13 Kasım 2013

Erdoğan Diyarbakır\'a gidecek de...

Başbakan Erdoğan, Arınç’ın katılmadığı AKP Meclis Grubunda “Arınç’ın isyanı”na ilişkin, “Sorunlarımızı aramızda konuşup çözeriz. Kimse el ovuşturmasın!”da ısrarını sürdürürken, bu hafta sonunda Diyarbakır’a gideceğini de açıkladı. Hafta sonunu Diyarbakır’da geçirecek olan Erdoğan’ın orada Irak Kürdistan Federe Devleti Başkanı Mesut Barzani ile göreceği de belirtiliyor.
AKP basını ve Başbakanın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan bu ziyaretin “çözüm süreci” ile bağlantılı olduğunu, Başbakanın bu süreçle ilgili açıklamalar yapacağını öne sürüyorlar. Dahası AKP propagandası, Barzani ile görüşmesinde Başbakanın, Irak-Türkiye ilişkilerindeki yakınlaşmanın Barzani ile ilişkileri soğutmayacağını söyleyeceğini, PYD-Barzani yönetimi gerginliğinin konuşulacağını öne sürerken özellikle de “Barzani’nin çözüm sürecine destek verdiğine” dikkat çekerek, Barzani üstünden “çözüm sürecine” Hükümetin aktif müdahale edeceği imajını uyandırmaya çalışıyorlar. Burada özellikle de “Barzani’nin Kürt halkı arasında sevilen bir lider olduğuna” vurgu yapılıyor.
Ulusalcılar da Başbakanın Diyarbakır’da Barzani ile görüşecek olmasını “BOP’un Diyarbakır merkezli Büyük Kürdistan planına destek” olarak gösterip karşı çıkıyorlar.
Elbette ulusalcılarınki artık kronik bir hal almış olan hezeyanları!
Çünkü Hükümetin, Başbakanın, bakanların komşu ülkelerle, özsel olarak da Barzani ile de ilişkilerinin iyi olması, çeşitli konuları görüşmeleri elbette iyidir. Bu açıdan Barzani ile Erdoğan’ın Diyarbakır’da görüşmelerinin elbette tartışılacak, “niye görüşüyor” diye eleştirilecek bir yanı yoktur. Ancak burada görüşmekten çok, (Belki bir zamanlar, henüz Güney Kürdistan Hükümetini tanımadığı zamanda görüşmenin içeriğinden bağımsız görülmüş olması önemliydi) görüşmenin içeriği önemlidir.
Bu açıdan bakıldığında, Başbakanın Barzani ile görüşeceği konularla ilgili yandaş basında çıkanlardan Barzani ile görüşmenin, çözüm sürecini ileriye doğru götürecek konuları kapsamadığı anlaşılmaktadır. Dahası Barzani ile görüşmenin Barzani yönetimi ile Rojava’daki PYD yönetimiyle gerilimi değerlendirerek, Rojava’ya yönelik Barzani yönetiminin, baskısını sürmesini destekleyeceği, bunun yanı sıra Erbil’de bir türlü toplanmayan Kürt Kongresinde, eğer toplanırsa, Türkiye aleyhine bir karar çıkmasının önlenmesini isteyeceği belirtiliyor. Dahası “Kürtler içinde sevilen bir lider” vurgusuyla Barzani’nin Kürtler üstündeki etkisini kullanarak KCK’ye ve Öcalan’a karşı bir “Kürt müttefik” olarak Barzani kozunu kullanılacağı anlaşılıyor.
Başbakan Erdoğan ve Hükümetinin son günlerde çözüm sürecini tıkadığı, bölge halkını BDP’ye karşı kışkırttığı, “terör örgütü” edebiyatını yeniden öne çıkardıkları dikkate alındığında Barzani-Erdoğan görüşmesinden çözüm sürecini ileri götürecek bir adımın çıkacağına dair hiçbir işaret yoktur.
Tersine AKP Hükümetinin Barzani ile yakınlaşmasını bir yandan KCK ve PYD üstünde baskı yaratacak önlemler alınmasının, öte yandan da BDP’ye karşı Barzani’nin olduğu kadar etkisini kendi arkasına almayı amaçladığı anlaşılıyor.
Şu açık ki Erdoğan Hükümeti Türkiye’nin Kürtlerini açıkça muhatap almak ve ciddi bir müzakereyle sorunun çözümü doğrultusunda adımlar atmak yerine Barzani’yi muhatap alarak, Türkiye’nin Kürtleri içinde bölünme yaratmak gibi bugüne kadar AKP Hükümetinin de önceki hükümetlerin de defalarca denediği yolu yeniden denemektedir. Onun için de Diyarbakır’daki toplantıdan Kürt sorununun çözümüne dair olumlu bir adımın çıkması beklenemez.  
Bu yüzdendir ki Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretinin bir seçim gezisini aşmayacağını, “toplu açılışlar” ve “toplu düğün törenleri”yle şov yaparken Barzani ile de Kürtlerin arkasındaki farklılıklara oynanan bir gezi olacağını söyleyebiliriz.
Gerisini ise hafta sonunda göreceğiz.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamu işçisi hedefte

Kamu işçisi hedefte

Ücretleri baskılayan Erdoğan-Şimşek programının yeni hedefi toplu sözleşme sürecine giren 600 bin kamu işçisi. Sendikal bürokrasi eliyle işçiden kaçırılan sözleşme taslağı, iktidar medyasına sızdırıldı. “Taleplerimizi karşılamıyor” diyen işçiler öfkeli. Ekonomide, iç ve dış politikada sıkışan Saray iktidarı, toplumu yönetebilmek için yasaklara, gözaltılara ve tutuklamalarla sarılıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et