‘Dershane’ başlıklı sahne oyunu
Dershane problemi şizofrenik bir hal aldı gibi… Çelişki, tutarsızlık, siyasi oyunlar, kişisel çatışmalar, belirsizlikler, çift anlama gelen açıklamalar, vs. Yazının başlığında da zaten “…başlıklı…” kelimesi “…konulu…” kelimesi yerine özellikle seçilmiştir. Çünkü konu dershane değildir.
Dershanelerin kapatılmasının AKP ile cemaat arasındaki bir çatışmadan kaynaklandığını söyleyenler… Dershanelerin kapatılmasının fırsat eşitliğine aykırı olduğunu söyleyenler…Dershane yapılanmasına karşı olanların bir kısmı da ne düşüneceğini ve ne konuşacağını bilemez durumda çünkü bunların bir kısmı AKP’ye karşı ve dolayısıyla AKP’nin bu uygulamasına yönelik olarak şüpheyle yaklaşıyorlar. Ama zaten dershanelerin kapatılıp özel okula dönüştürüleceği söylendiğinden bu şüphe de ortadan kalkıyor ve AKP’yi eleştirilerine devam ediyor dershane karşıtları.
Dershanelerin işlevine bakarak bu durumu analiz etmek mümkün olabilir. Ve bir de dershanelere kimlerin gittiğine ve dershanelerden kimlerin yarar sağladığına… Dershanelerin öğrencileri hazırladığı merkezi sınavların işlevi de önemli tabii ki.
Dershanelerin işlevi nedir? Merkezi sınavlara öğrencileri hazırlamak… Çok büyük dershaneler, sınava hazırlama yarışında daha avantajlı. İstisnaları olmakla birlikte, büyük ve pahalı dershanelere gidenler ortalamada daha şanslılar. Dolayısıyla bu dershanelere gidecek parası olanların da sınava hazırlanırken daha şanslı olduğunu söylemek mümkün. Fakat istisna olarak nitelendirilebilecek durumda olanlar dershaneler kapatılırsa ne yapacak? Sınava nasıl ve hangi destekle hazırlanacak?
Dershanelerin öğrencileri hazırladığı merkezi sınavların işlevi nedir? Sınıflandırmak, elemek, seçmek… Bir üst öğretim düzeyine (ortaokul, lise, üniversite) devam etmesi uygun görülenleri seçip diğerlerini elemek… Ve dolayısıyla toplumda üst düzey (yüksek gelirli, prestijli) meslekleri icra edecek olanlarla alt düzey işleri, görevleri yerine getirecek olanları belirlemek… Bu sürece uygun kaygıyı da üretmiş oluyorsunuz zaten bu şekilde. İnsanlar bunun için ellerinden gelen her türlü fedakârlığı yapıyorlar. Sınıf atlamak, daha iyi yaşamak uğruna… Bu kaygı sayesinde bir pazar da açılmış oluyor böylece. Sektör para kazandırıyor yani. Sektörün para kazandırması dışında kaygı da yeniden üretildiği için kapitalist düzen de buna bağlı olarak yeniden üretilmiş oluyor. Dershaneler, dershane öğretmenleri, rehber öğretmenler de buna gayet güzel ayak uyduruyor: “Günde 500 soru çözün, 1000 soru çözün! Yoksa seni düşük düzeyli sınıflara yerleştiririz. Dershaneye gitmezseniz kazanamazsınız. Aman haa, sakın!!! Başarı da başarı, başarı da başarı!!!”
Kapitalist üretim biçimi değişmediğine, sınavlar kalkmadığına göre dershaneler neden kapanıyor? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Sınavlara kim hazırlayacak? Okullar mı? Yoksa sınavlar da mı kalkacak? O zaman seçme ve eleme işi nasıl yapılacak? Şu anda 12 yıllık zorunlu eğitim çerçevesinde kurulan düzen seçme ve eleme işlevini yerine getiren bir garabete dönüşecek belki de. Örneğin sekizinci sınıflara yapılacak merkezi ortak sınavlar bunun için kullanılan araçlardan biri olacak. Her düzeyin sonunda, rehberlik servislerinin de katkısıyla(!) yapılan bazı değerlendirmeler, yine buna hizmet edecek. Veya yakında çıkacak olan başka bazı akla ziyan projelerle, süreçlerle bu seçme ve eleme düzeni devam edecek. Ama yine de büyük bir belirsizlik var ortada.
Dolayısıyla, her zaman her konuda olduğu gibi, baş(!) siyasi aktörlerin birbiriyle çatışması üzerinden pazarlanmaya çalışılan, insanların zihninde merak uyandırmaya çalışılan sözde demokrasi düzeni, başka bir deyişle siyaset magazini(!), yine yüzeysel bir şekilde tartışılan bir gündem konusuna odaklanmış durumda: “Cemaat – AKP çatışması”. Düzen(!) değişmedikten sonra, ister dershaneleri kapatın, ister açık tutun. Hatta isterseniz dershanelerde kızlı erkekli oturmalarına da izin vermeyin.
Sahnede bu oyunları oynayacağınıza sıkıysa sınavları kaldırın, eğitimi parasız yapın, bütün bekleyen öğretmenleri atayın, okulları halklara bırakın. On sekiz yaş altındaki çocukların sermaye tarafından sömürülmesine bir son verip devlet burslusu olarak onları okullara geri alın, sıkıysa. Sıkıysa ana dilinde eğitimi başlatın.
Evrensel'i Takip Et