20 Kasım 2013

Çözüm anahtarı kilide hapsedilmiştir

Barzani ve Erdoğan’ı birleştiren Rojava’dır. İki tarafın ekonomik çıkarları, bölgede bir devrim potansiyeline karşı ittifakın temeli olmuştur.
Rojava, yalnızca Kürt halkının demokratik birliğinin değil, bölgenin bütün halkları arasında, Fars, Arap ve Türk halkları arasındaki gelecekteki kaçınılamaz büyük birliğin de ilk ışığıdır. Bu yüzden Amerika’nın da korkulu rüyasıdır. Türk ve Kürt egemen sınıfları ve ABD, Öcalan’ı, BDR’yi ve PYD’yi dışta bırakan, onların Kürt halkının öz çıkarlarıyla birleşen politikalarını etkisizleştiren bir “çözüm” üzerinden ilerlemek istiyorlar.
Ancak bunun için her şeyden önce Kürt halkının siyasal ve duygusal eğilimlerini kazanmak önemli görülmüştür.
Düzenlenen sahne, Kürt halkının duygularıyla oynamaya uygun figürlerden seçilmiştir İbrahim Tatlıses ve Şiwan’ın yetmeyeceği düşünülerek, Ahmet Kaya’nın da ruhu çağrılmıştır.
Bu kadarı da Diyarbakır halkını umulduğu ölçüde kazanmaya yetmemiştir.
Siyasal bakımdan kazanmak için cezaevi ve dağ sembollerinin kullanılması gerekmiştir.
Öyleyse, sorunun asıl çözüm anahtarının nerede olduğunu görüyorlar demektir.
Bir kilit düşünün, kapatılmış ve anahtarı kilidin halkasında duruyor. Kilidi açmak için anahtarı almak gerek, anahtarı almak için kilidi açmak gerek. Hükümet, buna çözüm diyor.
Ülkede ve bölgede Kürt halkının özgürlük mücadelesini bütün sorunların kilit noktası olduğunu ve bunun ancak tam hak ve taleplerin eksiksiz karşılanmasıyla çözülebileceği görülmeden, petrol, su ve toprak üzerinden para hesaplarıyla, ne kapılırsa kârdır anlayışıyla yaklaşıldıkça sorun ortada kalacaktır.
Unutulmamalıdır ki, egemen sınıflar ve emperyalizm denetiminde gelecek çözüm bundan daha ileride olmayacaktır. Kürt halkı, kendi elleriyle bugüne kadar getirdiği özgürlük mücadelesinden, sulu gözlü palavralara teslim edecek kadar kör değildir.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

Antep’in de aralarında olduğu bölge illerinde ortalama işçi ücreti asgari ücretin altında, haftanın 7 günü, pazarları 12 saat çalışma, üretim baskısı! Devletin ve patronların yasaklar, kolluk gücü ve sendikacı tutuklamasıyla devam ettirmek istediği bu düzenin dayanılmaz hale geldiğini söyleyen Çelikaslan işçisi, tüm işçileri BİRTEK-SEN çatısı altında birleşmeye çağırdı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et