bakanı Şimşek’in servet sahiplerinin vergi ödememesine tepkiler üzerine ilan ettiği “vergi denetimi seferberliği”nden koca bir hiç çıktı. Müfettiş yetersizliği nedeniyle şirketlerin sadece yüzde 2’si denetlendi. Sınırlı denetimde bile kaçırıldığı tespit edilen vergi tüm şirketlerin ödediği kurumlar vergisinin yarısına erişti. Vergi yükü her zaman olduğu gibi bordro mahkumu emekçinin sırtında kaldı.
BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ

Menemen Belediyesi'nin kamu zararına neden olan aydınlatma lambalarına suç duyurusu

Diyarbakırlılar sürece karşı temkinli
‘Dilimizi, kültürümüzü korkmadan yaşamak istiyoruz’

Gaziantep'ten bir tekstil işçisi yazdı
‘Mehmet Türkmen’i serbest bırakın’

‘Demokrasi Gemisi’ Oyunu Yönetmeni Harun Özer anlattı:
Evrensel'i Takip Et