2014 yılı bütçesi hazır!
İnceleme olanağı bulduğumuz metnin tam adı, “2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı.” Bu metnin bakanlıklar başta olmak üzere, birçok devlet kurumunun (merkezi ve yerel) bütçe cetvellerini içermediğini, özetle sınırlılığımızı baştan belirtelim. Söz konusu ek’lere ulaşıldığında kuşkusuz daha ayrıntılı bulgulara ulaşmak mümkün. Bununla birlikte, konuyla ilgili çalışanlar bu kapsamdaki metin üzerinden de hükümetin nasıl bir ekonomik yıl planladığını ortaya koymanın mümkün olduğunu bilirler. Biz de şimdilik bu kadarıyla yetineceğiz.
Hükümet tarafından TBMM Başkanlığı’na gönderilen Tasarı’nın başlangıç bölümünde yer alan hem genel hem de madde gerekçeleri bölümünde 2013 yerine 2014 yazılmış olması dışında hiçbir farklılık yok. Öğrenciler arasında yaygın olan ve her daim ‘üretiminiz size ait olsun, özgün olsun’ gerekçesiyle eleştirdiğimiz kes-kopyala-yapıştır uygulamasını burada da görüyoruz. AKP Hükümeti’ne daha baştan sitemimizi iletmemiz gerekiyor. Öyle ya 2013 yılında, %4 artış hedefledikleri gayri safi yurtiçi hasıla(GSYİH) için yılın ilk üç çeyreğindeki veriler üzerinden düzeltme yapıp, 2014 bütçe tasarısında 2013 gerçekleşme tahminini (hedeflerini) %3,6’ya düşürmek zorunda kalmalarına rağmen, ki yıl sonunda gerçekleşmenin bunun çok daha gerisinde olacağı da açık seçik ortadayken. Büyüme dahil pek çok hedefinin gerçekleştirilemediğine bu tasarıda da yer verilen-verilmek zorunda kalınan 2013 bütçesinden ders alınması gerekmez miydi? Ona göre yeni hedef ve gerekçeler belirlenmesi gerekmez miydi?
Tasarıda, genel bütçe toplamında önceki yıla göre %8,1’lik bir artış hedeflenmiş. Bununla birlikte, ihracatta önceki yılın gerçekleşme tahminine göre %13’lük bir azalma kabul edilmiş. Tasarıya göre, toplanması hedeflenen vergiler üzerinden genel bütçe gelirinin yalnızca %28’inin gelir ve kazançlar üzerinden alınan vergilerden karşılanması programlanmış. Özetle, dolaylı vergiler vergi gelirinin %70’inden fazlasını oluşturuyor.
Tasarıda bir başka saptamamızı sosyal devletin kayboluşu olarak paylaşabiliriz. Herkes biliyor ki bu durum yeni değil. Ancak geldiği düzey çarpıcı. Merkezi ve yerel devlet (kamu) harcamalarında bir deprem yaşayacağız. Önceki yılın artış yüzdelerine göre, kamunun yatırım harcamalarında %94,1’lik, kamu tüketim harcamalarında da %25,6’lık bir azalma-“tasarruf” söz konusu. Kısaca devletin 2014 yılında taş üzerine taş koymaya, gereksinimi olanlar adına bir şeyler satın almaya niyeti yok. Bu durum, eğer sessiz kalırsak, 2014’ün açık ve net olarak emekçiler, köylüler, esnaf ve yoksullar için daha da zor geçeceğinin habercisi. Beslenmeden barınmaya, sağlıktan ulaşıma, elektrikten doğal gaza ve suya zam ve cepten harcamaların artışı anlamına geliyor.
Sağlık Bakanlığı, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’nun bütçe içindeki toplam payı %3,84’dür. Üç kurumun bütçelerinin genel bütçe içindeki payı, 2013 yılı bütçesi içindeki payından (%3,76) yalnızca %2.1’lik bir artış göstermektedir. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin bütçe içindeki payı %11,61 olup, 2013 yılı payına göre %8,5 artırılmıştır. Bunun yanı sıra, Sünni Müslümanlar için ayrılan bütçe payındaki artış, yeni bütçenin artış oranında da fazla. Bütçenin ağzı AKP güdümündeki dindar yaşam için sonuna kadar açılmış. İki bin on üç yılı bütçe programındaki payına göre, %9,4 artış hedeflenmiş.
Paylaşmadan geçmeyelim. Gelecek yıl meydanlara çıkacak olanlar hazırlıklı olsun. Devlet şiddeti artacak gibi görünüyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bütçeden aldığı paydaki artış sağlıktan bile fazla, %3,6. Tasarıyı okumayı tamamladığımda aklıma ilk gelen “görünen köy kılavuz istemez” ata sözümüz oldu. İsterim ki biz de “Halep oradaysa arşın da burada” diyebilelim.
Evrensel'i Takip Et